bunlar artık emekli olduktan ya da çoluk çocuklarını evlendirdikten sonra kalan yaşamlarını gezerek harcamıyorsa ben de lluvia değilim. hayır kurabiye canavarları gibi o altın günü senin, bu euro günü benim gezmekten kendilerini alamıyorlar bildiğin. yani gezsinler tabi banane de okuldan çıkış, işten çıkış saatleri gibi yoğun olan saatlerde gezemeseler pek güzel olacak.
sonra yer vermeyince hiç kızmayın teyzelerim, kızıyorsanız da yağız delikanlılarımıza falan kızın yahu.
15 yaşındaki çocuklarını 30 yaşındaki adamlara vermezler, 15 yaşındaki çocukları istedikleriyle çıkar, dolaşır, hatta sevişir ve buna ses çıkarmazlar. çünkü hayat çocuklarınındır. ve bilinmeyen bir şey ise bu izmirli modern teyzeler hakkında, çocuklarına din konusunu anlatırlar, günahları sevapları... diğer dinleri araştırmasına kızmazlar. veya 'ben araştırdım, fakat inanmıyorum anne' dediğinde bu izmirli modern teyzeden dayak yemezler.
sofrada bir kadeh de bu çocuğa konulur. hiçbir şey yasaklanmaz bu modern teyzeler tarafından. çünkü bilirler ki ne kadar yasak o kadar cazip gelir 15-16 yaşlarındaki çocuklara. çocukları genelde okur. tek kızdıkları şey çocuğun okumak istememesi durumudur ki bu olaya çok nadir rastlanır. hatta bu durumda bile fazla üstüne gidilmez. çünkü bir felsefeleri vardır:
'bu hayat senin. düşünerek, sorgulayarak yaşa.'
aynı zamanda maddi özgürlüğü olan teyzelerdir. koca eline bakmazlar. çocukları herşeyden önce gelir. atatürk'e ve ilkelerine bağlıdırlar. beyinlerini yıkamanız imkansızdır. emekli olduktan sonra mutlaka bir yardım kuruluşu gibi yerlere hizmet vermeye gayret ederler. sanıldığı gibi güne gidip dedikodu yapmazlar, bunu diyebilen insan ise bu teyzelerin içinde yaşamamış insandır. doğu kültürüne bok atmazlar, televizyonda dizi takip edeceklerine yerel kanallardan güzel ülkemizin güzel illerini takip ederler. boş zamanlarında bir cafede eski okul arkadaşlarıyla buluşarak muhabbet ederler. bir karakterleri vardır. saygı duyulası teyzelerdir.
onlar gibi olmayanlara karşı ön yargılı teyzelerdir. ön yargıları vardır çünkü onları ciddi biçimde yargılayacak kadar onlar hakkında bilgi sahibi değildirler.
yaşanmıştır:
yer; belediye otobüsü/karşıyaka/izmir. temmuz ayı, hava sıcaklığı evinin damı. teyze alaycı bir ifadeyle otobüsteki türbanlı kıza aynen şöyle diyor
-kızım o kadar örtünmüşsün, çok sıcak değil mi?
kız çok sakin bir şekilde cevap veriyor
-bana sıcakta, size size sıcak değil mi?
teyzem bu kapağı yanına mı aldı oraya mı bırakıp gitti bilmiyorum.
sözlük tarafından hala şehircilik yapıldığını ve hatta yunanlılara daha yakın hissettiği (bkz: yok ebesinin amı) zırvalarını okumamıza sebep olan teyzelerdir bunlar.elleri öpülesi, modern, insani değerleri olan göztepeli ya da karşıyakalı teyzelerdir
not: bucalı ya da altaylı teyze hiç görmedim
bu teyzeleri al popstar yarışmalarına koy jürilik yapsınlar, hiç sırıtmaz. ya da sabah programlarına gönder yere bir kilim atıp üzerinde takla atsınlar. 23 nisan bayramlarına götürdükleri bayrakları yanlarından ayırmazlar.