Genel de cinsel dürtülerle varlığını hissettirir. Bir kadının üzerin de, seri bir şekil de gidip gelirken. Bazen de karşımızdakini öldürmek isterken anlarız içimizde yaşayan, nefes alan bir hayvanın var olduğunu.
Ya da hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayarak; herşeyi ama herşeyi isteyerek ve asla yetinmeyerek büyütürüz içimizde.
Bazen sevmediğimiz birilerinin acı çekmesini seyrederek vahşileştiririz o hayvanı.
Ağlayarak sakinleştiririz.
Bazen de,
zor olsa da
terbiye ederiz, uysallaştırırız belki; ama asla öldüremeyiz. ta ki biz ölene kadar.
her ne kadar hayvan denilince , insan içindeki saldırgan duygular ifade edilsede, bazen sevimli hayvanlarda kastedilmektedir.
kelebek gibi kırılgan insan
kedi gibi kız, gibi.
Sigmund Freud'a göre bu psikanaliz'deki ıd'dir.
Kendisini Yalnızca ihtiyaçlara göre ayarlayan, eleştiri kabul etmeyen, güdüsel ve durdurulamayan yanımızdır.
Cinsellik, açlık, saldırganlık, kin, nefret gibi duyguları tetikleyen budur.
Bu yönü ağır basan birey, vicdan olgusundan uzaktır.