hatta 1627'den beri izlanda'da türk öldürmek serbesttir. neyse ki 70'lerde bu kaldırılmış.
bunun nedeni de küçük murat reis'in 17. yüzyılda yapmış olduğu izlanda seferi'dir.
(bkz: küçük murat reis/#18691105)
aslen hollandalı bir korsan olan jan janszoon van haarlem'in yaptıkları türklere maledilmiş ve tam 400 yıldır devam eden bir türk nefreti başlamış izlandalılarda.
murat reis yani jan janszoon van haarlem tam 26 gün boyunca işgal etmiş izlanda'yı.
400 esir ve izlanda'ya ait pek çok ganimetle cezayir'e dönmüş.
bugün nüfusu 350 bin olan bir adadan bahsediyoruz, 400 sene önce oradan 400 esir almak, bir o kadarı da çarpışmalarda ölmüş olsa nereden bakarsan bak adanın demografik yapısını değiştirmişiz bu sefer ile.
küçük murat reis'ten sonra da daha ufak çaplı birkaç sefer yapılmış izlanda'ya, ama izlanda ganimet açısından pek bereketli olmadığı için fazla kalmamışlar bizim korsanlar, danimarka, norveç, faroe adaları, manş denizi adalarını yağmalamışlar sürekli.
ha sorsan kendileri çok mu barışçıllar?
hayır, onlar da viking soyundan geliyor, tam barbarlar, ama izlanda'ya yerleşince barışçıl olmuşlar.
neyse, izlanda'nın bize olan düşmanlığı işte budur velhasılı kelam.
400 sene önce olmuş bir olayın faturasını milli futbolculara kesmek de tam bir cahil işi.
bizde dün fransa milli marşını ıslıklayan cahillerden hiçbir farkı yok bunu yapanların.
Milli takımımıza karşı yapılanlar saygısızca, yanlış. kabul.
yalnız onlar böyle davrandı diye, bizim de onlara misliyle davranmamız onlar gibi olduğumuzu kanıtlar. Öfkeyle kalkan zararla oturur arkadaşlar. Onlar kendilerine yakışanı yaptı.
Dilerim milli takımımızın motivasyonu düşmez, yenilmez ve attığı gollerle gereken cevabı verir.
galiba buraya giden pek turk olmamis, buradakiler kebapcilik, pizzacilik gibi islerde calisiyorlar ve yaslari biraz fazla, genc kimseyle tanismadim, buradaki tek genc ve ogrenci turk benim saniyorum, kisa bir calisma kampina geldim.
tereddutunuz ve imkaniniz varsa kesinlikle gelin buraya. kesinlikle soguk degil dusundugunuz kadar, istanbul kisiyla ayni diyebilirim, sadece kar yagisi fazla, yazlari serin diye duydum su an 2 derece civari. merkez bolgesi, reykjavik icin konusuyorum hava konusunda cekinmeyin ancak ruzgari kotu, ruzgar gecirmeyen giysi istiyor. izmirli biri olarak cok usumedim.
merkezde gece hayati acayip renkli. bir suru eglenecek bar, kopkop, ser yuvasi var ancak bir bardak bira asagi yukari 10 lira civari. burasi cok pahali bir ulke, yemegi bedava verdikleri icin rahatim yoksa ozellikle yiyecek ithal edildigi icin pahali. kiyafet vs dusunmeyin bile, boktan bi kolyenin 40 lira oldugunu gordum.
gece hayati diyordum, sehir kucuk oldugu icin yurumesi cok kolay ve ulasim problemi merkezde oturuyorsaniz yok gibi, sokaklar gecenin 4 unde acayip kalabalik, isin garibi ayni kalabalik gunduz yok.
kis aylarinin geleneksel yemegi curumus kopek baligini yemedim, kokusu yetti, ustelik cok pahali, cok kucuk 5 kubu 5 lira, ben degil arkadas aldi.
bir konserde bulundum onlarin meshur bir sarkicisiymis, kadinin sesi hayatimda duydugum en guzel seslerdendi.
muzeleri pek begenmedim zira bu tarz postmodern sanata alisik degilim, ancak saga muzesini cok merak ediyorum, cuma gunku festivalde gitmedigim icin kendime acayip kizginim, normalde 30 lira cunku. diger tum muzeler carsambalari bedava.
yuzme havuzlari, ozellikle acik havada ve jakuzi seklinde olanlar muthis keyifli ve izlandalilarin sosyallesme yerlerinden. ustelik biraz klorlu ama dogal sulari var jakuzilerin, evde bile sicak suyu actiginda termal kaynak suyu geliyor, ancak cok kotu bir kokusu var sulfur nedeniyle.
insanlar inanilmaz acik goruslu, bir oyun sebebiyle sokaktan gecen bi kizi opuyolar ve bunu kameraya cekiyolardi, gozlerime inanamayarak basarili olduklarini gordum. oyunda tacize giren bazi hareketler de vardi, yapmayin polis cagirabilirler dedigimde en fazla tokat attiklarini soylediler. 60 li yillarin filmlerinde bile ciplaklik,sevisme sahneleri son derece rahat kullanilmis ve tekrar ediyorum filmlerde, resimlerde cok degisik bir anlayislari var.
insanlar icmeyi seviyor, dozunu kacirabiliyorlar. dans ederken rahatsiz edebiliyorlar.
kizlar cok guzel ve gec yaslaniyor. sokakta porsumus kotu gorunen yasli gormedim,belki sudandir. genellikle cekik gozler hakim. tenleri beyaz ama ruslarinki kadar degil, hemen herkesin gozleri renkli, siyah sacli cok insan var, sari da var. boylari turk insaniyla ayni, kilolari balik etli. erkekleri cekici bulmadim ama cekici olani da vardi, genellikle burunlari yukari dogru ve hafif etli oluyor.
dilleri cok degisik ve fisildar gibi, bol miktarda fisildar gibi bir h kullaniyorlar, dil cok uzaktan ingilizceyle akraba, benzer kelimeler var. bildigim dillerden en cok ingilizce ve almancaya benzettim ama kaba bir dil degil.
normal seyler yiyorlar, supermarkette hemen her seyi bulmak mumkun, cikolatalarindan uzak durun zira neden bilmem felaketler.
alkol cok cok pahali, bir sise votka 80 milyon civari. meksikali kiz sagolsun hic alkolsuz kalmadim.
insanlar gercekten yardimsever ve iyi niyetli, guler yuzluler, bu kadar kuzeydeki insanlardan boyle sicaklik beklemezdim. ucakta yan yana oturdugumuz kadin beni eve kadar birakti arabasiyla. burasi guvenli bir yer ama cuzdani caldiran oldu, dikkatli olmakta yarar var.
sokak kedileri az da olsa var, dilenci hic gormedim. kediler hep tombul sanirim tombul olmayan yasayamiyor.
kutup isiklari tam anlamiyla sans meselesi, bugun bir parca gordum, bir haftada 3 kez goruluyorlar ancak tam olustuklari anda disari firlamak lazim yoksa dakika meselesi. kuzeyde olan varsa, yarin tum kuzey ulkelerinde gorulme olasiligi cok fazlaymis, internette tahminler var, gunesin aktifligine gore tahminde bulunuyorlar. sehir isiklarindan uzakta ve bulut yokken gormek daha kolay,yesil dev bir halka seklindeler,yerel halka gore hava gercekten soguk ve bulutsuzsa goruluyor ama sogukla pek bir alakasi yok bence.
bira farkli degil, gerci ben bira konusunda cok iyi degilim, ancak malt icecekleri ve siyah tuzlu sekerleri felaket. bu sekerler tum kuzey ulkelerinde varmis, yemeyin. asla.
hamburgerleri meshur ve 4-5 milyon civarinda, gayet guzel.
gozlemlerim devam edecek, editlemek uzere entrymi sonlandiriyorum.
kuzeyden de kuzeyde, kutuplara yakın bir ada. ismi ingilizce ice-land'den yani buz-ada'dan geliyor. rivayet odur ki burayı ilk keşfedenler nüfusu buraya değil de greenland'a kaydırmak için buraya buz diğerine de yeşil demişler.
hakkında "ay ben de birgün oraya gitmek istiyorum, hatta oraya yerleşicem." diyenlerin toplam nüfusunun adanın kendi nüfusundan fazla olduğu atlantik ülkesi. bu entry'mdeki bilgi kısmı "atlantik" kelimesinde yatıyor.
ucsuz bucaksız gri tundra duzlukleri, fantastik yer sekilleri, fiyordları, volkanik adacıkları, allahın unuttugu yer kıvamında bir ulkedir.
dil konusuna ozellikle deginmek gerekir. 'saga' adı verilen tarihi metinlere sahipler. gecmislerini ve edebiyatlarını cok iyi biliyorlar. dil hicbir yabancı etkene maruz kalmadıgından 900-1000 yıl once yazılmıs metinleri ilkokuldaki cocuklar dahi rahatlıkla anlayabilir.
dunyadaki ilk meclis althing 930 yılında burada kurulmustur.
uclarda yasarlar, ne zaman atlası karıstırsam kucuklukten beri buyuk okyanus adalarıyla birlikte ilgimi cekmis bir memleket olmakla beraber insanı bir farklıdır. gen havuzu oldukca izoledir, eskimo-viking karısımı bu milletin insanlarında anlamsızca bir cekik gozluluk hakimdir.
gun olur da olanaklar elverirse reykjavik hava alanına inecegim yerdir.
içimde ukte kalmasındır.
II. Dünya Savaşı sırasında stratejik bir değer kazanan izlanda korumak gerekçesiyle ingiltere tarafından işgal edildi. Daha sonra 1941’de Amerikalılar burayı devraldı. 1941 yılında, Danimarka ile bağlarını koparma kararı aldı. 1944 yılı Mayıs ayında halk oyuna sunulan yeni anayasa oylandıktan sonra 17 Haziranda cumhuriyet ilan edildi. izlanda 1949 yılında NATO’ya üye oldu. Ordusu olmayıp da NATO üyesi olan tek ülkedir. 17 Haziran 1944'te, Amerika Birleşik Devletleri, izlanda'yı ilk tanıyan ülke olmuştur. 31 Aralık 1943 tarihinde, Danimarka-izlanda Birlik Kanunu 25 yıl sonra sona erdi. 20 Mayıs 1944 tarihinden başlayarak, izlandalılar, Danimarka ile kişisel birliği sona erdirerek, monarşiyi ortadan kaldırmak ve bir cumhuriyet kurma konusunda dört gün süren referandumda oy kullandılar. izlanda resmen 17 Haziran 1944 tarihinde bir cumhuriyet oldu. 1946 yılında, Müttefik işgal gücü izlanda'yı terketiler. 5 Mayıs 1951 tarihinde, ABD ile bir savunma anlaşmas imzalandı. Amerikan askerleri, izlanda Savunma Kuvvetleri olarak izlanda'ya döndüler ve Soğuk Savaş boyunca ülkede kaldılar. ABD 30 Eylül 2006 tarihinde son kalan birliklerini izlanda'dan çekti.
izlanda, jeolejik olarak hem Avrupa hem de Kuzey Amerika kıtasındadır. Haritada başlıca volkanlar belirtilmiştir.