mezun olduğum okul. son yılımda oldukça bozulduğunu görüp üzülmüşümdür. bozulma süreci devam etmekte. en güzel anılarımın geçtiği yerdi oysa. bu konuda duygusalım.
eğitim 8 senelik olduğu zamanlarda okulların başarılı öğrencilerinden bazılarının tercih ettiği lisedir. izmir de o zamanlar en başarılı ilk 10 lise arasında gösteriliyordu.
bulunduğu muhitte teğmen ali rıza akıncı lisesi'ne oranla daha bir prestiji mevcut, evka-2 civarında bir lise. oradan bütün izmir ayaklarınızın altında, güzel manzarası var.
süper liselerin anadolu lisesi olması ile dağ başındaki konumu yüzünden puanı bir hayli gerilemişti eski rakiplerine göre. ancak bu yıl üniversiteye başlayan jenerasyonu çok başarılı bölüm ve okullara gitmiş denmekte.
tuğba özbek anadolu lisesinin adının değişmeden önceki halidir. van depreminden sonra ismi kumara benziyor gerekçesiyle van depreminde ölen tuğba özbek'in adını almıştır. çok güzel olduğuna inandığım ve hocalarımında beğendiği bir makale yazmıştım lisedeyken bununla ilgili ileride editlerim belki şuanda kağıt yanımda değil. ayrıca kumar'ı çağrıştıran bir okul mu kalmıştı? (bkz: spor toto süper lig)
okul tam anlamıyla rezalet bir okuldur. hatta şuanda mevcut müdür yardımcılarının okuldan yeni sistem yüzünden gitmesiyle (bkz: kemal hoca) (bkz: gülçin hoca) (bkz: zuhal hoca) daha da rezalet bir hal almıştır.
gibi rivayetler. ki sonuncusu gerçek bir olaya benziyor haberlere göre
kendi gözümle gördüğüm mert halil ışık intiharı da bunların tuzu biberidir.
hocalarına gelirsek;
an itibariyle okulda bulunan, yıldıran hoca okuldaki tek iyi hoca statüsüne sahiptir zannımca, ayrıca dil ve anlatım olarak havva hoca en iyisidir. bunların dışında 4 senelik eğitim öğretim hayatım boyunca 1 tane adam akıllı hocaya rastlamadığım okuldur.
kendi cevap anahtarına 70 veren sevgi bilgen mi dersiniz, yoksa sabahtan akşama kadar ilkokul çocuğu gibi meb kitabındaki şiirleri okutan edebiyatçı hasan bulut mu dersiniz?
odtü mezunuyum diye geçinen, milattan önceden kalma notlarını dağıtıp deftere geçirten ve sonra asla ve asla derste anlatmayan, sormaya kalktığındada ağzının tavanına sıçan kimyacı mı dersiniz (bkz: ssa) (bkz: es es ey)
yoksa, sabahtan akşama kadar amdan götten sallayan ve ön sıradakilere lama gibi tüküren tarihçi mi dersiniz? (bkz: nihat hoca)
nihat hocanın askerliğini yaparken teğmene kafa attığını, lisedeyken okul müdürünü avluda dövdüğünü falan dinliyorduk tarih dersinde..
bunun dışında, okulda hiç adam akıllı arkadaşlığın olmadığı sürekli bir gruplaşmanın olduğu, asosyaller,asosyal olmayanlar (bkz: popi), çok ders çalışanlar, asosyal olanlardan asosyal olmayanların grubuna girmeye çalışanlar ve son olarak ateist tayfa olmak üzere okul tam 5 gruba ayrılmış vaziyetteydi benim dönemimde. sıfır arkadaşlık, sıfır samimiyet, sürekli arkadaşlarına o kuvveti nereden aldığı bilinmeksizin havadan bakan bir grup, arkadaşlarına ezik diyen bir grup vardır okulda. birileriyle sohbet etmek imkansız gibi bir şeydir
ama bu okulun hiç mi güzel yanı yoktur? elbette ki vardır.
çiğlinin en yüksek puanlı okuludur(en iyi değil). Törenlere gittiğinizde çiğli merkeze, oradaki en prestijli okul sizsinizdir. diğer okuldaki öğrenciler hep size imrenerek bakarlar.
okulun arka tarafı(yani muhteşem manzaranın olduğu taraf) resmen bir "çıkış" niteliğindedir. okulun demirleri istediği kadar yapılsın tellerle çevrilsin, sol merdivenlerden aşağı inildiğinde tam 4 adet kaçış yeri mevcuttur. birisi merdivenin altındaki boşluklar, 2.si otopark kapısı gibi çayıra çimene çıkan kapının sol üst köşesi(ancak şuanda orası demirle kaynak yapılarak kapatıldı) ve son olarak merdivenden indikten sonra sağ sol yapınca çimenlerin orada telleri kaldırılmış kaçış yeri(artık bu da kapanmış olabilir ama merdiven keşfedilmediği için hala varlığından emin gibi bişeyim) ayrıca bütün her yer kapalı mı kaçıcak yeriniz mi yok durun daha bitmedi! sağ taraftaki dönen yolu tercih ettiğinizde nasıl anlatsam bilmiyorum ama, sağ üst köşede(yani çayıra çimene doğru çapraz bir şekilde yürüdüğünüzde) yerin yüksek, demirin alçak geldiği bir yer var, oradan da dışarı çıkmak mümkündür. son olarakta okulun giriş kapısının solunda(okula sırtınızı döndüğünüzü farzedin) geniş bir kapı var onun sol üst kısmından da atlamak mümkündür eğer güvenlik yoksa.
okuldan kaçıldığında yüksek ihtimal acar unlu mamüllere gidilir, orada poğaça vs. yada martı etinden yapılmış tavuk dönerle bir güzel karın doyurulur. öğle saatlerinde zaten tam bir öğrenci mekanı halindedir. millet sigarasını, çayını içer uslu uslu okuluna döner.
hocalar okulun ilk dönemlerinde kaçanları kovalarlar ancak sonradan hangi birine yetişeceklerini bilmedikleri için vazgeçerler. kantin fiyatları fahiş tutmaya devam eder, sonra da kazanamıyoruz diye ağlar. her sene bu böyledir.
bu okula gelmek yerine, karşıyaka lisesine gidip en azından son sene dershaneye ulaşımı kolaylaştırmak gerekmektedir. gerçi önümüzdeki sene dershanenin yerini ne alacak bilmiyorum ama en azından şimdiki aklım olsa öyle yapardım. çünkü hiç bir devlet okulu öğrenciye hiç bir şey katmamakta, öğrenci her şeyi dershaneden kazanmaktadır.
aklıma gelen bir şey olursa yine editlerim, gelmeyin bu okula kardeşlerim, ben yandım siz yanmayın.
