iz

entry48 galeri0
    23.
  1. feridun düzağaç şarkısı.

    aşk kapıdan kovdu beni
    bilirim bacada çok is var
    ürkekliğim inançsızlığımdan
    içimde kötü bir his var

    yeniden doğmak kadar mümkün
    yeniden aşık olmak eskiyi sıyırıp atmak
    içimden yerine yeniden koymak

    ellerimde gözlerimde sözlerimde
    onun izi varken

    yağmur yüklü bulut gibiyim
    herkes beni unutsun gibi
    ne yapışmış yalnızlık yakama
    1 ...
  2. 22.
  3. ne kadar derin olduğu, aylar sonra belki de bir şarkıyla anlaşılacak, bazen yara kıvamında bir şey.
    0 ...
  4. 21.
  5. 2 ayda bir fotoğrafevi tarafından çıkarılan. içerisinde çok kaliteli basılmış, güzel portfolyolar barındıran, fotoğraf dergisi.
    0 ...
  6. 20.
  7. sadece 2 harften oluşmasına rağmen çok fazla anlamı üzerinde taşıyan kelime. (#136950)
    0 ...
  8. 19.
  9. kitapçılarda, gazete bayilerinde kolaylıkla bulunabilinecek fotoğraf dergisi.
    0 ...
  10. 18.
  11. Kısa filmleriyle dış ülkelerde çeşitli ödüller kazanan Yeşim Ustaoğlu'nun ilk uzun filmi "iz" de, içine kapanık bir polisin, bir çalgıcının intihar olayını soruştururken geçirdiği ruhsal çözümlemeler anlatılıyor. Gerilim öğesinin öne çıktığı iz, geçmişten günümüze dek istanbul'un karmaşık kültürel dokusunun da yansıtıldığı, estetik duygular ve psikolojil öğeler içeren özgün bir "ilk yapıt" denemesi. Bir Alman ses ekibi tarafından değişik fantastik mekanlarda sesli olarak çekilen filmde istanbul'un bilinmeyen karanlık sokakları, unutulmaya yüz tutmuş eski otel odaları, yalnızca adlarını duyduğumuz fotoğraf stüdyoları doğal bir dekor oluşturuyor. 1994'te 31. Antalya Film Şenliği'nde içbak görüntü, Alabora yardımcı kadın oyuncu dallarında ödül kazandı. 1994 Köln Film Festivali'de en iyi film seçildi. 1995 Göteborg Film Festivali'ne katıldı. 14. istanbul Film Festivali'nde de gösterildi.

    Emekliliği yaklaşmış bir polis olan Kemal, telsizden duyarak gittiği evde bir cesetle karşılaşır. Üçüncü sınıf bir pavyonda çalışan Cezmi Kara adlı bir klarnetçi, yüzünü silahla parçalayarak canına kıymıştır, bir parmağı kopuktur. Duvardaki eski fotoğrafta bulunan üç kişiden birinin yüzü kazınmıştır. Yalnız bir yaşam süren Kemal'i çok etkileyen bu olay, tekdüze yaşamını altüst eder. Kendi başına yaşayan müzisyenin geçmişini öğrenmek konusunda tutkulu bir isteğe kapılan polis, onun öyküsündeki gizi çözmeye çalışırken kendi yaşamındaki düğümleri de birlikte görmeye başlar.

    Yönetmen : Yeşim Ustaoğlu
    Senaryo : Tayfun Pirselimoğlu
    Görüntü : Uğur içbak
    Müzik : Aydın Esen
    Oyuncular : Aytaç Arman, Nur Sürer, Derya Alabora, ismet Ay, Meral Çetinkaya, Serra Yılmaz, Tunca Yönder, Erdinç Akbaş, Kutay Köktürk, Selçuk Uluergüven, Can Kolukısa, Kemal inci, Bülent Kayabaş, Ara Güler, Giovanni Scognamillo

    1993, Mine Film Yapımı
    0 ...
  12. 17.
  13. eser, az miktarda anlamına da gelmektedir.
    0 ...
  14. 16.
  15. 15.
  16. üç boyutlu, uzun metrajlı, orjinal adı "scar" olan, izlemeye cesaret edemeyecegim film.
    0 ...
  17. 14.
  18. izlerin izini sürerken,
    izlerin izinde iz olup gitmek midir?
    senin izini takip etmek...
    izlerin izini sürerken,
    izlerin izinde hiçbir iz bırakmayan sen,
    senin bırakmadığın izlerden giden ben,
    izlerin izini sürerken,
    izlerinin izine ait bir izsiz duvar...
    0 ...
  19. 13.
  20. bırakanlar, bıraktıranlar, unutulmazlar.
    1 ...
  21. 12.
  22. digitürk 88. kanaldan izlenebilen cok kaliteli belgesel kanali.
    0 ...
  23. 11.
  24. fahir atakoğlu hedesi...
    01. alaturka
    02. geze geze
    03. gözyaşı
    04. istanbul
    05. ağır roman bale suiti 1
    06. med cezir
    07. nazım ile piraye
    08. lâ'l
    09. ilk aşk
    10. cumhuriyet
    11. sır
    12. ağır roman bale suiti 2
    13. oniki
    14. uzağım olma
    15. sarı zeybek

    genelinde güzel bir album ben beğendim şahsen, yalnız; alaturka'yı tarkan'dan, istanbul'u sertab erener'den, sır'ı levent yüksel'den , lal'i sezen'den dinlemek biraz garip geliyor başlarda...
    0 ...
  25. 10.
  26. kaliteli fotoğraf baskısı olan arşivlik dergi.
    0 ...
  27. 9.
  28. iZ

    Kurtar beni.. Daha fazla ölemem
    Ah Ingeborg,*
    Neden mi?
    Bilmiyorum.
    Pek çok şeyi bilmediğim gibi
    Sana daha önce yazdığım mektupları neden
    Atmadığımı bilmediğim gibi
    Sevgili Ingeborg,
    Birkaç gece önce seni rüyamda gördüm.
    Ben çok üzgündüm. Bir yerden,
    Bir şeyi kurtaramamış olarak dönüyordum
    Mekânlar çok garip
    Yerlerdi. Tanımıyordum. Seni çağırsaydım
    Belki sen tanırdın. Çok üzgündüm
    Çok yorgundum
    Çünkü kurtaramamıştım
    Oysa ki, kurtarabilmek için o şeyi;
    Kan ter içinde kalmıştım
    Tanrıya çok yalvarmış, çok yakarmıştım
    Sonra, garip şekilde bu rüyanın bitişinde
    Sen vardın. Yanağına dayanmış elin vardı.
    Gözlerinde uykusuzluk, rutubet vardı.
    Ama ne garip, bana çoook sıcaktın. Ben de
    Sanki senin sıcaklığını özlemiş gibiydim.
    Seninle çok garip merdivenlerden inip,
    Çok garip odalara girdik
    Seni çoook özlemişmişimdi
    Bu rüyanın gerisini sana anlatmayacağım.
    Belki bir gün, buluştuğumuzda anlatırım. işte bu garip rüyadan sonra
    Günlerce seni düşündüm. Haklıydın.
    Çok anlamlı olabilirdi: tükenmekteyiz,
    Gitmek zorundayız, çağrılmadan geliriz
    Ama konuşmak ve anlaşamamak
    Ve bir an bile kavuşamayan ellerimiz
    Yakmakta bunca şeyi: kalıcı değiliz

    Ah Ingeborg,
    Nasılsın?
    Sen hep ölümü düşünmek gibisin
    Sen günü bölen çan sesleri gibi
    Barışın ve mutluluğun yakasına yapışan
    Ve olgun tarladaki orakları andıran
    O büyük dünya korkusunun çocuğusun.

    Ah Ingeborg
    Ben kor yuttum
    içimdeki her şey yandı
    içimde yanacak bir şeyler daha
    Var mıdır, Ingeborg?
    Daha fazla acı çekemem
    Acı verecek yerlerimi o kor yuttu
    Sen nasılsın?
    Sen şimdi duvarların arkasında; nasılsın?
    Bense hala duymaktayım soluğunu
    Bir de hançer gibi sapladığın o sözcüğü.

    hiçbir şey gelmeyecek bundan böyle
    Gerçekten iyi misin Ingeborg?
    Affedebildin mi?
    Tekrar sevebiliyor musun?
    Yaralanan bir şey tekrar iyileşebilir mi?
    iyileşen yerde iZ kalınca
    Tekrar eskisi (gibi) olunur mu?
    Hayır Ingeborg
    iz bırakmaz insanı
    Hiçbir iz beni bırakmadı
    Hiçbir iz onu bırakmadı
    Ve biz bu izlerle eskisi (gibi) olamıyoruz.
    Eskisi gibi olunamayınca
    Ne öncesi gibi, ne de sonrası gibi
    olunamıyor
    hiçbir zamanda olamamak
    bunu anlamak
    Ah Ingeborg,
    Martı çığlıklarıyla bile olsa yırtılan ipek
    Bir kez daha dikilemeyecek
    Sevgili Ingeborg
    Sana burada olan biten hayatı, ve başka birçok şeyi
    Anlatabilirdim
    Ama ben içimdeki-çölü gördüm
    Zindanı
    Ve seninle sonlana o garip rüyayı
    Belki sen-bu rüyadan habersiz olarak-benim tek taraflı
    Yakınlığımı hissetmeyeceksin. Olsun.
    Ben bunu unutmak istemiyorum
    Bana rüyamda o garip odaların birinde
    Kulağıma bir şiir okumuştun. Şöyleydi:

    hiçbir şey gelmeyecek bundan böyle
    Bir daha ilkbahar olmayacak
    Herkese kehanetidir bin yıllık takvimlerin

    Ama yaz, ve hani derler ya,
    yazdan kalma diye, onlar da olmayacak
    Artık hiçbir şey gelmeyecek

    Asla ağlamamalısın
    Der bir şarkı
    Onun dışında
    Bir şey
    Diyen
    Kimse yok.

    birhan keskin çok yıldızlı bir şey...
    2 ...
  29. 8.
  30. yayın yönetmenliğini ara güler'in yaptığı fotoğraf dergisi.
    0 ...
  31. 7.
  32. geçmişten parça taşımak ve bunu asla saklayamamak.

    seni dünle birlikte geçmişe gömdüm
    ve artık hiç üzülmüyorum
    ümitlerim öldüğünden beri
    zaten seni hiç düşünmüyorum

    kalbimin içinde tek bir izin kaldı
    iz bile tis bir ses
    bir gitarın telleri kopuyor
    duyuyorum

    ve biliyorum ki
    parmakların kanıyor
    yardım edemiyorum.
    0 ...
  33. 6.
  34. 5.
  35. üzerinden geçilenin, üzerinde bırakılan,

    edilgen halde, maruz kalındığında bir etkiye, nasıl olacağı belli olmayan rastlantısal ama zorunlu da aynı zamanda, şekli şemali öngörülemez olur..

    etken halde bir de,

    bilerek bırakılır iz ler.. geçilenin üzerine..

    kimileyin, tekrar geçilirken o ra dan görmek için bir kez daha,

    kimileyin, bak ben buradan geçtim, haberin olsun bak, ve bir iz bıraktım.. kendi iz

    imi ki işarettir o senin için..

    bak ben buradan geçtim.. ve bir iz bıraktım sana.. ben den..

    yalnız senin anlayacağın..

    teşhirciliğinde..

    fakat kimse "evet öyle" demez zaten..

    bu doğru da olmaz hem..
    2 ...
  36. 4.
  37. 3.
  38. 2.
  39. birhan keskin şiiri.

    ...

    acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
    izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma,
    orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili
    benden savrulan parçalar kurusa da,
    izleri var hala yolun kenarında.

    izini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı
    vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın
    acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun,
    ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin
    hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle
    büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin.

    ne zamandı bilmiyorum. yaşadıklarından sana
    kalan tortu, seni olduğun yere çakan, olduğun
    yerde fırtına koparan korku. kendi sarmalında
    döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin
    kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun.

    şimdi, acının ormanından geçiyorsun
    her şey bir daha kanasa da
    ne geçtiğin yola ne sana dokunabilirim ben
    geç meleğim, senin de şarkıların olsun
    içindeki telleri titreten.

    ...
    4 ...
  40. 1.
  41. 1.Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti,nişan,alamet,emare.
    2.Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti.
    3.Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti,ipucu,emare.
    4.Bir olay,bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti,eser.
    5.Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük