içimizdeki şeytan

entry168 galeri12
    168.
  1. en harika tespiti:
    ''insan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı.
    daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.''

    ve esere dair iyilik tanımlaması, hatırda kalan...

    ''iyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.''

    sabahattin ali - içimizdeki şeytan
    2 ...
  2. 167.
  3. evvela kitap bitirilmelidir, daha ancak yarısı olmuş... sonra insan analizi yapacaksın, kimin içinde şeytan var kimin şeytanı nasıl kafa yorarsın.

    zaten sabahattin ali’nin genel tarzı bu şekilde.
    3 ...
  4. 166.
  5. hem toplumsal çelişkiler muazzam diyaloglarla anlatılmış, hem de karakterlerin iç hesaplaşmaları derinlemesine irdelenmiş. yazı dili ağır gelebilir, anlatım tarzı sizi tatmin etmeyebilir fakat ömer ve macide'nin hikayesi beni hep çok etkiler. henüz yazım hatası yapmadan, doğru düzgün girdi yazamayan sözlük yazarlarının kitaba kötü, iğrenç, anlamsız ifadelerini yüklemesi de ayrıca gülünç. dönemin diyalogları günümüzde daha benzer şekilde gelişebildiğinden bu kitap bir dönem kitabından öte zamansızdır. özellikle macide'nin idealist bakış açısı bile başlı başına bir hayranlık sebebidir. yazarın yarattığı nihat karakteri bazı çevreler tarafından hoş karşılanmaz, çünkü hedefi aslında bellidir ve atsız'a tabiri caizse bilezik gibi geçiriverir. velhasıl bu kitap düşünme becerisi gelişmiş insanlar için bir başyapıt, ne yaptığını bilemeyip kendini ifade edemeyenler için zaman kaybıdır.
    1 ...
  6. 165.
  7. 165.
  8. 163.
  9. bitirdikten hemen sonra icerigini hafızamdan sildiğim gereksiz kitabın adı.

    bana çok övülen kitapların dandik olduğunu öğreten kitaplardan biridir aynı zamanda.
    2 ...
  10. 162.
  11. Ömer adlı şeytanın yaptığı tüm ibnelikleri içindeki şeytanın üstüne atmasından dolayı.
    2 ...
  12. 161.
  13. 160. Sayfadayım hala kitabın adı neden içimizdeki şeytan anlayamadım.
    1 ...
  14. 160.
  15. içimizde kalsa daha iyi çıkartmaya çalışanlara kötü şeyler yapıyorlarmış hocalar.
    0 ...
  16. 159.
  17. Tipini siktiğimin ömeri adam olmayı beceremeyip bütün boku şeytana atmış. Raif efendi de öyle. Allah kadınları Sebahattin Ali erkeklerinden korusun.
    0 ...
  18. 158.
  19. Sabahattin Ali'nin edebiyat alemindeki adamcılıkları, iltimasları, torpilleri okuyucunun gözüne soktuğu romanı. Gerçekten bu memlekette bu kanı bozuk kültür tarih boyunca yakmadık can bırakmamış.

    Ayrıca bir anektot; romanda sürekli nefretle bahsedilen ve eğri büğrü tasvir edilen adam Peyami safa'dır.
    1 ...
  20. 157.
  21. bir sabahattin ali eseri.
    sabahattin ali nin en iyi eseri oldugu dusuncesinde cok insan bulursunuz.
    ama benim icin ne maria puder dir, ne icimizdeki seytan dır en iyi eseri; degirmen dir.

    beslenmeyen en buyuk askların bile tukenecegini unutmamaya..

    ---spoiler----

    “içimizde şeytan yok... içimizde aciz var... tembellik var... iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var.."
    **
    “birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... ne aradığımızı bilmeden aramak... şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim... dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?”
    **
    “sana nasıl anlatabilirim.'ilk görüşte deli gibi aşık oldum,yanıyorum,tutuşuyorum!'gibi laflar mı söyleyeyim.fakat işin tuhaf yanı bunlardan başka da söyleyecek sözüm yok.”
    **
    “kalabalık beni sahiden sıktı. ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. bu nefret filan değil… insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… sadece bir yalnızlık ihtiyacı. öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birilerini arıyorum. bütün bu beynimde geçenleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. o zaman nasıl hazin bir hal aldığımı tasvir edemezsiniz. kış günü sokağa atılmış bir kedi gibi kendimi zavallı hissediyorum.”
    **
    “iyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.”
    **
    “aralarında aynı haksızlığa uğrayan iki kişinin yakınlığı teessüs etmeye başlamıştı”
    **
    “hiçbiri insanı insan yapan şeyin şahsiyet olduğunu, bütün ilimlerin, bütün tecrübelerin yalnız bunu temine yaradığını anlamamıştır.”
    **
    “ben daha çok kendi içimde yaşayan bir insanım... bunun için size nazaran birkaç misli fazla yaşamış sayılırım.”
    **
    “içimizde şeytan var... can kırıkları var. nefret var, yalanlar var... bir yanımız bizi çoktan terk etmiş, kaçıyor... melankoli ve hüsran var..”
    **
    “sana kızgın değilim.sana kızmayacak kadar seni iyi tanıyorum.sonra seni seviyorum.neden sevdiğimi bilmeden seviyorum.bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim. allahaısmarladık.”
    ---spoiler----
    2 ...
  22. 156.
  23. adem ile havva elma ağacından yiyerek günahkar olmuşlardır. buradaki elma ağacı aslında şehveti,tensel zevkleri simgelemektedir. eğer adem ile havva bu ağaçtan yemeselerdi, şehvet olmadan cinsel ilişki kurabileceklerdi. böylece cinsel organlar bedenin diğer organları gibi iradeye boyun eğeceklerdi ve insan lanetlenmemiş olacaktı. ama insan tanrının lanetini kazanmıştır. bu günah kalıtımsaldır. o nedenle adem’in çocukları birbirini öldürmüştür. ancak tanrının lütfu ile insan günahkarlıktan kurtulabilir. iyiler tanrının lütfuyla “gök devletinin” günahkârlar “yer devletinin” vatandaşlarıdırlar. kendilerine egemen olabilen insanlar gök devletinin vatandaşı olabilirler. bu ayrım aslında beden ile ruhun ayrımıdır. şeytan bedendedir. ondan ancak inanarak ruha tam olarak teslim olunarak kurtulunabilir.
    0 ...
  24. 154.
  25. 153.
  26. genç yaşta ölen fransız yazar raymond radiguet'nin romanlarından biri. bir yasak aşkı konu alır.
    0 ...
  27. 152.
  28. Tolstoy'un karısından gizli gizli yazdığı bir kitaptır.
    0 ...
  29. 151.
  30. Sabahattin Ali - (bkz: içimizdeki şeytan)

    Adamın bir klasiği.
    Senaryosu ne kadar iyi olsa da adamın durum tespitleri her şeyi gölgeliyor ve sırf alakasız konular bile olsa okunacak hale getiriyor.

    Aşk ve doğru kişi olmak adına okuduklarımda en iyi olabilir.

    1940'lı yıllarda yayınlanmış ve dönemin türkiye'si ile şimdinin türkiye'si arasında halk nezdinde pek de bir şeyin değişmediğini gözlemleyebilirsiniz. Çökük bir ahlak var kalabalıklarda.

    Kendini toplumdan ayrı ve öteki hissedenler için yalnız hissettirmeyecek bir yapıttır.
    1 ...
  31. 149.
  32. ben de dahil çoğu insanın düşüncesi budur. "Kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil, insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birilerini arıyorum."
    3 ...
  33. 148.
  34. Sabahattin Ali'nin 1940 yılında yayımladığı bir romandır.
    2 ...
  35. 147.
  36. içimizde şeytan falan yok. Saçmalamayın.

    Sabahattin ali de bunu demek ister.
    5 ...
  37. 146.
  38. "fakat beklemek lazım... uzun zaman!"

    harikulade bir yapıt. okumayanların bir an önce okumasını tavsiye ederim. yüzümde hâlâ kitap boyunca yediğim tokatların iziyle yazıyorum. keşke çok daha önce okusaymışım.
    1 ...
  39. 145.
  40. Okunmuş, beğenilmiştir. Kitap okuma tavsiyesi dikkate alınasıdır.
    3 ...
  41. 145.
  42. Kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil… insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birilerini arıyorum. Bütün bu beynimde geçenleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman nasıl hazin bir hal aldığımı tasvir edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış bir kedi gibi kendimi zavallı hissediyorum.
    5 ...
  43. 144.
  44. neden kızıyorsun? neden şikayet ediyorsun? içinde seytan dedigin o şeyin en kıymetli tarafın olmadıgını nereden biliyorsun? sizin gibi bes hissinden baska duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıfımız dısımızdadır. gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sagır eden sesler, agzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce costurup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. yüksek insan dısına degil, içine kıymet verendir.
    1 ...
  45. 143.
  46. ömer en çok benimsediğim kitap karakterlerindendir. beni ömer ile tanıştıran dostuma buradan teşekkür ederim ki o bu durumlarda daha tutkuludur. bir köşe başı kitabıdır(!)
    14 ...
© 2025 uludağ sözlük