yahu tunç soyer bisiklet sürmekten başka ne yaptı ki, izmirin daracık yollarının bi şeridine de tramvay yaptı ki yollar iyice sıkışsın. bu kadar geri zekalı bi yönetim biçimi olur mu ya çiğli devlet araştırma hastanesine iki şeritli bir şeridine sürekli araba park edilen yoluna bir de tramvay ekliyor ki ambulanslar hastaneye hiç gidemesin. tramvay projesi tamamiyle çöp bir projedir. izmire metro lazım tramvay değil.
berbat yollardaki yoğun trafik, her yağmurda sel, köpek dolu dar kaldırımlar, yemek masalarına çıkan kediler ve deprem korkusu ile geçen bir var olma çabasıdır.
en ağırı da özgürlük kokusu. en azından bana fazla geldi bu kadar özgürlük.
Rezalettir. Yağmurda sokağa çıkamazsın, insanları bir tuhaftır, bağnaz her yerde bağnaz. Gelişmiş bir şehir istiyorsanız buradan kaçın. Çünkü belediye seçimlerinde adama değil partiye oy verilen bir şehir. Şu anki başkan mesela sadece bisiklet sürüyor sağolsun.
izmirde dördüncü senem belki de hiç iç anadolunun bir ilinde,yöresinde yaşamadığım için sosyal olarak farkını anlamıyorum ama bunun haricinde abartılmış bir balondur izmir Bursa’dan iki kat daha az güzeldir.
Ben ezelden beri yaşıyorum iyi ve kötü yönlerini yazıyorum;
iyi yönleri:
-Rahatsınızdır
-Kimse size ne yapıyorsun demez
-Sebze meyve ucuz
-Fazla doğalgaz/soba yakmazsınız sadece 4 ay
-Her yerde lokma döken arabalar var aç kalmazsınız yollarda
-Her yerde sohbetin dibine vurabilirsiniz
-hemen hemen hiçbir kişi ne arıyorsun olum burda demez tabi kibar olursanız.
Kötü yönleri:
-Altyapı yetersizliği
-Ulaşım yetersizliği
-Atık su ve çöp koku yapıyor
-Kışın soba dumanı.
Her şeyden kaçmak istediğinde doğaya, denize koşmaktır. Gürültü istediğinde alsancakta kalmaktır. Parlak güneşine yazın öfke duyup, kışın onunla içinizi ısıtmaktır. Binde bir yağan kar ile mutluluktan havaya uçmaktır. Vapura binip dalgaları, rüzgarı hissetmek, meydanlarda kumrulara yem atan küçük çocukları izlemektir. Her türlü duyguyu istediğin her an yaşayabilmektir.
300 bin tl ye istanbul da ev alacağıma izmire taşınsam daha iyi diye düşünüyorum ancak yalnız kalırım diye korkuyorum. sonuçta kimseyi tanımam, iz yol bilmem. sahi izmirde evler kaç para?
dostum bana izmiri anlat
hüznüme biraz imbat kat
eski günlere geri dönelim
kederlerimi denizlere at
yolum düşer uğrarım sana
kordonda bi çay ısmarla bana
konuşalım kana kana
istanbul bir yalan
söylenenlere inanma
alsancakta o yaralı gençliğim hala beni bekler
sen aklıma düştükçe hala kalbim tekler
içimde sancım istanbul benim darağacım
gidiş o gidiş bir daha da senden haber bile alamadım
bu şehir süslü boyalı kadın
izmir sen benim anamdın
gel yine kol kanat ger bana
ben koynunda uyumalıyım.
büyük bir köyde yaşamak gibidir. izmir birkaç mahallesi haricinde çok boş beleş bir şehirdir. bakımsız ve düzensizdir. denizi olsa bile kirlidir.
insanı da öyle çok dört dörtlük değildir. yüzü bir kilo makyaj kendini beğenmiş kızları, tarz yapıcam derken şekilden şekile giren erkekleriyle pek de kaliteli bir skaladan insan malzemesi sunmaz size. üstüne arka sokakları tinerci, balici, travesti ve keko doludur. denize kıyısı olan bir kaç mahallesini de at izmir'in hakikaten mardinden, batmandan farkı yoktur.
heralde türkiyenin herhangi bir başka şehrinde, o şehre gidipte o ortama okadar asimile olan insanlar yoktur. her nereden her ne kafadan insanlar gelirse gelsin izmire hemen izmirli olma çabaları göze batıyor. kızların kendilerini kırk yıllık izmirliymiş gibi zannetmeleri ve öyle olma çabaları, erkeklerinde keza aynı şekilde modernliği ve hippiliği benimsemeye çalışması, cool olma çabaları. izmire gelen insan izmirli gibi davranıyor ve bu şehirde yaşamayı bir ayrıcalık olarak görüyorlar. En azından benim çevremde ve üniversitede yıllarca gözlemlediğim durumdur bu.
başka bir şehirde yaşamak gibidir. tek farkı insanlarının kendilerini ayrıcalıklı sanmasıdır ama şehircilikle ilgili birçok problemle karşı karşıya kalırlar.