bana hep eski sevgilimi, bol güneşli ve neşeli günleri hatırlatan fahri memleketim. istanbul'dan severek ve mutlu bir şekilde gidebildiğim tek şehirdi bir zamanlar. halen de öyle ancak şehirler arası yolculuk nedeniyle kenarından kıyısından geçmelerim dışında 4 senedir gitmediğimi farkettim.
yürüyüş yolu, fethiye caddesi, marina ne kadar güzel ve cıvıl cıvıldır şimdi. çok özledim be..
bu ne demek derseniz, 100 gram havanın içinde 94 gram su var demek. kalan 6 gram kuru havanın da yaklaşık %20'si oksijen diye düşünürsek, 100 gram havadaki 1.2 gram oksijeni çekmem gereken şehir. çekemiyorum.
Şuan istanbuldan sonra en yoğun trafiğe sahip yer. 1 milyon nüfus göt kadar 6 ilçeye tıkışmış. 28 km yolu 2 saatte aldım. Sanayi ışıklardan yahyakaptana 1 saatte geldim. Tramway çalışmanıza atlayayım.
Tramvay çalışması yüzünden, altı üstüne gelmiş, köstebek şehri haline dönüşmüştür..
Terminal yolu kapatılarak, yolcuların ve otobüslerin uçmasını beklemişlerdir zaar. lakin beklentileri karşılıksız kalmıştır.
Yukarıdaki yazar gibi, ben de tramvay çalışmanıza atlayayım!!!
yaşayan insanların kendilerine has bir dil konuştukları canım şehrim. Mesala otobüs de ineceğin zaman kaptana müsait bir yer denmez, kaptan sağ taraf da beni tükür denir. Bir de suriyeliler olmasa çok daha iyi olucak.
tramvay yapılacak diye trafiği alt üst edilen şehir. zaten nüfusuna göre görece küçük bir alana yayılmış bir şehir olması başlı başına bir trafik sorunu doğuruyor. üzerine bitmek bilmeyen yol çalışmaları sebebiyle özellikle akşam saatlerinde trafiğe çıkmak cinnet getirtir.
Pişmaniyesi ve yobazıyla ünlü, karadeniz' den kazara Marmara' ya düşmüş şehirdir.
Bu kadar Karadenizli nüfusu, Karadeniz' de bile yoktur zannımca...
Uzun adama en sadık kenttir.