iyilik yap denize at demişler. iyilikte karşılık beklenmeden yapılır. fakat bazen öyle anlar yaşanıyor ki kişi isyan etmeden duramıyor. bir insana bir iyilik veya yardım yaparsın. bu çok çeşitli şekillerde olabilir. ancak zamanla karşıdaki insan seni kullanmaya başladığını zannetmeye başlıyor ve sende bunu anlıyorsun. sonra insanın içinde böyle değişik bir karamsarlık oluşuyor. o zaman insan düşünüyor "bazen hayır demesini de bilmek mi gerekir?" diye.
iyilik ve aptallık arasında daima tek bir adım vardır. her zaman iyilik yapmalıyız ancak karşı tarafın bizi aptal yerine koymalarına asla müsade etmemeliyiz.
21. yüz yılda karma denen olguya inanmak gerçekten de bildiğin cehalet arkadaş. ulan o kadar iyilik yaptım ama bunu laf olsun diye söylemiyorum cidden kendi adıma riskler alarak, fedakarlıklar yaparak iyilikler yapmaya çalıştım ve karşılığında henüz hiç bir şey bulamadım. iyilik yapmayın demiyorum, yapın ama karşılık beklemeyin zira sizden enayisi olmaz.
yeni modadır. adi karakterli insanlar bu dünyada kötülüğün işe yaradığını anlamıştır çünkü. sayılarıda hızla artmaktadır. bin kişi içinden bir tane insan bulursanız öpün başınıza koyun.
Böylelerı hep olacaktır. Incıl' ın oğretısı hep affetmeyı esas alır. Aynı sekılde bu da karsınızdakının sıze kotuluk yapmasını kolaylastıracaktır, ya da olumlu sonuç verecektır kı bu mılyonda bır ıhtımaldır. Sızce de o mılyonda bır ıhtımal ıçın affetmeye degmez mı? Zaten zor olanlar degılmıdır yurek ısteyenler? Ve bunu yapabılenler degılmıdır yureklıler. Kımın ne dusunecegını umursamadan, dogru oldugunu bıldıgınız seyı yapın: yanı hayır, bu yanlıs bır çıkarım. Iyılık yapan enayı yerıne konmayı hak etmıyor.