ben yabancı dizileri pek bilmem. hangi dizinin çakması uyarlaması ya ismi neyse onu bilmiyorum.
ama köstebek filmi ile benzerliği olan dizi.
gelelim detaylara oyuncular güzel, yönetmen güzel senarist zayıf. belki de ilk bölüm sancısıdır.
vurgular ve duygular izleyiciye geçmiyor. hakikat ve eksiklik bu. neden geçmiyor izleyip göreceğiz.
senaristlerin mafya babalarının psikopatlıkla komiklik arasındaki ince çizgilerini gözden geçirmeleri lazım.
izlenebilecek bir dizi. ama merak ettim daha farklı ve orjinal bir isim bulunamaz mıydı? içerde biraz basit ve sıradan geldi bana.
buradan sonrası spoiler!!!!!
--spoiler--
sarp'a geçmeden önce mert karakterine değinmek istiyorum. mert'in geçmişi biraz suskunlar havası katıyor bana ve ilerleyen zamanlarda suskunlar tarzı çocukluk sahneleri göreceğiz gibi.
sarp ise çok orjinal bir karakter olmuş. ailesini karşısına alıp görevi için bütün bunları yapması ise çok idealistçe...
çetin tekindor bir üstad olarak rolünün hakkını veriyor ama şahsen bu tarz kıromsu bir rolü yakıştıramadım.
--spoiler--
Yazılarda ağır eleştiriler var. Bu ülkede bu tarz diziler her zaman tutulmuştur. Bu dizi kesinlikle çok tutucak reytingleri ağır etkileyecek. ahan da şuraya yazdım..
türk dizi sektöründen yıllar önce umudu kesmiş, mecbur kalıp da tv izlediğinde de tahammül süresi beş on dakikayı geçmeyen bir izleyici olarak herkes övmüş şişire şişire balon yapmış neymiş bu bakalım diye youtube sayfasından 1. bölümüne bakayım dedim. 2 saat 9 dakika süreyi görünce hafif bi gülümseme belirdi suratımda neyse dedim açtım yine. ve evet beşinci dakikada -bir hafta önce- yazısı çıkınca kapattım. yine uzun uzun bakışmalar arkaya müziği dayayıp ağır çekim hareketler falan yok bu da olmamış. alışmışsınız kalitesiz leş şeyler izlemeye oo olum bu süper dizi diye geziyosunuz etrafta. bi de bunlara destek olmazsak sektör nasıl gelişecek kafası var ki arz talep dengesinden haberleri yok sanırım. siz izliyosunuz diye çekiyolar bu çöpleri. hiç mi açıp bir amerikan bir ingiliz dizisi izlemezsiniz arkadaş. aradaki renk farkı bile uçurum ya resmen. bi de departed uyarlaması diyolar. bakın departed da uyarlama, infernal affairs isimli kore mi japon mu hatırlayamadığım bi filmden. ama bırak orijinal filmin adını kirletmeyi adını göklere taşımışlar. zaten çoğumuz önce departed'ı sonra infernal affairs'i izlemişizdir. neyse daha fazla uzatmayayım. zaten altyazılı film izleyemiyorum ben yeaa diyenlere ne anlatıyosam. izleyin siz izleyin. müthiş dizi.
bazı arkadaşlar "olum 2 saat dizi mi olur ya?, nesi efsane bunun?, nasıl izliyosunuz lan?" filan tarzı ithamlarda bulunmuş. ya bir türk dizisini yabancı bir diziyle kıyaslamanın mantığı nerede? türk televizyonu açıyorsan zaten beklentileri indirmek zorundasın yani. bunun ülkeyi sevmeyle filan alakası yok, 2+2=4 yani, gerçekler böyle maalesef.
diziye gelirsek o saçma kavga sahnesi dışında türk dizileri içinde iyi bir seviyede, izlenebilir bir dizi. bazıları da çalıntı filan diyor, madem iyisini yapamıyoruz çalalım bari. senaryoda saçmalıklar var mı? tabi var. polis adayları polis okulundan önce detaylı olarak incelenirler ilk olarak, organize suçlar müdürü telefonla polis adayını arayıp "gel, seni ekibimde istiyorum." diyemez yada kafasına göre adam çıkartamaz. eleştiriyoruz ama az da olsa hukuk diye bir şey var bu ülkede. bir de çok tesadüfi şeyler var. yani sadece istanbul olarak düşünelim, yanlış hatırlmıyosam 13 milyonluk bir nüfus var. bu 13 milyonda sarp, eski kardeşi mert ile aynı polis okuluna düşüyor, sonra yine kebapçı-müdür düşmanlığında kesişiyorlar, mert gidiyor sarpın (neyi olduğunu bilmiyorum) annesinin yanındaki kızla çıkıyor şans eseri filan... her şey bizim karakterlerin etrafında dönüyor gibi, türk dizilerinin en büyük eksiği bu bence zaten.