ama izmirliler artık ne kadar itici olduklarını bilmiyor galiba. çekirdeğe çiğdem derlermiş, simide gevrek derlermiş. tamam anlıyorum yöresel tabirler ve hoşunuza gidiyor. ama bunlar ne o kadar üst düzey şeyler, ne de ilgi çekici. ki her ilin yöresel tabirleri var. evet izmir harika bir şehir. belki de ülkemizin en yaşanılası şehri. ama her izmir lafında da çiğdem, boyoz gitmiyor artık.
gerçek şu ki, izmirli asla nasıl bööörek denilir öğrenmek istemez. yada yıllarca klorak bildiğinin aslında çamaşır suyu olduğunu kabullenmez.
Bir arkadaşım ''ya sen neden simit diyrsun? gevrek desene yaa, unuttun mu?'' dediğini hatırlarım.
izmirli için kırık türkçesi bile ayrıcalıktır. Tıpkı izmir'de chp'li olmanın marka etkisi yarattığı gibi.
yıllar önce Çiğdem yemek isteyen var mı? sorusuna karşılık arkadaşların büyük bir istekle iştirak etmeleri. Çiğdemi gördükleri an ise ''bu ne yaai bildiğin çekirdek. Bizde bir şey sanmıştık'' demeleri.
Börek yerine böörek diyerek uzatıp üstüne simit yerine gevrek demek.
-eger kordon dendiginde aklınıza elektrikli ev aletlerinin dısında bir yer ismi geliyorsa;
-Korfez kokusu nedir biliyosanız
-35 ve 35.5 kavramları size bir sey ifade ediyorsa
-gevrek,cigdem,domat,nohut gibi kavramları kullanıyorsanız
-boyoz kelimesi size bir seyler ifade ediyorsa
-arapsacı,turpotu-dalagan-istifno-ebegumeci-denizborulcesi nedir biliyorsanız
-konusurken arada bir diliniz istemeseniz de geliyom gidiyom gelcem yapcam etcem seklinde surtebiliyorsa
-gordugunuz her gokdeleni hilton'la kıyaslıyorsanız
-park-trafik ve karakıs nedir bilmiyorsanız
-kar gormek icin sabuncubeli'ne ya da spil'e gittiyseniz
-zeybek havası duydugunuzda iciniz cız edip kalkıp oynayasınız geliyorsa
-kumru'nun aslında bir kus olmadıgını ve cok lezzetli oldugunu biliyorsanız
-hıdrellez denince sokaklarda yakılan atesler aklınıza geliyorsa
-sıcakkanlıysanız
-parasut kulesinden atladıysanız
-fuardaki golde kugulara bindiyseniz
-hicbir zaman bir yere gec kalma korkusu yasamadıysanız
-insanlar size bir dusman gibi bakmıyorsa
-hayatınızın onemli bir bolumu belediye otobuslrinde gectiyse
-nisan-ekim ayları arasında hafta sonlarını guzelbahce,seferihisar,cesme,inciraltı,sahilevleri,mkaraburun,kusadası,dikili,foca'da geciriyorsanız
-cocukken kemeraltında kaybolduysanız
-babanız biz cocukken konakta denize girerdik hikayeleri anlatıyorsa
-bir kere bile ykm onunde bulusup sinemaya gittiyseniz
-kusadasına ada diyorsanız
-mahsun kırmızıgulle alısanı ayırt edemiyorsanız
-montrö ve lozan size avrupa sehirlerini hatırlatmıyorsa
-otobuste size biletini ya da kent kartını veren kişi karsılıgında para almamakta israr ediyorsa
-yolda biriyle carpısında digerinin hatası olmasına ragmen reflex olarak gulumseyip ozur diliyorsanız
-yengen denince aklınıza yiyecek bir seyler geliyorsa
-ortaokula giden kızınızın erkek arkadası olması sizi rahatsız etmiyorsa
-evinize en fazla 100 m mesafede bir tansas magazası varsa
-baska bir sehre gittiginizde o sehre gidenlere acıyorsanız
-uzakta iken ah simdi izmirde olsaydım diyorsanız
SiZ iZMiRLiSiNiZ
-mailden alıntıdır.
izmir'den gelen eniştem bakkaldan çiğdem isteyince "çiğdem yok, leyla verelim" diye iğrenç bi espriyle karşılaşmıştı.garibim ne bilsin burda çiğdeme çekirdek dendiğini.
bu listeye sakızlı rakının (mastika) ne olduğunun, izmir'e gidişin olup da geri dönüşün mecburiyet haricinde istenmeyeceğinin, izmir'deki bütün midyecilerin midyeye emidyeh dediğinin, kırsalda genellikle kelimesinin yerine ekseriya dendiğinin, şekersiz hamur lokmasının ne kadar güzel olduğunun, balkan hüznünün de izmirliler tarafından iyi bilindiği eklenebilir. ha tabi izmir'li olmayıp da bunları bilen olamaz mı, elbette olur...
izmirin kendine has dilinin ve damak tadının sonucunda ortaya çıkan durumdur. klorak kelimesinin çamaşır suyu anlamına geldiğini ancak izmirliler ya da onlardan öğrenmiş olanlar bilebilir örneğin.