gidip görene kadar kordon benim zihnimde hep kondomu tetiklerdi. dolayısıyla boy üzerinde boy boy prezervatifler uçuşur gibi gelirdi. suya karşı ulu orta sikişildiğini falan düşünürdüm ister istmez. neyse. sonradan bu düşünceler yerini hep çimenliklere, yeşilliklere, maviliklere bıraktı tabi.
Sokakları düzenli,yemyeşil,ferah,havası temiz insanları sakin ve güleryüzlü bir şehirdi.
izmir'e gittikten sonraki zihnimdeki izmir
Sözde en lüks semtleri göztepe,karşıyaka da dahil çarpık kentleşmenin ve eski binaların diz boyu olduğu,konak üstündeki yamaçlarda kürt popülasyonunun deli gibi fazla olduğu,suyu arsenikten içilemeyen,trafiği istanbul kadar berbat ve deniz kıyısındaki çok ufak bir kısım dışında gerisinin tamamen boktan olduğu bir şehir.
hele evka diye bir sistem yapmışlar ki tam facia,dağlara kurulmuş toplu evler,şehir merkezine inmek için 1 saat yapılan yolculuk,bayraklı'nın karşıyaka'nın üst yamaçları bile gecekondudan geçilmiyor,sonra işte izmir şöyle böyle,biz 35.5'uz falan filan.bi siktirin amk.
kordon boyu denilen yerde yere çöp atmak ayıp birşey değil.(yerleri bok götürüyor)
bol bol yağmur yağıyor ve yollar göle dönüyor. (belediye başkanları iyi adam ama iş yok)
deniz de yüzen kondom ve parkta çiftleşen birini görmek gayet doğal.
ayrıca 100 kişiden 95 tanesi boşanmış ve aile yapısı çökmüş bir ilimizdir.
tamam zihninizdeki izmir i yazıyorsunuz da biraz da mantık arkadaş ölümüne saçmalayanlar var. kimse kimseye sen neden oruç tutuyorsun ya da sen neden yemek yiyorsun diye küfredercesine bakmadığından gavur oluyor sanırsam. herkes kendinden sorumludur olması gerektiği gibi.