geçen yılın ocak ayında kordon'da hayatımın soğuğunu bana yediren ayazdır. ısınmak için içki bile içmiştik. sonrasında da 2 hafta boyunca hasta hasta gezildi tabii. *
eskişerhirin ankaranın soğuğu gibi şerefli olmayan soğuktur. başka yerlerde kalın giyinir korunursunuz, ama izmirde kalın giyinmeniz çoğu zaman fark etmez, rüzgar bir açık bulur kendi girdiği gibi soğuda taşır. havadaki nem yüzünden ıslakmışçasına üşürsünüz..
nemli soğuğun rüzgarla karışmış halidir. kolay hasta eder. ne giyerseniz giyin, mutlaka üşürsünüz. bu ayazı yediğim gün eve girişimde ağzımdan hep aynı söz çıkar; "allah sokakta kalan insan ve hayvanlara yardım etsin"
aslında izmir'in en keskin ayazı kızlarıdır. bir izmirli kızla karşılaştığınızda, elleriniz, ayaklarınız buz keser. kanınız donar. kalakalırsınız karşısında. dilin tutulduğu, vücudun kaskatı kesildiği andır o. karşınızdaki güzellik karşısında donup kalmışsınızdır.
üstünüze ne giyerseniz giyin bıçak gibi keser. özellikle bornova ve gaziemir bölgelerinin durumu daha da içler acısıdır. yüksek nem ve deniz rüzgarlarından ötürü adamı bağırsaklarına kadar üşütür.