tüm bu karalama ve göze parmak sokarcasına yapılan çifte standart ötesi hukusuz haksızlıklar ne izmir halkının akp den korkmasını sağlar ne de akp ye oy vermeyecek seçmenin akp nin tüm yolsuzluklarını unutmasını sağlar. aksine tüm denizfenerleri, yandaşlara peşkeş ihaleler akla gelir ve öyle bir ters teper ki, sandığı melih gökçek tarzı üçkağıtlarla bile ele geçiremezler.
evet efendim durumumuz içler acısı hala insanları dinine göre sınıflara ayırıyoruz.
aşın şunu artık isteyen istediğine inansın senin neyini geriyo.
ayrıca kimse kimsenin dinsiz inançsız olduğuna karar veremez.
(bkz: sen allah mısın)
gerçekten buna inanan insanlar var mıdır acaba diye merak etmekteyim. ama ülkemizde bu kadar aklını kullanamayan şakirt olduğunu düşününce, baskınları buna yoranlar da, bu baskınları haklı bulanlar bile vardır diye düşünüyorum ve şaşırmıyorum nedense.
"gavur izmir" dediğimiz şehrimizin "gavur olan halkı" için mübahtır. gidip de dinsiz, inançsız ve içinde Allah korkusundan eser olmayan chp'yi seçerseniz, olacağı bu. altı yüz bilmem kaç bin lira kamu zararı var arkadaş izmir belediyesi, gerekli ruhsatı almadığı ve işi, farklı taşeronlara paylaştırdığı için falan. bilmemkaç kişi gözaltında, vay babasının kemüneee...
hacı o değil de ibb'nin, bir asfalt danışmanlık firması vardı. deniz feneri'ni siktiredin, göte gireni yanmıyormuş da bu asfalttı, ziftti, çakıldı,... bunlar fena şeyler. he işte onu diyeceğim izmir halkı, kadir topunun başına baksın da azıcık feyz alsınlar. yazık, günah...
not: ilgili entry, ağır derecede ironi içermektedir. yoksa ki kuruluş bilançolarında 20 milyar sermaye gösteren ve en ufak bir arttırıma gitmeyen, ev olarak döşeli kiralık apartman dairesini büro olarak gösteren bir asfalt firmasından yıllık 2 trilyon ile "teknik bilgi" satın alan bir istanbul belediyesi varken... di mi?
