Saçlarını dağıtır rüzgâr Yeditepe üzerinden.
Hatıralar tarihin küllerini savurur.
Kadın gibi, kısrak gibi.
sarılayım gel ince beline.
Yarim istanbul.
gel öpeyim gerdanından.
Alismali alismali yikilip yeniden kalkmaya,
Kabullenip sana düseni dünyaya birakmaya.
Yüklenip tüm acilarini kendine yaslanmaya,
Kimsesizligin hesabini Istanbul'dan sormaya...
ver elini istanbul gezelim senle şöyle bir
anlatacaklarım var sana, kulelerine ve çınarlarına.
bir kızı sevdim istanbul ben ona o kırmızıya hayran,
sen kazan ben kepçe dönüyorum sokaklarında peşi sıra.
yedi tepeli kadim dostum benim
büyüksün bilirim,
yap bir büyüklük düğümle şunun yollarını kapıma.
bana inan istanbul tükeniyorum inceden
bilseydim aşk böyle bir şeymiş, seviyorum der miydim önceden
bir sızı geçmiyor istanbul bir de sözüm geçmiyor ona
sözüm ona sevmeyecekmiş beni günlerdir her sözüm ona.
yedi tepeli kadim dostum benim
büyüksün bilirim,
yap bir büyüklük düğümle şunun yollarını kapıma.
düşün ki boğazına dizilmiş söylemeye yeltendiğin her söz
mecalin yok, mecnunsun, yanıyorsun ilk defa
düşüm orda istanbul bir yerinde uyuyor
yap bir büyüklük düğümle şunun yollarını kapıma.
canımız ciğerimiz herşeyimiz aziz istanbul'un ismini zikreden şarkılardır. 28 şarkı ve türküden çıkarttıklarım aşağıdadır efem.
Bu aksam butun meyhanelerini dolastım istanbul´un.
Seni aradim kadehlerdeki dudak izlerinde.
Hangi piskopat böyle bir arama yapardı ki sonu olmayacağını bile bile. Ya ben seni arıyordum umutsuzca yada istanbulu geziyordum kusursuzca. Belki seni hapsetmiş istanbul, belkide eski bir banda kaydetmiş. Belki cızırtılı , yosun kokulu bir meyhanede duyardım artık seni, belkide hiç...
istanbul; istanbul olalı, Hiç görmedi böyle gam ve keder. Her günüm sensiz, her günüm bensiz, her günüm kimsesiz. Bir karyolam sarar oldu beni dört yanımdan , o da eskimiş paslı yaylarından. Ama çaktırmıyorum bildiğimi ; Suratını asıp mızmızlanmasın diye.
Yağmur var bu sabah istanbulda. Gözlerim dolu , istanbul dolu, hayallerim dolu,evet doluydu eskiden. Sendin istanbulu istanbul Yapan, bendim istanbulu sen yapan. Yine sıkıldım bu sabah istanbuldan, Moralim bozuk, umudum kesik hele birde sen yoksun ya yazık hemde cok yazık.
Ah istanbul Ahh..! Mavi patiskaları yırtan gemilerini bile, uzaktan düşünürüm sende nefes almama rağmen. Ada sahilleri ; Bekliyorum, özlüyorum, dinliyorum gözlerim kapalı, gişeler kapalı, güneş kapalı. Her zamanki gizemli sisinle karşılıyordun sabahı. istanbulda sonbahar sabahı.
Çıldırdı yağmur Üsküdara Gider iken. istanbul ağlıyor hıçkıra hıçkıra. Ben hariç heryeri dövüyordu damlalar; ben hariç her yeri okşuyordu istanbul. Arıyordum umarsızca, arıyordum Şaşkın ve Çaresiz. Onu benden siz aldınız, siz çaldınız istanbulun geceden kalma ışıltılı , kalabalık ve kimsesiz sokakları. Kimi işinde gücünde, kimi heyecan peşinde, herkes kendi işinde, bense bir tek senin peşinde.
Benide özleyen olsaydı keşke. Benide bekleyen, beni düşünüp 'istanbulda bir yarim var' diye iç geçiren. Gün geçtikçe de ''Yarim istanbulu mesken mi tuttun'' diye hayıflanan. En önemlisi benide bir seven. Hayallerimin peşinden koşmuştum. Efkarlı efkarlı çekerken cigaramdan Şimdi istanbulda olmak vardı anasını satayım diye boşuna mı dalmıştım uzaklara. Neden geldim ki istanbula ? Anlaşılan ben istanbuldan ziyade istanbulu özlemişim.
Vapur, martı ve simit üçlemesi çözemediğim üç bilinmeyenli denklemi oldu istanbulun. At demiri kaptan insin yolcular; At demiri başlasın umutlar. Gel ! Sende gel arkadaş. Gelen gördü istanbulun çilesini, çek Sende ! çekki istanbullu olasın.
Bir baştan diğer başa yürüyebilirim istanbulu durmadan. Arayabilirim bakmadığım bir taş bile bırakmadan. Şarkı sözleri , balık halleri, saat kulesi. istanbullu bir güzel istanbul kadar güzel. Ama şu bir gerçek ki matmazel, ben sensiz istanbulun hasmıyım.
Yedi tepeli istanbul ! ver elini istanbul, verde öpeyim gerdanından. Ver sevdiğimi çıkayım hayatından. Ver ki diyeyim ''bu şehir için ölmeye değer'', verki diyeyim 'istanbul ellerinden öper.
Keşke sorsaydım sana o akşam; Kız sen istanbulun neresindensin ? diye. Sormayı bırak Bakamadım gözlerine bile, Tutuldum kaldım sende; Tutuldum Kaldım istanbulda. Olta iğnesi gibisin be istanbul. Bir kere battınmı çıkartması güç oluyor !
Sana dün bir tepeden baktım istanbul efendi. Hazırım tüm acılarıma, hazırım kendi kendime yaslanmaya, Geliyorum kimsesizliğin hesabını senden sormaya. Ey istanbul bu kaçıncı yiğittir sevdanın sonunu zafer belleyen; Ey istanbul bu kaçıncı aşıktır sevdiği uğruna ölümü kurban eyleyen. Sıfır grubu kan gibisin sanki mübarek ! Herkese verecek birşeyin var lakin Almasını bilene. Emin ol alacağım, Emin ol bulacağım
istanbul ağlardı sen acıttığında ben değil.
istanbul kapardı narin perdelerini ben değil.
o vazgeçer sonra özlerdi seni ben değil.
yalan söyledim yalan söyledim...
Gözlerim kızarmış, annem çok uzaklarda,
Kardeşim kendi derdinde ben hala buralarda.
Sorarsan neden diye cevabı var inanmazsın,
Ama yine de söyleyeyim belki de, seni sevdiğim için.
istanbul, taşın toprağın kokmuş, belki temizdin eskiden, artık ruhun yorulmuş.
istanbul, bütün dengen bozulmuş, belki güzeldin eskiden, yaşlılık yüzüne vurmuş.
Ne kadir kıymet kalmış, ne suret insanlarda.
Herkes bir lokmanın peşinde kurtlar sofrasında.
Peki neden gitmedin? neden hala buradasın?
söylesem inanmazsın seni sevdiğim için.
istanbul, taşın toprağın kokmuş, belki temizdin eskiden, artık ruhun yorulmuş.
istanbul, bütün dengen bozulmuş, belki güzeldin eskiden, yaşlılık yüzüne vurmuş.