Ölseler, cenazelerine saçıma sim döküp gideceğim insanlara bile zaman zaman yapmaya çalıştığım etik fiil.
Not: yazar burda "ben iyi bir insanım" deme gayreti içine girmemiştir. Sadece olması gereken Düşünceye sahiptir. 3 günlük dünya için kimsenin gönlünü incitmeye değmez sonuçta. sevmek zorunda değilsiniz ama imkanınızın olduğu bir konuda ihtiyaç sahibi bir kimseye yardımcı olmak şüphesiz ki biz insanlara yakışır.
sabır ister. ciddi ciddi sabır ister. cüzdan buldum herife ulaşmak için adeta çaba harcıyorum. facebooktan buldum ama ekleyemiyorum. mesaj attım diğer kutusuna bakmazsa nah görür. en son bi fotoğrafta etiketlenmiş. o fotoğraftaki 3 erkeği ekledim 2 si engelledi biri de halen kabul etmedi. acele ediyorum ki ehliyet, kimlik vb kartları bi daha çıkarmaya uğraşmasın diye ama tüm çabalarım sonuçsuz. bir sürü kredi kartı var bankayı arayıp şu numaralı kartın sahibine ulaşın desem nolur onu da bilmiyorum. Ulan dedem 77 yaşında halen cüzdanında adı soyadı, açık adresi ev ve cep telefonu yazan bi kağıt taşıyor. Bu insanlar niye taşımaz? hadi onu geçtim. bir kız facebookta arkadaş ekle butonunu kapatır da bi erkek niye kapatır? kafamda deli sorular.
Yıldırım çarpması sonucu telef olan 5 ineğine sarılıp ağlayan 66 yaşındaki Hüseyin Amcayla 62 yaşındaki Fatma Teyzeye Burdur' da hayvancılık yapan bir firma tarafından 3 gebe düve hediye edildi.
iyiliğin, iyilik yapmanın şöyle bir durumu var bence. iyilik yaparsan, o yaptığın seni bir şekilde bulur evet. ama o yaptığının iyiliğin karşılık geleceği durumları, bulacağı olayları sen belirleyemezsin, biz belirlemeyiz bence. insanlar belirleyeceğini sandığı için, sanırım belirleyemediklerinde iyiler kaybeder diyorlar. bu bir şeyin karşılığını beklememek, istememekten öte bir şey. iyilik denilen şey gerçekten yapıldığı zaman, beklenti olsun veya olmasın zaten iyi hissettirir. beklentisiz iyilik yapıp, karşılığını almak istememek diye bir şey pek olmuyor. o karşılığı almak için sabır gerekiyor. alamadığını düşünsen, görsen bile vicdani hissiyatı daha önemli oluyor.
ha bak ne zamandır aklımdaydı.
kafamda acaba yapmamak mı gerekiyor diye düşünüyorum ama emin değilim.
diyelim fakir bir insana maddi yardım yaptın.
o bu yardımı alınca haliyle rahatladı. rahatlayan insan keyif arar. oturur , dinlenir, şarkı dinler vs ama yapmasaydın belki o iş için tırmalayacaktı. yeni careler üretecekti ve belki de ileride onu çok zengin edecek bir işe girişecekti.
yani bi yerde allah ın işine karışmış mı oldun.
belki o güzel işe o şekilde yönlendirilecekti, allah tarafından.
sen bunu bozdun. allah ın işine karıştın. sanki çok güçlüymüşün gibi başkalarının hayatına yön vermeye kalktın.
allah ın işine karışmanın elbet bi cezası olacaktır. bu ceza da iyilik yaptığın kişi eliyle verilecektir.
yalansa yalan de. şimdiye kadar yaptığın iyiliklerden gördüğün zararları bi düşün.
misal ben.
eskiden oturduğum evin üstünde genc ve hafif deprosyana girdiğini duyduğum biri vardı.
tansiyonu falan yükseliyormuş. dışarı çıkmıyor.
işte telkinlerde bulundum. dışarı çıkmıyorsun ama hiç değilse evde yürü hareketsiz kalma falan dedim.
lan oğlum sen misin bunu diyen.
adam tepemde evin içinde bam bam koşmaya başladı. ne saati var ne zamanıi gece gündüz her saat koşabiliyordu.
neredeyse evden çıkacaktım.
sen pay biç işte. ufak bi örnek bu.
kimsenin hayatına karışmayacaksın.
bunlar emin olduğum düşünceler değil.
gene yapıyorum arada sırada, ufak tefek iyilikler.
ha şu lafta boşuna söylenmemiş olsa gerek.
(bkz: hiç bir iyilik cezasız kalmaz)
yazarken aklıma geldi.
en iyi yol kötülük yapmamaktır. bu bütün insanlığıa yeter.
"iyilik yaparsın, herkese anlatırsın. O ne vazgeçmek ne de vazgeçmekten vazgeçmektir.
iyilik yaparsın, kimseye söylemezsin. Ama evde tek başına düşünürsün, ben bu iyiliği yaptım diye. Bu vazgeçmektir.
iyilik yaparsın, yaptığını unutursun. Bu vazgeçmekten vazgeçmektir."
O ses Türkiye'de şovmen beyaz'dan duymuştum ve çok etkilenmiştim. Allah bizi iyiliği yapıp unutucak kadar yüce gönüllü biri yapsın ne diyim. Ben, evde oturup bu iyiliği yaptım diye düşünenlerdenim hala.