--spoiler--
yine de bir adın kalmalı geriye,
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde,
aynaların ardında sır,
yalnızlığın peşinde kuvvet.
evet nihayet, bir adın kalmalı geriye,
bir de o kahreden gurbet.
beni affet,
kaybetmek için erken, sevmek için çok geç.
--spoiler--
bu dizelere ayrı bir tepki veriyor beynim. basit aşk şiirlerinin çok ötesinde...
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani, şu 'derya içre olup deryayı bilmeyen balık'tan da tuhaf.
özgürleşmenin şartları yoksa biricik özgürleşme yolu deliliktir. delilik zoraki özgürleşmedir. insanın içinde kalan en son umut kırıntısının bir çığlık gibi dışavurumudur delilik. *
burda bir kuş varmış. *
bu yakalmış. *
bu temizlemiş. *
bu pişirmiş. *
bu yemiş. *
bu da hani bana hani bana demiş. *
bunlar iz bırakan dizeler...
miniminnacık çocuklara kuşu öldürüp yemek öğretilir. biz buna çocukluk travması diyoruz. *
birini çok sevdiğinizde,
o, sizi çok üzse de,
onun yanında ağlamak istersiniz.
o, size korkunç bir şey yapsa da
onun kollarında teselli bulmak istersiniz
birini çok sevdiğinizde,
size 1000 kere de yalan söylese,
yine de herkesten çok ona inanmak istersiniz.
" her şeyi bilmek için, belki hiçbir şey bilmemek gerektiğinden,
ademoğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatlarını adadı. " ihsan oktay anar.
Ölebilirim bu genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam-üstü düşündürebilirim.
farkında olmalı insan...bir damlacık sudan yaratıldığını farketmeli.anne karnına sığarken,dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını farketmeli. henüz bebekken dünya benim dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,ölürken aynı avuçların her şeyi bırakıp gidiyorum işte dercesine apaçık olduğunu farketmeli....ve ona göre yaşamalı.