içimdeki deliler

entry102 galeri0 video1
    26.
  1. Her gün bir yenisi doğar içimde ben bilmem onlar hep sessizliğimde konuşur karar vermeme ramak kala beni benden alıp başka bir yere sürükleyen dürtülerdir.
    1 ...
  2. 27.
  3. hayatımı bir gecede değiştiren hayal ürünlerimdir. tam ben toparlarken bir dokunuşla etrafa saçarlar tüm topladıklarımı ve bana renkli, ışıltılı bir gün başlatırlar her ne kadar onlara kızsam da.
    1 ...
  4. 28.
  5. keş serseriler...

    derin bir nefes aldı henüz bir tanesi. ki bir serinlik... adına yaraşır bir cesaretle atıldı. ki cesareti, korkaklığımdı farkettim. durmaksızın ve yorgunluktan daha yorgun adımladı zihnimde, varlığını hissettirmek istercesine... aşina eziyetlerim, muktedir ömrümde bu gece. size içelim... hesaba yazdıralı henüz birkaç ömür geçti. geçenlere de yuvarlamalı iki yudum. elbet irsaliyesi de kesildi, adet yazılmaksızın.

    sayısız yaşıyorum bu gece efkârımı ki gene gösterdiniz kendinizi... kalabalık gelmişsiniz ama bana sökmez. oturup muhabbet edecekseniz amenna ama savaşmaya dermanım yok henüz. zayıf bir ömürdeyim, yanıbaşımda efkârımı dürtmeyin. sessiz, sedasız oturun ve asla konuşmayın.

    cesaretinizin yapaylığına ihtiyacım yok. ki bir kibrit lazım şimdi yakmak için eteklerinizi... gömleklerinizi çıkartmışsınız ki bu asıl özgürlükten kaçmak olmalı. korkak, çaresiz, amansız bir kaçış... sonsuz bir kaçış. efkârımdayım ya dağıtmayın dikkatini efkârın. çilenin içindeyim henüz, çıkartmayın. akıllı olun...

    orada, kapının ardında saklı şişe... devrik bir lider edasıyla gözünü dahi kırpmıyor. getirin bana üfleyeceğim... ses çıkmazsa korkmak vaktini geçirdik demektir. raydan çıkar kimbilir, bunda da vardır bir hayır... ama kaçırmanın getirdiği hüzünle boyanıyorum.

    tellerini titretmeyin nur sedasının, aramız açık ki korkuyorum kızdırmaktan. vakit de geç olmak için fazla ısrarcı, uyanmasın çekilmiş sesler, suretler...

    hoşgeldiniz, tam da nerede kaldığınız konusunda telaşlarım yapışmaktaydı paçalarıma... tam da asacaktım kederi, hayat ilmiğine geçirip de taburesini tekmeleyerek var gücümle...

    hoşgeldiniz, sevindim ziyadesiyle...
    3 ...
  6. 29.
  7. yok, yok! tek hücre kalmamış kafa tasınızın ayrılmış bölümünde keş serseriler...

    kıvrımlardan kurtulmuş olmak, sonsuz boşlukta kurgulamak bu kadar kolay olamaz. imgelerin dahi kıvrımlara gizlendiğini düşünürsek hayalgücünüze hayran kalmamak mümkün değil!

    olmaz, olmamalıydı. hadsizliğin böylesi garipsenmekten ötesine tabi sayılmalı. diyeceği olan çıksın kürsüye ve aynaya bakmanın yersizliğini anlatın oradakine... gelsin ve otursun. öğrenecek çok şey var bu gece... etüd edecek bir şey değil hiçbiriniz için. hepsi yeni heyecanlar, taze öğrenilmişler. oradaki boşluğa ihtiyacımız olacak şimdi açın kapılarını... savaşmaya hala takatim yok! dinlemeyecek olana uğurlar olsun...

    kurtulmak için tek şansınız var ki benim elimde o bile kalmadı. dinleyin şimdi! kurtuluşunuz, sağ elimde tuttuğumdur. iyi bakın ama ezberlemeyin. anlatacağım...

    aşk değil bu ve bizler maşuklarız... aşksa ele avuca gelmez öğrenin. hava karardı seyri normal olarak. kararmamış olsa delirmesinden şüphe ederdim. ve ben gene hapsoldum karanlıklarda. şişe orda dikili oysa içimde devrilmesine inat. görüyor musunuz?

    "çizginin yanlış tarafında duruyorsun." bu taraf bana ait. senin yerin çizginin diğer tarafı... ki aramızdaki fark da burada saklı. ben, senin kurtuluşunun mucidi; sen ise benim kurtuluşumun canlı örneğisin. aldırmamayı öğreneli de birkaç ömür oldu, aldırmıyorum...

    cesaretiniz, usumdan üstün olduğunda özeniyorum size ama kurtuluşum gene benim sol elimde... çizginin diğer tarafı oldukça cazip geliyor. geçecek olursam biriniz gelsin ve sağ elimdeki kurtuluşu alsın. oysa düşüreceğim, biliyorum geçiş sırasındaki sarsıntıyla... sıkı tutsam adımımı atamam, bilirim.

    sizdeki cesareti, bendeki hissiyata bürüdüğüm gün... yani şimdi bile söylediklerimin fazla ama yetersizliğinden dem vuruyorken çok daha fazlasını söylemenin vakti geldiği gün. işte kurtuluşunuz sağ elimde. cesaretiniz yetiyorsa gelin ve alın... bana sökmez bilesiniz!
    2 ...
  8. 30.
  9. çekiştirip duruyorlar beni, bir o tarafa bir bu tarafa.
    0 ...
  10. 31.
  11. 32.
  12. ikisi de gelmiş bana kafa tutuyorlar. kendimle cebelleşiyorum onların dediklerini yapmamak için. dinlesem olmuyor dinlemesem olmuyor. hala onların beni sevip sevmediklerinin sonucunu bulamamaktan yakınıyorken ben, yine onlara yenik düşüyor ve kavgalarıma son veriyorum.
    0 ...
  13. 33.
  14. bir deli, bir deli daha,
    bir deli, bir deli daha,
    her akıllıya bir deli,
    Tralelli, tralelli.*
    8 ...
  15. 34.
  16. -şşş geliyorlar.
    -şşşş sessiz ol!
    -duyacak sessiz ol!
    -fısıldasan ölür müsün?
    -lan bi sus ag salağı sıçtın entrye!

    -şşş geliyorlar.
    -aynen böyle tam sessizlik.
    -gelmek üzeredir.
    -nasıl bir anda bu kadar sessizleştin?
    -nerdesin?
    ...
    ...
    -gelecekler! beni bırakma!
    ...
    ...
    -geldiler görüyorum.
    -evet, hepsini; hepsi okuyor...
    -merhaba.
    -hoşçakal.
    1 ...
  17. 35.
  18. dışa vurumu bazen hoş olabilir. ama bazen...
    0 ...
  19. 36.
  20. soyun diye bağıran çılgın şeyler.
    0 ...
  21. 37.
  22. beni obsesif bir saplantıyla cezalandırılmam gerektiğine ikna etmeye çalışan delilerden biridir. farklı kimliklere bürünerek karşıma çıkar sürekli. siktir çeksen gitmez, ardından durur ve ruha karşılık verir:

    - beni kovmaya çalıştıkça kendine daha çok bağlıyorsun, farkında değilsin.
    0 ...
  23. 38.
  24. resmini her yakışım da -hem de her seferinde- çıldırdılar.
    ıslak saçlı kız çocuklarına rüzgarı yasakladılar sonra. baktılar ki, resmin yanmayacak. yapılacak tek şey kalmıştı, ıslak saçlı kızları ummana armağan etmek. ama yetmedi. sular yükseldi, saçları yandı o suyun içinde. inanır mısınız, o resmi yakamayan ateşte, ummanın içinde.

    -biteviye öldürecek misiniz beni? dedi.

    cevap yoktu.
    3 ...
  25. 39.
  26. acı içinde izliyorum varlığınızı... öyle dolaşın ortalıkta bir süre daha, nasılsa bitecek. rüzgârın estiği tarafa ilerleyen en akıllı olanınız değil, en ağır durabileniniz oysa, biliyorum.

    yarım şişe kalmıştı oysa ömrüme dair. özele saklanmış bir özelliği vardı kendi içinde... çok yol gelmiş, çok yer görmüş bir yarım şişe. bitter çikolata cabası olacaktı. geri gelmemin şerefine bir duble ona da verecektim ki o zamanlar şişenin diğer yarısına da sebebim yoktu elimde.

    sonra nedensiz ve zamansız buldum, onun payı da içindeydi... mezarına dökmek asla, yasak ve zinhar günah. oysa bir bardağın tabanını kaplayacak kadar viskiydi alt tarafı hissenin hepsi. bordo etiketini hanginiz ve hangi ara yoldu bilmiyorum ama güzel olmuş... kötü çağrışımlardan arınmış bir şişe kadar yakışmıyor elinize hiçbirşey, eminim.

    şimdi oturun ve dinleyin anlatacaklarım var size. boş bir ranza varsa haberim olsun. ki kendimden emin adımlarla geliyorum yanınıza... vakit gömüyorum önce, sonra gömdüğüm yeri unutuyorum. sigaranın biri yanarken ikincisini yakmak ürkütücü ama şaşırtıcı gelmiyor. bana boş bir ranza lazım. demirden olmalı ve dişlenmemiş demirleri. zaman dolu testileri gömdüğüm yeri bulmalıyım ama vaktim yok. acı, elim fakat gerçek olan işte bu... çok kalmayacak olmanız üzücü olsa da şimdilik bizbize iyiyiz. önce bir oturun ama kafam kaldırmıyor şu sıralar...
    5 ...
  27. 40.
  28. suretini çaldığım bir adamın sesiyle irkiliyorum. ki adam telaşlı, anlıyorum. çarptığı nesnelerden çıkan sesten ne olduklarını anlamaya çalışırken diğer taraftan da adamın soluğunu hissetmeye çalışıyorum. ahh hayır. ben bir hikayeyi yazamayacak kadar yorgunum ve gözlerim ağrının neme dönüşmesini, aslında daha çok nemin avurdumda birikmesinin hissiz meşakkatini yaşıyorum. öylece bekliyorum. sanıyorum ki, ben ne desem yapacak. orada beklerken bile, hareketsiz kal desem, nefesini bile tutacak. hakim olamıyorum, kaybettiğim kontrolden fırlıyor adeta. sesler! adam, gelme!

    kolumu kıpırdatmak istesem de sana doğru, belki dokunurum diye, başarısız bir hamle. hem de bu hikayeyi yazamayacak kadar yorgunum ve gözlerim senin düşmanın. adam, soluğunu çek ensemden. başımı sana çeviremeyecek kadar ağırlıktayım. adam, söyle o çarptığın fularımı üzerine bıraktığım sehpa mıydı? düştü mü yere? tüy hafifliğinde ipeğin sesini duymayacak kadar yorgunum. adam, gözlerim!

    -lütfen gider misin? dedi.

    soluk ensesinde.
    2 ...
  29. 41.
  30. içimdeki deliler...
    kızıyorum bazen susturmaya çalışıyorum, yine azarı yiyen ben oluyorum.hep üste çıkıyorlar.
    öyle saçmalıyorlar ki bazen; ben çekiliyorum onlar kavga ediyor.yoksa asıl akıllı onlar mı?
    birden konuşmaya başlayınca farkediyorum dişlerimi var gücümle sıktığımı bu da mı onların marifeti diye düşünüyorum şimdi..
    sırıtıyorlar şimdi *
    siz de sırıtıyorsunuz değil mi? kendi kendine sesli sesli kızan biriyim ve bunu kardesimin'abla kimle konuşuyorsun'demesiyle farkediyorum.
    gülünmeyi hakediyorum evet gülün; çünkü ben de gülüyorum...* *
    gülün; çünkü biliyorum gülseniz de kendinizi göreceksiniz bu cümlelerde, şimdi de sizinkiler başlayacaklar...
    merak etmeyin ey içi deli dolu arkadaşlarım, deliler deli olduklarını bilmezmiş.şüphelendiğimize göre sorun yok:)
    korkmayın düşünmek deliliğimiz değil; asıl anormal düşünmeyen *ler
    1 ...
  31. 42.
  32. gene burada, bir iç savaşın ortasında ruhum. yaklaşın bakalım...

    yedek zamanı olan var mı? benimkisi bitti-bitecek. yok olanlara eklemek kolay da envanterde açık veriyor hesap. nerede o "alemin delisi ben miyim?" diye dolanan? onu da getirseydiniz. bir avuç tohum koyacaktım avucuna, güdercilikten anlamam ama bu tohumlar ekilmeyi olsun hakediyorlar. yeşerecekler önce, sonra kuruyacak ve sonra tekrar yeşerecekler yeni bir bahara. umut gibi yeşerecekler her baharlarında... aşk kokacaklar ve kokusuyla bile sarhoş edecek kadar da etkili. sonra yanacak, kavrulacak, kuruyacaklar güneşin sıcağından, yel değecek sonra kurban olacaklar ama gene de yeşerecekler.

    bunu ona iletin.
    5 ...
  33. 43.
  34. 44.
  35. kalbin beyinle olan savasinda birden bire saklandiklari delikten cikip, superego ile dalga gecerler. istemediklerinizi yaptirmaya ve yapmak istediklerinizi yaptirmamaya calisirlar. raporsuz akil hastalaridir. aklin hastalaridir. gomlek giydiremezsin. saklanmayi en cok sevdikleri yerler bilincaltidir. bu heriflere cok dikkat etmek gerekir.
    1 ...
  36. 45.
  37. 4 sene terapi almama neden olan yavşaklar.birinin okey verdiği işe diğeri veto koyuyo ne yapsam birinden birine suç olarak geliyo.e hepside kendim, ben en iyisimi diğer benleri alıp beraber kahve içeyim belki uzlaşırlar (diğer ben nah uzlaşırım diyo ama denesem zararı olmaz heralde,öbür bende o yok derse ben tamam içelim diyecem dedi ha yok içelim dersede siktirsin gitsin hayatta olmaz diyor).nerede benim ilaçlarım yatıştırıcı alırsam kendim diğer kendimle sidik yarıştıracak gücü kendinde bulamaz tabi diğeride bulamaz.dikkat ettimde en üç taneyim ben ve diğer iki kendim offf cozuttum yine.barışmazsan barışma kendimle çokta sikimde.zaten diğer kendiminde sikinde değil biliyorum kendim seninde sikinde değil ama sırf trip atmak değilmi amaç sırf ipneliğine yapıyom işte bunu kendilerime.
    1 ...
  38. 46.
  39. saat gece yarısını geçmişti ve yine o sıcacık yatağına girecekti.o'nu hayal edip uyumaya çalışacaktı, belki birgün hayalleri gerçekleşir diye.yalvarıyordu yaratana, ağlamaktan tir tir titriyor kendinden utanıyor fakat seviyordu.aslında seviyor mu sevmiyor mu aşık mı aşık değil mi kendide bilmiyordu.sanırım delirmişti, içindeki bir türlü sönmek bilmeyen aşk ateşi onu gün geçtikçe delirtip,yakıyor,hamlaştırıyor hayatla mücadele etmeyi öğretiyordu.her gün o'nu görüp fakat o'na dokunamamak,koklayamamak eritiyordu fakiri.ölmek istiyordu aslında fakir, çünkü hayal kahramanıyla bir daha birlikte olamıyacaktı kendine tanına binlerce şansı tepmenin verdiği pişmanlıkla ölecekti.ve öldü.
    2 ...
  40. 47.
  41. yine çıktınız ortaya değil mi? yine geldiniz yanı başıma ve ben kovana kadar da gitmeyeceksiniz. hoş bazen kovsam da gitmiyorsunuz ya. istemiyorum diyorum, gelmeyin üstüme diyorum anlamıyor, konuştukça konuşuyorsunuz benimle.

    ne yapmak gerek bu delileri yola getirmek için? onlarla birlikte delirmek mi yoksa onları görmezden gelmek mi? ikisini de denedim... onlarla birlikte delirdim onlar mutluydular ama ben ben değildim. onları umursamadım görmedim yoklarmış gibi davrandım ama durmadılar daha çok delirdiler, kaçmadılar, yok olmadılar kendilerini göstermek için daha çok üstüme geldiler... ne yapmak lazım sahiden? kadere boyun eğip onları benden bir parça olarak kabul etmekten başka...
    2 ...
  42. 48.
  43. içimdeki deliler, senden adam olmaz dediler..

    boş boş konuşurlar bazen..
    2 ...
  44. 49.
  45. aranızdan birisi zaman mı dedi gene? yok, kalmadı, tükendi...

    ömrüm tükenmeden, zamanım tükendi. vakit hep ve tükenmez bir akşamüstü... oysa farklı günlerde bakıyorum ufka hep ve güneşin salınarak batışını izliyor gibiyim, ömrümün üzerinde. yüklendiklerine bakıyorum da hayran kalmamak mümkün değil zamanın kudretine ama geçişini seyretmek dahi yoruyor. hatta en çok da bu yoruyor ya...

    gel, otur. affettim... ama bir daha olmasın. zaman dediğini duymayacağım senin. hatta tek biriniz z demeyecek bundan sonra... arada yokluyorum yattığınız haneyi ve boş bir ranza hala yok gibi. şarkıyı hanginiz dinliyordu demin? ne de güzel söylüyordu "aşk bu mu, sevda bu mu, hayat bu mu?"... sanırım yaşlanıyorum. dik omuzlarım, daha bir çökmüş gibi sanki, kafam daha bir önde ve bakışlarım daha bir kan kırmızı. anlamakta zorlanıyorum ve kabullenmeliyim ki yaşlanıyorum. biriniz kalksın, tutsun kollarımdan. sen, sen olmaz... önce gömleğini çıkart şapşal.

    sen, ıslık çalan. gel tut kolumdan ki düşmeyeyim. doktor denge sıvısında sorun olduğunu söylüyor ki tüm bildiklerimi resetlemem an meselesi olabilirmiş, o kadar tehlikeli, o kadar fena... şarkıyı kim dinliyordu sahi? hanginiz?
    6 ...
  46. 50.
  47. her şeye isyan edip asi rüzgarlar estirenlerdir.

    yufaka yüreklilerle...çetin..
    bu yollar kutludur... tanrı dağına..
    kürşad ın narasıyla...
    ruhumuzu doldurduk... orhun kaynağın..
    bu kaynaktan içenin...yüreği tunç olur..
    türk e kefen biçenin ölümü korkunç olur..

    diye o yandan bu yana esip duran asi rüzgarın sesidir bu.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük