iç burkan garibanlık anları

entry103 galeri2 video1
    103.
  1. 102.
  2. kuzenimin düğünü için yeni elbiselerimin olmaması.

    uzaktan akraba alamancı abimiz elbise mağazadan ayakkabı ve çorap alıverdi, pantolon, gömlek, hırva ve kravat verdi.

    30-35 seneden beri yoksulluk içinde depeleniyoruz ailecek, 30 seneden beri ilerleme yok ailemde.
    7 ...
  3. 101.
  4. kardeşim bugün internet yüklemek için para istedi maaşı yatmayınca.
    hesabımda para olmayınca gönderemedim.
    1 ...
  5. 100.
  6. çocukluğum bir pantolon bir kazakla geçti. okula ucu patlamış ayakkabı ile çok gitmişliğim vardır. bu garibanlıkların bana kazandırdığı çok şey oldu ve memnunum aslında çocukken gariban olmaktan. şimdi her elde ettiğim şey yoktan geldiğim için çok tatlı oluyor.
    2 ...
  7. 99.
  8. Çevrimiçi olduğu halde mesaj atamamak.
    1 ...
  9. 98.
  10. Arkadasima abisi hediye araba aliyor hemde istedigi model, ben atanamadigim icin anneme gercekten lazim olan arabayi alamiyorum ve bir yil daha bekle demeye yuzum kalmadi.
    4 ...
  11. 97.
  12. 96.
  13. Üzmüştür.

    Gece gece niye okudum bunları ya. Garibanlık zor şey çekmeyen bilemez. Buna en iyi de bu sene odamıza bir kız geldi. Babası asgari ücretle çalışıyormuş. Sinemaya gidelim diyoruz ben o filmi sevmem şunu yiyelim ben onu yemem bowlinge gidelim oynamayı bilmem gibi bahaneler uyduruyodu. Başta anlam veremedim ulan 10 tl de mi veremiyo diye düşündüm. Ama kızın cidden gelecek parası yokmuş yani o durumu bilmediğim için kızı anlayamadım ve kendimi aşırı kötü hissettim. Garibanlık cebindeki 10 tlnin bile hesabını yapmakmış bunu anladım.
    6 ...
  14. 95.
  15. (bkz: at yalanı sikeyim inananı).

    Olmayan anılardır. Biz sülalecek zenginiz. Evet
    2 ...
  16. 94.
  17. lise 1'de okulun ilk zamanları ve daha herkes birbirini yeni yeni tanırken sınıftan ve okuldan 10-15 kişilik kız-erkek karışık bir grup lunapark ve sinema falan yapmak için dışarı çıktık. ben ilk başta bu kadar açılıp para harcayacağımızı düşünmemiş ve evden paramı almamıştım, en fazla bizim semtteki ufaktan manzaralı parka gider, çekirdek kola alır lakırdı yaparız diye düşünmüştüm. her neyse bir baktım ki olaylar çok farklı yönlerde gelişiyor, yeni planlar ve fikirler havalarda uçuşuyor.. ben tabi hiçbirisine dahil olmamaya ve mümkünse ortaya fikir atmamaya çalışıyorum. hatta atılan fikirleri bir şekilde canımı hiçe sayıp absorte etmeye çalışıyorum.

    tabi planlar teker teker uygulandı, herkes neye binerse binsin, ben o an param yok diye sürekli yükseklik korkusu, hız korkusu yok bilmem ne sikim korkularını icat edip hiçbir şeye binmemeye çalışıyorum. sinemaya girerken o filmi zaten birkaç gün önce izlediğimi, kendilerinin izlemesini ve benimde dışarıda bekleyeceğimi falan söyledim ve bundan da kurtuldum. halbuki filmi izlemedim ve aylardır da beklediğim filmdi ha.

    ve daha sonra her şey oldu bitti, herkes eğlendi, güzel vakit geçirdi, ben hariç, ben mal mal milleti izledim öyle. daha sonra eve dönerken cüzdanıma bir baktım. aman tanrımmmmm!!!! meğersem yanımda fazlasıyla para varmış zaten aq. boş yere hiçbir etkinliğe katılmayıp sap sap dolanmış oldum. eve bırakıp yanıma almadığımı düşündüğüm param meğersem yanımdaymış sabahtan beri.
    0 ...
  18. 93.
  19. 92.
  20. pulbiberli ekmek, o zamanlar beyaz truf mantarı gibi değerliydi.
    2 ...
  21. 91.
  22. Çorbacıya biraz daha ekmek alabilir miyim denilen an.
    8 ...
  23. 90.
  24. Hunili' nin, sırtını dönüp oturarak, hüzünle ufka dalıp
    " hayatımdaki tek pozitif şey kan grubum." dediği andır.
    Boğazım düğümlendi....
    5 ...
  25. 89.
  26. 4. Sınıfta okula gitmek için teptiğin o kadar yoldan sonra ayakkabınızın sizi yarı yolda bırakmasıdır. Ayakkabınız yırtıldığında annenizin veresiye aldığı ayakkabıdır.
    0 ...
  27. 88.
  28. 87.
  29. ayakkabı boyardık. hey gidi hey. açık ve net.
    0 ...
  30. 86.
  31. Küçüktüm o zamanlar. bir bayram ertesiydi. yine bir sürü harçlık toplamıştım. harçlıklarla uçurtma ve Çanta almak istiyordum yanlış hatırlamıyorsam.

    Maddi durumumuz çok kötüydü. babamdan pek Hayır gelmezdi annem evi kıt kanaat geçindirirdi.

    Her çocuk gibi ekmek almaya gitmeyi sevmezdim. gitmemek için her şeyi yapardım bazen.

    Bir gün annem yine ekmek almaya gitmemi istedi. Bu sefer hiç sesimi çıkarmadan gitmiştim. Yanımada bayram harçlıklarımı almıştım. ekmeği aldım ama annemin verdiği paraya dokunmadım. kendim verdim parasını. eve dönünce de annem anlamasın diye parayı çantasına koydum hatta annemin parasının az olduğunu bildiğim için harçlıklarımdan da avcumun aldığı kadar cebimden çıkarıp annemin çantasına koydum. bunu böyle günlerce yaptım param bitesiye kadar. Annem anlamıyor sanardım mutlu olurdum.

    Hep yokluk içindeydik hep farkındaydım. Bu yüzden çabuk büyümek zorunda kaldım.
    11 ...
  32. 85.
  33. henüz ramazanın ikinci günü Bursa ivazpaşa mahallesini sahura uyandırmış eve dönmek

    üzere pınarbaşı mezarlığından ağır adımlarla heykele doğru inmekteydim..

    evim aşağıda ve her zamanki gibi dolmuşa binmem gerekiyordu.

    gece tarifesi yazacak ya herifler.

    ulan zaten cebimde 1 bucuk milyon para var. ben tam " ağabey yirmi beş kuruş eksik. kusura bakma."

    diyecekken adam 3 lira gülüm demesin mi?

    Hani o eksik parayı da dolmuşta baş başa olmamızın gönül rahatlığıyla söylemiştim.

    Araba hızlandı. çare yoktu. Ağabey bir buçuk lira param var dedim.

    adam aldı parayı ses etmedi. heykelden aşağı doğru sallanırken adam benim gibi yolda kalmışın birini gördü..

    -nereye gideceksin.

    -ağabey evim emir sultanda. neyse parası verelim de beni atıver.

    -atalım mı arkadaşı? ayıp olmaz sana öyle değil mi?

    dedim ki nokwey, adam senden eksik para aldı ses etmedi. sende bir şey deme.

    -olur ağabey tabi ne demek..

    saat epey geç olmasına rağmen adamı götürdük emir sultana bıraktık.

    Tekrar heykelden dolaştık aşağı iniyoruz yine bi adam.

    -nereye gidiyorsun?

    -ağabey cem sultan lisesinin oraya gidiyorum.

    adam yine bana döndü.

    ben yine borçluluk duygusuyla

    -hay hay ağabey ne demek dedim.

    Onu da aldık götürdük bıraktık.

    Dedim içimden tamam bu sefer gidiyoruz.

    Ulan bir baktım adam direksiyonu setbaşının o tarafa doğru kırdı yukarı çıkıyor.

    Karanlık bir sokağa girdi. ansızın durdu bana baktı..

    Eyvah dedim.. Bu adam bana bi kötülük yapacak. müzik dinliyorum kulaklık var aklımdan bin bir türlü şey geçti.

    Çıkardım kulaklığı ağabey ne oldu dedim, meğer arkadan çamurluk sürtüyormuş.

    Bu da böyle bir anımdır.
    3 ...
  34. 84.
  35. En sevdiğin arkadaşınla açsındır bir simit alir cüzdanda ki bütün bozuklukları toplar verirsin simitciye.
    2 ...
  36. 83.
  37. henüz ramazanın ikinci günü Bursa ivazpaşa mahallesini sahura uyandırmış eve dönmek

    üzere pınarbaşı mezarlığından ağır adımlarla heykele doğru inmekteydim..

    evim aşağıda ve her zamanki gibi dolmuşa binmem gerekiyordu.

    gece tarifesi yazacak ya herifler.

    ulan zaten cebimde 1 bucuk milyon para var. ben tam " ağabey yirmi beş kuruş eksik. kusura bakma."

    diyecekken adam 3 lira gülüm demesin mi?

    Hani o eksik parayı da dolmuşta baş başa olmamızın gönül rahatlığıyla söylemiştim.

    Araba hızlandı. çare yoktu. Ağabey bir buçuk lira param var dedim.

    adam aldı parayı ses etmedi. heykelden aşağı doğru sallanırken adam benim gibi yolda kalmışın birini gördü..

    -nereye gideceksin.

    -ağabey evim emir sultanda. neyse parası verelim de beni atıver.

    -atalım mı arkadaşı? ayıp olmaz sana öyle değil mi?

    dedim ki nokwey, adam senden eksik para aldı ses etmedi. sende bir şey deme.

    -olur ağabey tabi ne demek..

    saat epey geç olmasına rağmen adamı götürdük emir sultana bıraktık.

    Tekrar heykelden dolaştık aşağı iniyoruz yine bi adam.

    -nereye gidiyorsun?

    -ağabey cem sultan lisesinin oraya gidiyorum.

    adam yine bana döndü.

    ben yine borçluluk duygusuyla

    -hay hay ağabey ne demek dedim.

    Onu da aldık götürdük bıraktık.

    Dedim içimden tamam bu sefer gidiyoruz.

    Ulan bir baktım adam direksiyonu setbaşının o tarafa doğru kırdı yukarı çıkıyor.

    Karanlık bir sokağa girdi. ansızın durdu bana baktı..

    Eyvah dedim.. Bu adam bana bi kötülük yapacak. müzik dinliyorum kulaklık var aklımdan bin bir türlü şey geçti.

    Çıkardım kulaklığı ağabey ne oldu dedim, meğer arkadan çamurluk sürtüyormuş.

    Bu da böyle bir anımdır.
    3 ...
  38. 82.
  39. küçüktüm o zamanlar, 11-12 yaşlarında falanım. 1 oda 1 salon eski sobalı bir evde oturuyoruz. annem asgari ücretle bir fabrikada çalışıyordu o güne kadar canını dişine takarak evi geçindirmişti hep. evin kirasıydı, faturasıydı, yeme içme masrafı hepsi annemin eline bakıyordu. bir gün annem işi bırakmak zorunda kaldı.

    babam ise sorumsuz, boş gezenin boş kalfasıydı canı isterse çalışır istemezse çalışmazdı. ama annem işi bıraktığı sıralarda bir işi vardı iyi de kazanıyordu. evin tüm masrafı ona aitti artık. ama yinede annem ucu ucuna yetecek kadar para isterdi ondan, hatta bazen yetmeyecek kadar. çoğu zaman okula harçlıksız gittiğimi hatırlarım. bolluk içinde yoksulluk çekiyorduk resmen.

    babam bana ve anneme hiç iyi davranmaz hep sorun çıkarır hatta annemle neredeyse her gün tartışırlardı. genelde ben uyuduktan sonra eve gelirdi ve bir şey bulup anneme bağırır çağırırdı. yine bir gün geldi yine tartışıyorlardı. sorun ise sözde annemin çok para harcıyor olmasıydı. evden bile çıkmazdı annem, nereye harcasın ki zaten aldığı üç kuruşu. bende bağrışma seslerine uyanmış her şeyi duymuştum. ben ona baba demek istemiyorum şerefsiz herif resmen siz ne yiyip içiyorsunuz bu kadar diye hesap soruyordu anneme. resmen yıllarca çalışmayıp evi aileyi sırtlayan anneme nankörlük edip hesap soruyordu. yediğimizde bile gözü vardı. anneme bidaha para vermeyeceğini bağırdı da bağırdı.

    ben yine uyuyor numarası yaptım tabi. ertesi gün annemin morali bozuk mutfakta bir şeyler yapıyordu. biliyordum neden morali bozuk ama sanki bir şeyden haberim yok gibi davranıyordum. yemek saati geldi öğle vakti. ekmek alacak dahi parası olmadığından evde kalan biraz un ile ekmek yapmaya çalışmış garibim... masada o ekmekleri gördüğümde o yaşta o çocuk halimde ağlamamak için kendimi zor tuttum hala daha hatırlar hissederim. sonra sofraya oturup ooo ne güzel yapmışsın aynı köydeki gibi diye moral vermeye çalıştım. annemin ifadesi yine değişmedi. yemeği yerken ekmeği iştahla yemeye çalıştım çok güzel olmuş dedim annemin surat ifadesi yine değişmedi ağlamaklı gözlerle yemeğini yedi.

    babamdan hep nefret ettim hep nefret ederim. aslında normal sıkıntısız olan hayatımızı mahvedip her türlü sıkıntıyı bize yaşattığı için.
    15 ...
  40. 81.
  41. 90 lı yılların başında yerli malı haftaları olduğunda, öğretmenimiz herkes şunu, bunu yapıp getirsin demişti. bizim evimizde un olmadığı için annem yapamamıştı, ve sınıfça gittiğimiz ormanlık alanda, herkes evinden yapıp getirdiği şeyleri açıp büyükçe bir sofranın ortaya koymuştu. herkes yaptığı pastalar, çörekler, börekler ile böbürlenirken ben kenardan onlara bakıyordum. akabinde öğretmenim oğlum sende getir koy dedi hadi, ben öhm öğretmenim ben bir şey getiremedim dedim. sonra tam sinirli bakıyordu ki, kısık bir sesle getirmedim hocam dedim. sonra öğretmenim oradaki tüm yiyeceklerden birer parça alıp büyükçe bir tabakta bana vermişti,

    ilkokul 3. sınıfa giderken ayakkabım olmadığı için, ablamın ayakkabısını giyip giderdim. ablam sabahçı ben öğlenci idim. giydiğim ayakkabılar alenen kurdeleli bir kız ayakkabısıydı, bir gün tüm sınıfın ortasında öğretmenim beni çağırarak bana bir erkek ayakkabısı hediye etti. o öğretmeni hiç unutmam. yurdagül öncal.
    3 ...
  42. 80.
  43. ilkokuldayken 3 arkadaşla kermesin önünden geçiyorduk canımız acaip gözleme çekti bi de nasıl kokuyor insafsız , baktık üçümüzde de para çıkmıyor en son arkadaşın okuma kitabı vardı yanında götürdük 2. elciye sattık 1 lira mı ne etti bir tane gözleme aldık üçe bölüp yedik.
    5 ...
  44. 79.
  45. Geçen hafta ben ten kartı almak için 1 milyon istemiştim de vermemişti annem. Ben de arkadaşlarımın aldığı ben ten kartlarına bakmıştım uzun uzun.
    Neyse yazdım bi yere.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük