içindeki sıkıntılardır, aniden gelen soğuk rüzgar gibidir geldi mi geçmezdir.
ölüm tarlalarını andırır, toprağın yok oluşunu, ormanın dağılışını, cam evdeki, perdelierin kapanmayışını..
bataklık, dbine giren bataklık. yeşil bir çay bardağının, içine hapsolmuş gibi'dir...
tek, göçük altında kalan sensindir. herkes hapisaneden çıkmış sevdiklerinin kokusunu alıyorken, sen içerden onlara bakıyorsundur birde dışarı çıkanlar sana, kısı kıs gülüyordur.
sen ise, hiçbir şey hissetmeden çıplak vucudunu duvara yaslamış, sadece izliyorsundur, gelen geçen arıları o arı ki; bir tanesi sana sokmuştur acıyı bile umursayacak halin yoktur ayakların nasır olmuştur, acıyordur.acıyı duymuyorsundur çünkü; arkana bıçak sokulmuştur gökyüzünden yağan bıçaklar o oda o ev o bakışları artık görmüyorsundur
çünkü; gözlerine, boyalar akmıştır hapisanenin akan tavanı..
burası çıkmaz sokaktır çıkmaz katil gelmiş, tüm saçlarını yolmuştur hatta benzin bile, dökmüştür sen bilemezsin
-biliyor musun?
duvarın arkasında artık cinsellik sonucu ölmüş, karınlar vardır.karıncalar cinsellikten sonra ölür
zevksiz cinsellikler, zevksiz ölümler gibi...
korkarsın buz gibi çayların etksinden, belki içine nüklüer atıkları konulmuştur diye..
-çay içmek bile haram
su içtim ben sadece sıcak oda dilimi yaktı, çünkü; içinde, şeker bile yoktu...
(bir antikaw militarist denemesdir)
çok farklı sebeplerden kaynaklanan sıkıntılardır. direnişli ve güçlü olmazsak eğer, bu sıkıntılar bizi yıpratıp mahvedebilir. şu halde, randımanlı olun. bir sıfır maça her zaman önde başlarsınız.