psikolojide kişiliği inceleyen bilim insanlarının kulladığı terimlerden biridir. içedönük kişi sosyal ortamlardansa yalnız kalmayı tercih eder. grup önünde konuşmaktan çekinir. büyük yazarların içedönük kişiliği olduğu konusunda yorumlar vardır.
kendine yaşattığı başarıların dış çevre tarafından bilinememesi yüzünden başarısız bireyler olarak görünürler sosyal hayatta.
topluluk içinde fikirlerini zınk diye açıklayamasalar da yalnız kalıp düşünmekle çok vakit geçirdiklerinden dolayı dışadönük kişiliklerden daha büyük fikirlere sahiptirler.
arkadaşlık sıkıntısı çekerler, çünkü kendilerine yakın buldukları içedönük kişiliklerle arkadaşlık kurmaya çalışırlar, kendileri gibi olanlarla ilişki oluşturmayı tercih ederler. ve bu da arkadaşlığın gelişmesini engeller. ilişki kurulabildiği takdirde o ilişki güçlü ve vazgeçilmez olur.
Bir çocuk aşamayacağı kadar büyük engellerle karşılaşır ve bu durum umutsuzluk raddesine varıp çocuğa mücadeleyi etmeyi bıraktırırsa kişi içedönük olur. Mücadele edemeyen, edemediği için de kazanamayan çocuk, mücadeleyi kazanabildiği yere, yani içeriye kaçar. Psikolog değilim, şahsi fikrim bu.
içinin güçlü olması vs züğürt tesellisi bana kalırsa.
içe dönük bı kişiliğim. çocukluğum mükemmeldi. sevgi ile büyütüldüm. ne istediysem yapıldı. babam yapmasa dedem yapardı nenem yapardı. bı şekilde olurdu. buna rağmen hala içime kapanığım ve aşamıyorum. bu da böyle bı entrydir.