--spoiler--
Annemin gülmeyi unutmuş dudaklarında babamın adını ararken kaybettim bekâretimi.
Yapsana!
Kurtarsana beni.
Tutup elimden yeniden çek çıkar.
Bu 'nerde akşam orda sabah' intikamdan.
Bu sokak kavgasından, it dalaşından, çingene çadırından, bu kıyamet meydanı yalnızlıktan!
Anlatsam anlar mıydın, söz de susuyormuş kendini?
iç sesi ıssız bir mevsim gibi, terk edilmiş şehirler inşa edip tekrarlıyormuş günahları.
Bakma korkmuyorum aslında.
Bu davanın müebbedi benim, biliyorum.
Yalnızca ellerim kimsesiz, ellerim soğuk kalmasın, sen tut bir kez daha diye şımarıyorum hiç hakkım olmadan.
Hiç hakkım olmadan yaşıyorum.
Sana susuyorum, seni sayıyorum içimden.
Tek derdimsin sen, bu orta yerinde alev alev yandığım kavgada.
Düşmeden, kusmadan bir aşkın içine ve kimseye açmamış gibi bacak aramı namusumla övünebilirim, diyorum.
Boş versene, her ne olursa olsun gidersin sen ve ben bir şiir daha yazarım.
Merak etme seni anarım, merak etme ben yine gece çıkar ama yalnız yatarım.
Kurtarır bu seni, kurtarır canıma ot tıkayan erkekliğini.
işte bütün bu sözlerim anlamını yitirirken alkol sonrası iç çekişlerde, ötenazi hakkımı sunar bana gece.
Gözlerimin erkek çocuğunu bir sokak kadınına çalar gibi, tutar elinden bir geneleve götürürüm düşlerimi.
Yalnızlığımın sürgünü ihanet örter gelinliğimin beyazını, duvağım kan revan içinde.
Ne vakit umuda açsa ellerim siyah bir cenaze kalkar gibi yüreğimden, adını bile söyleyemediğim sana yakarım ağıtları.
Sebebim affetmek, şartlı tahliyeler sonucu serbest bıraktıklarım aslında hep babamın adı.
Bunun için bütün barlarda babamın annemi aldattığı kadınlara yıpratırım gençliğimi, saçıma bir beyaz daha eklerim siyahıma batarken hayat.
intiharlardan döner yolculuklarım.
Bir belkinin aşk olabilmesi ihtimaline düşkün, kendi felaketimi hazırlarım.
Güzel kadınlara karşı hiçbir işe yaramayan aklım ırzıma geçer durmadan.
Yüzümde ağlayan fahişeler dans eder, kalbimde beni sev baba diye kötü yola düşen bir çocuk.
Hayata asıldığım yerden bırakırım ellerimi, ellerim çok güzel ama yüzüm dargın.
Kimsenin sevmediği kendime sahip çıkayım derken faili meçhul bir aşka kurban gider, ardımda suskun ipuçları bırakırım.
Çünkü;
Beni biri sevdi diye göçebeyim, beni kimse sevmedi diye yabancı.
Beni sokağa sürdüler diye yorgunum, beni sen sevmedin diye yalnız.
Ağlayamam, düşürdüm yüzümden siyahı.
Gözlerim daldığı yerde muamma.
Eğreti dileklerime yama yaparken incittim sözlerimi.
Yüzüm saklandığı yerden iltica.
Söz de susuyor işte kendini!
Bu kıyamet meydanı yalnızlıkta, Çingene çadırında, it dalaşında, sokak kavgasında!
Bu nerde akşam orda sabah intikamda!