geçmişte bir yerlerde tanıdığım bir adam için rakı masasında karşısında hiç ezilmeden oturan, hayatında hiçbir zaman çiçek almamış, gözleri daima hüzünlü bakan, ince uzun parmaklara sahip bir kadınmış.
yıllarca birbirlerinin her şeyi olmuşlar. anne, baba, kardeş, sevgili, dost... sonra bir gün kadının gitmesi gerekmiş herkes gibi.
bir izin kalıcılığı neye bağlıdır?
inatla belirgin durması mı?
büyüklüğü mü?
bana göre canını yaktığı büyüklüğe göre.
**************
işte sen benim hayatımda iz bıraktın kadınım.
çokca canımı yaktın.
evet gidişin canımı çok yaktı.
gidişin dememeliyim aslında buna.
terkedişin.
evet bu senin beni terkedişinin bıraktığı izin hikayesi.
aylar geçti üzerinden.
farkındayım.
zaman herşeyin ilacı değilmiş oysa ki.
biliyorum kolumda bıraktığın tırnak izleri geçti.
terketmenden sonra kullandığım alkollerin öldürdüğü beyin hücrelerimin;
hepsinin yerine yenisini koydum.
peki ya kalbim?
kalbimde bıraktığın derin çatlaklar?
onlar ne oldu merak ediyor musun kadınım?
dur söyleme ben açıklayayım!
her geçen ay, her geçen gün, her geçen dakika;
boyutları daha da arttı.
daha da parçalandı o seni seven kalbim.
ne içimdeki seni öldürebildim.
ne senin yerine başkasını koyabildim.
kimseyi layık göremedim ki senin yerine.
*********************
merak ediyorum senin hayatında;
senin vücudunda;
senin kalbinde;
senin düşüncelerinde;
yer edinebildim mi?
ufak da olsa bir "iz" bırakabildim mi?
ne bileyim aldığın nefesin bir tanesinde;
benim ismim yankılandı mı ciğerlerinde?
yağan yağmur tanesi;
saçlarını benim gibi okşayabildi mi?
oysa, oysa her yelkovanın akrebi kovalayışında;
aldığım alkolün her yudumunda;
güneşin her doğuşunda;
her uykusuz gecemde;
kahrolası baktığım her kişide;
sadece "sen" vardın.
sen ve senin geride bıraktığın izler...
****************
daha bugün gördüm seni.
uzaktan.
karanlık dar bir koridorda.
sanki koşup bana sarılcak gibiydin.
doyasıya ve ölümüne...
gözlerimi görebildin mi acaba?
ben o karanlıkta kahverengi gözlerini gördüm halbuki.
belki bana bakmıyorlardı ama
ilk günkü gibi güzellerdi.
içlerine içlerine bakmaya çalıştım.
acaba bana ait bir şeyler görür müyüm diyerek?
malesef.
ne ben, ne de benden kalan bir iz bile yoktu.
oysa sen baksaydın benim gözlerime;
"seni" görürdün.
bıraktığın "izleri";
umudumu;
sana olan hasretimi;
sana dair ne varsa hepsi gözlerimin parmakları arkasındaydı.
görürdün...
bakmadın ki!
*****************
evet bu senin beni terkedişinin bıraktığı izin hikayesi.
geride kalanların.
bıraktıklarının.
hayatımdaki derin izinin.
yaktığın canımın hikayesi.
ama sana kızmıyorum kadınım.
kızamıyorum ki.
tıpkı senden vazgeçmeyi beceremediğim gibi...
sana söz veriyorum.
bıraktığın bu izi ömür boyu taşıyacağım.
kötü de olsa;
sana ait bir şeyleri taşımak beni mutlu ediyor.
var mı ötesi?
sana ait bir "iz"...
hayatında öyle bir etki bırakmıştır ki hiç bir zaman silinmez yaşamından ve onu koparamazsın hayatından küçük bir obje v.s mutlaka onu hatırlatır onu yaşatır bazen kahreder bazen de güldürür.