cocuklugumda - yazar burada 15-20 yil oncesinden bahsetmekte- bir co"k guzelligi olan sehir. aslinda son 10 yila kadar hala yeterince guzeldi ama birileri irzina gecti guzelim "izmit" imin sozluk.
fethiye caddesinde yururken buyuler insanı o taze cekilmis kahvenin kokusu, sıcacık leblebisi ve cıtır simidi. yuzemesende korfezinde huzur verir denizinin mavisi. isli sisli pis pusludur belki cogu zaman havası ama bir baskadır benim kucuk memleketim.
her daim basık havası olan, körfez tarafı iğrenç kokan, yürüyüş yolu ve fethiye caddesinden başka gezecek yeri olmayan, gece 23.00'den sonra açık market bulmak zor olan kasvetli şehir.
doğup , büyüdüğüm şehrim. bazen terketmek için kendimce sebepler uydurduğum ama asla vazgeçemediğim şehrim. fethiye caddesi , marina , simit , son zamanlarda da sinir bozan bir slogan (çalışınca oluyor).
halkevi ve vilayet mevkiilerine yapılacak olan üstgeçitlerle görünümü bir hayli değişecek semttir. 40-50 metre yükseliğinde görkemli geçitler yapılıyor. belediye binasının ncity'nin yanına taşınmasıyla birlikte d-100'den karşıya geçebilmek büyük önem kazandı. ama bu kadar lükse gerek var mı diye sormadan edemiyor insan.
ibrahim karaosmanoglu'nun 4 sene icerisinde yaptigi yatirimlar ile gercekten 81 il'e bedel bir sehir yaptigi yer. akparti umurumda degil ama helal olsun adama. Izmit'in suanki guzelliginin sebebi kesinlikle o adam.
eski haline 100 şehri değişmeyeceğim ilçe. içinden tren geçerdi. tren yolunun korkulukları simgesi gibiydi. tren yolu asırlık ağaçların gölgesindeydi. *
kelimelerle anlatamayacağım bir şehir.
kasvetinden pususundan geçilmez.
kendisi de insanları da soğuktur...
nefret kelimesinin karşılığıdır türkiye haritasında.
içi boşluk, yapacak hiç birşey olmayan şehir pardon kasaba pardon köy.
sanayii olmasa hiç bir bok olmaz burada.
sanayinin bir şekilde iyi olması güzel bir olaydır fakat bu eğer insan ilişkilerini öldürecek veya herşeyi buna endeksleyecekse aman aç kalalım ekmek yerine pasta mı yeriz artık önemi yok dedirtiyor.şehri gezdiğinizde tarih kokan hiçbir öğre bulunmaması ,şehrin her yerine sinen ekonomik altyapılı ilişkiler bu şehrin kuşları bile parayla mı ötüyor acaba hissini uyandırıyor.
eğer mecburi kalmak zorundaysanız bir iş için veya zorunlu süre varsa önünüzde ,boş kaldığınız zamanlarda yapabileceğiniz en iyi aktivite körfez sahiline gidip kirliliği seyretmek ve havadaki zehirli gazların oranını ölçerek benim şehrim ne güzelmiş be diye şükür seanslarına başlamaktır.
denizi her daim gri, sanayi şehrimiz. makineleşmiş insanları, kasvetli havasıyla insan ruhunda da gri izler bırakır. fakat üniversitesi sayesinde bu sıfatları aşmak üzeredir.
trenle oradan geçerken gelen pişmaniye satıcılarının pamukkale ekspreste uyuyan vatandaşlara hiç aldışırış etmeden "piş" bölümünü vurgulu bir şekilde "pişmaniye pişmaniye" diyerek milleti hiç acımadan uyandıran kişilere sahip şehir.