kocaeli üniversitesini kazanan bir arkadaşım ilk geldiğinde bir izmitliyi çevirip burda gezilecek yer neresi var deyince, "istanbul var" cevabı aldıgı şehir
yaşlı çınarların gölgesinde trenyolu yatardı. çanlar çaldığında kafalar ya ileri ya geri döner, gözler treni arardı.
fethiye caddesinin üstünde tam da köşede mc donalds açılmıştı. gençlerin uğrak yeriydi. 16 lık gençlerin, müzmin bekarların, delikanlı çapkınların bir patatese dört saat oturdukları mekandı...
fuçin vardı sonra. kapandı. ismi hafızalarda kaldı.
dershaneler sıra sıraydı fethiye caddesinde. kafeler daha kalabalık olurdu sınıflardan. son derse belki yetişilirdi. halen öyle sanırım...
radyo kanalarının çılgın djleri vardı sonra. çok konuşur bir o kadar istek alırlardı. halen öyle dikkat edin, nostaljik şarkılar sık sık çalar. melankolik olmamızın altında ise sanırım bu yatar.
şimdi...
izmit gene güzel. daha kalabalık belki. trenyolu sahilde, çanları duymak güç. yaşlı çınarlar halen yerli yerinde gölgelemekteler izmiti...
insanı hala içmeyi sever. içkisiz yer rağbet görmez.
ha bir de unutmadan izmit'in erkeği içkici kadını da genelde dikkafalı olur.
izmirde ogrenci oldugumdan dolayi bildigim en fazla orgutlenen sehir tayfasi izmit tayfasidir. izmitli izmitli oldugundan dolayi ovunur. bir daha dogarsa tekrar izmitte dogmak ister
eski demiryolunun kapanması ile oldukça uzun ve güzel bir yürüyüş yoluna kavuşmuş olan şehir. asırlık çınar ağaçlarının gölgesinde yürümenin zevki ve tehlikesi başkadır. (bkz: karga boku)
izmit: Küçük olmasına rağmen bir vampir gibi istanbul'u yiyip bitiren,yedikçe de beslenip gelişen güzel şehrimiz.
Plaka kodu 41,telefon kodu 0262,hayat kodu 'fethiye'deyim abi,tamam köşede buluşalım.
Öyledir,böyledir de biz memnunuz be abicim,istanbul elinin altında,Bursa kıçının dibinde,denizse deniz,yüzmeyse yüzme,yaşıyoruz işte...