yolculuk sırasında görülen değişik insanlık manzaraları karşısında yürek bukan, hüzünlere gark eden hikayelerdir.
antalya merkezden elmalı ilçesine gitmek üzere ilçe otobüsüne bindim. korkuteli ilçesi'ne gelince üç dk. bir mola verildi. bu sırada korkuteliden elmalıya gitmek isteyen yolcular da orada beklemekteydi.
otobüs doluydu, aşağı inen bazı yolcuların yerlerine, bekleyenlerden oturanlar oldu. Bunlardan bi tanesi kucağında bebeği olan bir kadındı. eşi de vardı, o ayakta gitmeye razıydı, tek derdi kucağında bebeği olan eşinin, birinin gelip yerime oturmuşsunuz demesi endişesinden kaynaklanan stresiydi. benim yanımdaki koltuk boştu, ama kadının oraya oturmak istemeyeceğini biliyordum. Ben yerimden kalktım. siz buraya oturun bebek rahatsız olmasın dedim. çok memnun oldu içten bi teşekkür etti. ben de çok mutlu oldum.
az sonra yaşananacak olanlardan habersiz her şey yolunda gidiyordu. iki çocuğu olan bir bayan otobüse binmek istedi. üstü başı biraz pejmürde bi haldeydi. yirmili yaşlarda, birisi bebek, diğeri sekiz yaşlarında iki çocuğa sahip genç bir kadın. muhtemelen çocuk yaşta evlendi ve iki çocuğuyla nedir sebeb bilinmez yollara düştü. otobüste de yer yoktu mecburen ayakta gidecekti. şoför efendi kadını almak istemedi. öncelikle burada yolcu almam yasak zırvası yaptı, kadın yalvardı beni de götür diye iki çocukla sıcakta bekleyemem. Yok dedi alamam yolculardan tepki verenler oldu az önce aldın ve zaten tabure de giden biri var. * Bu kez de itiraf etti kadını görünüşünde dolayı almak istemediğini, yolcuların rahatsız olmasını istemiyorum dedi. Evet otobüs küçüktü zor bi yolculuk olacaktı ama vicdanlar o kadın orada kalsaydı eğer çok rahatsız olacaktı. tepkiler üzerine kadın otobüse alındı genç kızın verdiği yere oturdu. iyi kız ve ben birlikte yan yana taburelerle geldik.
sonuç olarak o kadınında hatası vardı, bakamayacağı çocuklara sahipti bundan çok emin bi şekilde söylüyorum o çocuklar şuursuz bir adamın eseriydi. iki çocuklu eşinin bu şekilde yollarda rezil olmasına razı rahat bi eşin vurdumduymazlığı. ne yazık ki kadınlarımız böylesine durumlara düşebiliyorlar.
bunları neden yazdım hergün onlarca yüzlerce insan görünüşlerinden dolayı farklı bi sınafa mensupmuş gibi muamele görmekte. umuyorum ki güzel ülkemde böyle insanlar olmasın herkes insan olarak sevilsin sayılsın, insan olsun.
insanın canından can alan, kişilerin ve kurumların tamamen gerçek olduğu hikayelerdir.
arkadaş aydın'dan bursa'ya 38 liraya gittim. bursa terminalden ertuğrul metro istasyonuna 40 liraya gittim.
içim halen yanıyor.
yolculuklar genellikle uzun olanları iç sıkar bence. ama bir de umutsuz vaka kimseler ile tanışıp garip hikayeler dinlemek, ister istemez hüzünlenmek,derine dalmak. . . şelindeki ruh hallerine sevk edebilir. istanbul'dan mersin'e seyahat ederken bir mahkumla arkadaş olmuş idim.içeride belli bir seneyi doldurunca 3-5 gün izin veriyorlarmış. istanbul'a ailesini görmeye ve aşık olduğu istanbul'u gezmeye geldiğini söyledi.babası bindirdi otobüse, arkasında ben vardım. adam olan sevdasını mapustada yaşatır dedi. ilk gölü yedim bile. birde yan yana oturuyormuşuz ikinci golüde yedikten sonra .ben maçı bırakıp mağlubiyeti kabullenmiş bir takım gibi sadece pas yaptım ,sorular sordum yani. istanbul trafiğinden çıkana kadar tanışıp sohbet açtık . ineceği yere varana kadarda devam etti sohbet. neler anlattı neler. doğru mu yanlış mı bilinmez;etkileyici mi diye sorarsanız inanılmaz derecede. . . kötü zannedilen ya da gerçekten zamanla kötü birisi olanlar neyi nasıl yaşadıkları için kötüler ? ya da her kötü zannedilen kötü mü ? ya da bir cinayet ne kadar kötü ? ya da bir hırsızlık ? en güzeli de şu idi kendi kendime sorduğum sorunun: kötü olmak kötü mü ? bu tarz sorulara bile sevk eden ve iç burkan yolculuk hikayeleri mevcuttur. hikayelere kaptırılması durumu kötüdür.