Valla eksileyeceksiniz büyük ihtimalle ancak bu benim için önemli bir şeydi. Baby alive diye bi bebek vardı ben küçükken. Mama yediriyordunuz altına yapıyordu bezi falan vardı değiştiriyordunuz. Normal bir bebek gibiydi adeta. Ben bir şeyi çok isteyen bir çocuk değildim. Hatta pek bir şey istemezdim de ama bu bebeği çok istemiştim. Ne yazık ki bilinmeyen bir nedenden dolayı almadılar. Bu beni gerçekten etkiledi. Hala aileme bunu dile getirir ve o bebeği reklamlarda gördükçe hüzünlenirim. Evet, sad story...
gerçekten iç burkar. henüz 6 veya 7 yaşındayım. ilkokula başladığım zaman. annem heyecanlı ben heyecanlıyım. annemin bir ayağı topaldı ve yüz felciydi. annem bana baktı çantam hazır, her şeyim hazır ve dedi ki: "oğlum; benim halimi görüyorsun. okulda arkadaşların olacak belki benden utanırsın, çekinirsin. arkadaşlarına annem bu demek istemezsin. babanla git istersen olur mu ben yanlış anlamam." hiçbir şey demedim. kapıyı açtım. ayakkabılarımı alıp kapının önüne koydum. sonra annemin de ayakkabılarını alıp kapının önüne koydum. hadi dedim anne, gidiyoruz. annem "emin misin oğlum?" dedi. eminim anne dedim. giydik ayakkabılarımızı tuttum annemin elinden okulun en kalabalık bölgesine kadar ellerini hiç bırakmadan güler yüzlü bir şekilde yürüdük ikimizde. sonra sınıfa girecekken herkesin göreceği şekilde, annemi doya doya öptüm ve sınıfıma girdim.
evet arkadaşlar anne candır. anneye saygısızlık yapmayalım, onları üzmeyelim. bu da aklımdan silinmeyen bir anımdı. annemi mutlu etmek benim görevim. açık ve net.
Bir keresinde burda bir yazar ruh halinin çok kötü olduğundan dem vurmuştu ve intihara meyilli entryler girmişti. Benim de o zamanlar bir arkadaşım yeni yeni intihar etmiş ve hastaneden taburcu olmuştu. Duyarlı bir dönemimde olduğum için o yazara konuşmak istersen burdayım diye mesaj attım. Hiç dönmedi bana sonra entry falan girdi. O gün anladım bu sözlüğün hassas kalpler için cehennem olduğunu.
Yer: Ankara ibn_i Sina hastanesi.
Aylardır onkoloji servisinde yatan babamın, yorgun ve bitik halini izliyorum usul usul, içim çekilmiş gibi, o uyuyor, ben izliyorum...
içeri paldır küldür hemşire girdi, uyuyan babama yöneldi ve damar yolundaki kelebeği lönk diye çekiverdi.
Şaşkınlıkla durumu anlamaya çalışıyorum...
irkilerek ve acıyla uyandı babam...
_ Noldu hemşire hanım?
diyebildi yorgun nefesiyle..
_ tedavin bitti, hadeee toparlan gidiyorsun! diye çemkirip, poposunu döndü ve gitti.
O an babamın yüzündeki o ifadeyi, o korkuyu, o hüznü hiç unutmadım.
Her şeyin bittiğini anlamıştı, yolun sonuna gelindiğini...
Hem de bu denli acımasızca, duygudan, merhametten uzak bir ses tonuyla!
Ûzerinden çok yıllar geçti.
Ama adın, yüzün hâlâ capcanlı duruyor beynimde.
Seni hiç affetmeyeceğim Filiz hemşire!
Nefret duyduğum tek insansın!