almodovar filmlerinden sonra yaşanan ruhsal durumdur. şu şekilde gelişir ve sonuca ulaşır: film başaladığında pek çekici gelmez. biraz sonra dvd'yi kapatmaya niyetlendiğin anada bundan nedenini anlamasanda vazgeçersin. film ilerledikçe filmin içinde yaşıyormuş gibi hisseder ve film bittiğinde öylece kalakalırsın. sonra ötenazi, transeksüellik, cinayet ve kadınlara bakış açın yerle bir olur. kadınların aptal olmadığını, ötenazinin hak olduğunu, transeksüellerinde iyi insanlar oılduklarını, cinayetin bazen mübah olabileceğini felan düşünürsün. almodovar filmleri başlarken bilmeyenler için : 'dikkat uzun süre etkisinden kurtulamazsınız...' gibi bir uyarı yazılmalı.
- abi monopoly oynar mısın?
- ben dünki filmden sonra kızma birader bile oynamam.. size iyi eğlenceler..
- hay nerden gittin şu jumanji'ye ya?..
- ne olur ne olmaz olm..
etkisinden cikilamayan film korku turundeyse, care olarak hemen ardindan komedi tarzinda bir seyler izlenmesi tavisye olunan durumgac.( komedi yoksa: magazin, futbol, hareketli videoklip, tartisma programi, hatta ana haber bulteni dahi faydali olabiliyor)
film ayrı, müzikleri ayrı çarpmışsa bünyeyi uzunca bir süre hissedilecek duygudur. kanımca filmin etkisinden kurtulabilmek için tek yol vardır, o da tekrar izlemek. böyle böyle bağımlısı olursunuz belli filmlerin.
(bkz: the fountain)
(bkz: death is the road to awe)
How happy is the blameless vestal's lot!
The world forgetting, by the world forgot. Eternal sunshine of the spotless mind
Each pray'r accepted, and each wish resign'd.
cloverfield izledikten sonra elde kamera varmiscasina ve kesik kesik nefes alarak dolasmak, saga sola anlamsiz cigliklar atarak milleti genel bir panik durumuna sevketmek, ve en onemlisi bunlari tasak gecmek icin degil cidden yapmak, akabinde arkadaslarinin zeka seviyeni sorgulamasi vs vs seklinde devam eden eylemler butununun genellenmis hali.
halka filmi bittikten sonra telefon beklenmesi veya televizyondan birşey çıkcak mı diye gözler tv den ayrılmadan karanlıkta televizyonun kırmızı ışığına bakılmasıdır.
korku, gerilim filmi gerim gerim gerilicez diye filme girmek, filmin sonunda çocuk annesiz kaldığı için sinemadan hüngür hüngür ağlayarak çıkmak. bütün bir hafta annenin yanında yöresinde dolaşıp, hayatında evladından hiç görmediği sevgi yumağını o hafta görmesi.
bir arkadaşımla 50 first dates (50 ilk öpücük) filmini izledikten sonra gün sonuna kadar filmin içinde yer alan bir oyuncunun taklidini yapmak olabilirdi bu aslında. ama oyuncunun rolü her 15 saniyede bir hafızasının iptal olması olunca biz gün sonuna kadar yeniden tanışıp durduk. *