...insanın bütün gücüyle sevmesinin, sevilmekten çok daha mutluluk verici, çok daha etkileyici olduğunu hissederdiniz. neyim, ne yapıyorum, ne istiyorum, bilmiyorum: birbirine zıt binlerce duygu parçalıyor beni. bundan daha acıması bir durum düşünülebilir mi?sizi çılgıncasına seviyorum, aynı duygularla sarsılmanızı dilemeye kalkışmayacak kadar da esirgiyorum sizi...
imkanın olsa senin de yapacağın bir şey imkanın olmayıp yapamadığın için sende bir nefret objesine dönüşüyor.
sözün orjinali için.
(bkz: serdar kuzuoğlu)
insanın aklında yer edinen sözlerdir.
"Sakın, ülkenize ve vatanınıza aitsiniz safsatalarına inanmayın yaşamı başka yerlerde arayın. Sizin kimliğinizi oluşturan isminiz, milletiniz, ırkınız ya da dininiz olamaz..."
yıllar önce, çok sevdiğim yılmaz ağabeyim bir gün, kendisine gelen bir tekliften söz etti. bir partiden belediye başkanlığı teklifi aldığını ama kabul etmediğini söyledi. şaşkın bakışlarla, 'neden kabul etmedin, böylesine bir teklif geri çevrilir mi, senin gibi güzel işler yapacak insanlara ihtiyacı var kentimizin' diye sorduğumda, 'benim iki evladım var, onları belediye başkanı maaşıyla okutamam' cevabı gözlerimi doldurdu... işte böyle bir insandı yılmaz ağabey... ve her güzel insan gibi o da fazla kalmadı bu dünyada... -anılarım'dan...