galatasaray'ın savunma oyuncu servet çetin'in yazdığı kitap. kitap hakkında '' ilk baskısını 300 adet basıyoruz. tahmin ediyorum yok satacak, kaçıranlar üzülecektir. '' demiştir.
"içimde çok tuhaf bir his var her yerim ağrıyor başım dönüyor dünya da dönüyor. deprem oluyor gibi titriyorum hem sevinçliyim hem hüzünlü. gözlerim kapanıyor hafiften hissizleşiyor bedenim tundra iklimi gibi soğuyor soğuyor soğuyor kısacası ölüyorum doğa da ölüyor ağaçlar kesiliyor yardım edin amk" coğrafyacının ölürken içinden geçenler.
Olur olmaz şeylere kafa yorma dedim her gün her dakika, düşünme en azında ya da görme mutlu olanları. Duyma hiç bitmeyen müziği ve tatma ve tahmin etme çok güzel olduğunu. Bir asi duvar çıkar önüne yerle bir eder seni. Başka insanlardan güç almaya çalışma. Değer vermemen gerekenlere değer verme dedim binlerce kez. Söylemek anlamsız. Bitsin artık haykırışların. Susmadan duyamazsın kendini.
Güzel olan şeyleri anlatmak öyle zor ki. Hüznümüz olduğunda sayfalar yazarız ama sevincimiz sözlerle kifayetsiz kalır. 'çok mutluyum' ne ki? Daha farklı bir şekilde anlatabilmiş bir şair bile yoktur ama hüzün için yazılmış onca şiirLer vardır. Güzel olan şeylerde hep doğada görülür, şöyle düşünelim: yemyeşil ağaçlık bir alan, güneşin ışıkları süzülerek çizgi çizgi yere vuruyor ağaçların arasindan. Yerde ayağınızın kenarında güzel bir nehir coşkulu bir şekilde akıp gidiyor, berrak ve temiz taa nehirin dibi görünüyor, yosun tutmuş tabanı hafif, doğanın en güzel yeşili kendisi. Bu nehir etrafındaki herşeye can veriyor ormanın bir can damarı gibi. Rengarenk çiçeklerle donanmış ormanın her bir yeri. Hafif rüzgarın esintisi yaprak Hışırtıları, ve kuş sesleri eşliğinde size bir ferahlık veriyor. Bu güzelliği içinize işliyor. Herşeyi ile seviyorsunuz o anı ve hiç bitmesini istemiyorsunuz. Hatta o an için zaman hep durmuş gibi ama bir yandanda hızla akıyormuş gibi,Tıpkı o nehir gibi. Aklınızla yavaşlatırken, kalbiniz dörtnal hızlandırıyor. Keşke güzel olan şeyleri daha güzel anlatabilsek. Can katabilsek onlara, hüznümüze kattığımız kadar.