harman yeri (sanem) türküsüdür. herkesin içindeki yaranın kabuğunu soyan bi türkü mutlaka vardır. benim de kanımı damlatandır.
yıl 2005. çok deliyim o zamanlar, kabıma sığmıyorum. herkes benden el-yüz yumuş durumda. böyle kalaba bi arkadaş ortamında takılıyoruz, gene havamdayım o gün, şamata gırgır o biçim. sonra bi kız gelip girdi ortama. aynı anda bende de derinden gelen ince bi yanma hissi. ama nasıl yanıyor. içime bişey girdi yakıyor karnımdan yukarısını. elimdeki çaybardağı masaya takatakatakataka yapıyor titremekten. ağzımı açmaya çalışıyorum dişler taktak yapıyor kapanıyor. velhasılı kelam 3 kez aynı ortamda karşılaştık nasılsın bile diyemedim kıza. 4. buluşmada şivesinden dolayı çorumlumusun sen diyebildim, evet dedi. sonra konuştuk, hoşlaştık birbirimizden. iş bulalım evlenelim dedik olmadı. babam imam, kız tarafı alevi. babamı ikna ettik kız tarafı sorun çıkardı. kız tarafını ikna ettik azrail son noktayı koydu. hayırlısı olsun dedik şükrettik halimize. ama ne içtiysek, ne yediysek üstesinden gelemedik o yanmanın. şimdi yolda yürürken, radyo dinlerken, türkü muhabbeti yaparken, bağlama çalarken biri bana bu türküden bahsedecek diye ödüm kopuyor. her seferinde kayışı kopmuş it gibi titriyorum, yanıyorum bu türkü mevzu bahis olduğunda.
sayıları oldukça fazla olan ama bazılarının ülke halkı üzerinde direk etki yaptığı türkülerdir. bunlara en güzel örnek şu olsa gerek; http://www.youtube.com/watch?v=zxnyzm1i3lw
(bkz: hastane önünde incir ağacı)
Gerek kendileri, gerekse yakınları sebebiyle hastanelerle aylarca, yıllarca uğraşmak zorunda kalan insanlar için çok can yakar bu türkü.