iz bırakan şiirler

entry99 galeri0
    49.
  1. güneş görmeyen penceremden
    ihanet boşluğuna yuva yapmış
    Aşk'ları vurdum
    göç ederken sen
    bir yürekten başka bir yüreğe ,
    ölürken mi
    bir başkası
    bir yerde
    ektim seni toprağa
    içimde hep matem havası
    yüzümde
    babasız bir çocuğun
    bayram sabahına uyanışı var...
    Servet Afşar
    0 ...
  2. 48.
  3. saçıma dokunma" diyorsun masal saçan bir sesle
    ekmek gibi dilimlediğimiz yatak sarılmış bize,
    bırakmak istemiyor
    kasıklarını öperken "saçıma dokunma" diyorsun
    dilimde gezdirirken seni,
    "saçıma dokunma, n'olur"
    kapısı açılan bahçene girerken bir daha, bir daha
    anılar dökülüyor göksarmaşıktan

    ikimiz de biliyoruz
    bir çözsem saçlarını
    bir daha söz etmeyeceğiz ayrılıktan
    saatlerin saçları olsaydı sevgilim
    bu kadar hızlı geçip gider miydi zaman
    ah sevgilim ne diyecektim ben sana
    aç pencereyi ve dışarıya bak
    son gecemizde kar altında kuğular ...

    akgün akova
    1 ...
  4. 47.
  5. Eşdeğeriyle Yan

    Eşdeğeriyle yanyana yürürken
    Cehennem sokağında birey olmak,
    Ve en inceldikten sonra
    ilkel sözcüklerle konuşmak seninle.

    Saat beş nalburları pencerelerden
    Madeni paralar gösteriyorlar,
    Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık,
    Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.

    Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
    Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Cemal Süreya
    0 ...
  6. 46.
  7. seni bir yabancı gibi karşıma alıp
    bunun dayanıklı bir şey olmadığını
    sürekli kılınamadığını, çünkü aşkın
    yapılan bir şey olmadığını,
    başlangıçta bir melek konduğunu
    sonunda bir kelebek öldüğünü,
    yani kısacık sürdüğünü, oysa hayatın
    bir korkular ve alışkanlıklar bütünü
    olduğunu,
    bütün bunları sana
    nasıl anlatacağım ?

    birhan keskin
    1 ...
  8. 45.
  9. ben aşkı göğsümde bir kurşun gibi taşıyorum.
    seni süt içmeye çağırıyorum parmaklarımdan

    sezai karakoç
    1 ...
  10. 44.
  11. gök yüzünü çevir bana-

    bende bulduğun benim de aradığımdı
    sarmaşıp inceldiğimiz o nokta
    hadi tut elimden gezdir sokaklarını
    ansızın yakalan sağnağıma

    akşam kendini karartırken geliyorsun
    komşular kimbilir ne diyor
    günü soyunup beni giyiniyorsun
    parmakların ışıkları dinlendiriyor

    gök yüzünü çevir bana
    gezinsin tutkunun alevden dili
    uçarken çıkardığın o ses var ya
    bütün sözcüklerin özeti gibi

    tanrı bu geceyi korusun

    enver ercan
    1 ...
  12. 43.
  13. insanı derinden etkileyen, kendinden bir parça bulduran şiirlerdir.

    şu sıralar okumamaya çalıştığım, direk bu yazıyı yazdığım şiirlerdir.

    1-2 hafta sonra evet okuyacağım hepsini.
    1 ...
  14. 42.
  15. 41.
  16. "bir roman kadar uzun bu tümce;
    sonra işte yaşlandım."*
    1 ...
  17. 40.
  18. "bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
    o kadar çabuk
    o kadar kısa
    işte o kadar"*
    1 ...
  19. 39.
  20. 'bir yere geldik ki
    hiçbir sokağın adı yok.'*
    3 ...
  21. 38.
  22. "ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın
    arasında
    onu oraya sen koydun"*
    3 ...
  23. 37.
  24. olmalıydı

    denize karşı oturmalıydın

    seyretmeliydim seni

    beyaz bir elbise giymeliydin

    denizin kokusunu duymalıydık

    saçların savrulmalıydı

    suratıma değmeliydi ara ara

    susmalıydık

    konuşmamalı.
    0 ...
  25. 36.
  26. Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
    El tutmak yol açıyor diye hesapsız
    Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları

    Yasak kelime oyunu yapmak
    Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak

    Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
    Tomurcuklanmak günah

    Ve bir insan gözü yüzünden yüz gün art arda uyumamak
    Kimse ölmesin diye

    Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
    Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı
    Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya

    Ne deniyorsa onu atacak kalp
    Ve süresi 24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın

    (bkz: Yılmaz Erdoğan)
    2 ...
  27. 35.
  28. 34.
  29. beni öyle bir yalana inandır ki,
    ömrümce sürsün doğruluğu.
    2 ...
  30. 33.
  31. ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
    isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

    yüzyıl şilisinden bir dazz javulcusu inliyor tam arlarımda
    hiç durmadan kentlimağlup kıyasıya mağrur ve mor
    bir çocuğum şimdi pişman olmak için
    birbiriylebağlantılıyüzbinlerceyılım vor.

    seni sevmem
    bu savaşı
    kesintiye uğratmaz
    ama ordan bakma!
    bu, werther'in
    leş kanını
    gül kılar.

    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    otobüsler olacak, tirenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri
    saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim
    çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri.
    gideceğim ensk ökümde devlet denen şirk,
    beb gözüğümde kent gördükçe kırılan gıçlar,
    ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim
    bu çağın açısını dik tutacaklar.

    bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim
    ufka bir kesin ordum akıverecek
    elimde çözülecek makina ve cinayet
    marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa.

    inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın
    çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
    ipimden kurtulmuşum kaybediyorum.
    birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez
    tanklar tank olup geçiyor üstümüzden
    helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara
    memleket sana rağmen ket vururken yarama
    şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben
    -ve emir "kun" diyor; doğuruluyorum-
    "bu ülke"den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
    bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim
    ikdildar tohmekecek sözüme yoksa
    ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa
    ellerini tutarım ki kudurtucudur.
    bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim
    gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur
    ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden
    ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur.

    ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim
    lazım gelen gülleri göğsüme gömmüşüm
    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    bunu daha çok küçükken bir filmde görmüştüm!

    ah laikse aşkımız biter elbet bir kışbaharyaz günü
    gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
    bir çınar gövdesini bir hamle daha yayar
    üç içbükey komodin silah çeker vurulur
    sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
    bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.

    ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum
    olma. yokluğun bulunmama larcivert lavlar akıtır.
    nasıl çekip gitmiş bir şaman
    çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok
    benim gibi sonsuz bir at
    hiç koşmuyorken de attır.

    biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
    ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
    annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
    modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

    mıknatıssız bir pusula olarak

    ah muhsin ünlü

    çok seviyoruz efenim.
    1 ...
  32. 32.
  33. neylersin ölüm herkesin başında.
    uyudun uyanamadın olacak.
    kim bilir nerde nasıl kaç yaşında
    bir namazlık saltanatın olacak,
    taht misali o musalla taşında
    *
    0 ...
  34. 31.
  35. Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
    Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı istanbullar

    cemal süreya - aşk
    2 ...
  36. 30.
  37. yusuf hayaloğlu - acılar kraliçesi
    0 ...
  38. 29.
  39. 28.
  40. 27.
  41. ne hasta bekler sabahı,
    ne taze ölüyü mezar.
    nede şeytan bir günahı,
    seni beklediğim kadar.

    geçti istemem gelmeni,
    yokluğunda buldum seni.
    bırak vehmimde gölgeni,
    gelme artık, neye yarar.
    * *
    2 ...
  42. 26.
  43. gelme..!
    küçülüyorsun..
    öyle büyük bir acıyla gittin ki..
    bıraktığın boşluğa küçük geliyorsun..!
    solumu dolduramıyorsun..
    can yücel
    1 ...
  44. 25.
  45. hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?

    hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?

    bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;

    kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...

    bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında

    fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.

    bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;

    en eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...

    hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,

    gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!

    güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!

    yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;

    ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,

    o sakin, o yalansız, o kuytu gözlerini.

    (bkz: ümit yaşar oğuzcan)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük