bülent ersoy hanfendinin evveli zamanından bir klibine konu olmuş küvet.
yanında zebani kılıklı siyahi figüran * elinde bir tas ve bülent ablamızın sırtından sütü döküyor *
kimi bilim adamlarımızda çıkıp süt banyosunun cildi gençleştirdiği hede hödüsü... gibi bir açıklama yapmıştır, süt içmek varken banyosunu yapmakta başımıza musallat edilmiştir.
bülent ersoy' un klibinde görüp hafızamıza aldığımız hijyen ortamı. ancak ben hep o küvetin içi ayran ya da kreçli su ile doluydu diye düşünürüm, bülent ersoy'un ona buna sürekli hediye ettiği hediyelerin sahte pırlantalarla süslü olduğunu düşündüğüm gibi. şimdilik kendisini allah-ü teala ya havale ediyorum, bakalım sırat köprüsünden o küvetle geçebilecek mi ?
gönül yazarın sıklıkla tekrarladığını söylediği hadise. allah muhafaza bir de kaymak tutsa kusarım ben oracıkta. sütle de banyo mu yapılır ya. ne de olsa nimettir. oraya buraya değmesi hayırlı değildir.
süt bulamayan bu kadar çocuk varken... midemi bulandırır. o sütü veren ineklere dahi acıyorum. o küveti doldurtanları sütü seven kamyoncuya havale ediyorum.
ne kadar güzel bi fantezi olursa olsun, ne kadar huzur verici olursa olsun, tam içinde rahatlamışken akla illaki bülent ersoy'u getirecek ve zevki kabusa dönüştürecek eylemdir.
ya da içinden bülent ersoy çıkma korkusu yaşatır insana.