kant'ın ahlak ölçütü.
bir eylemin iyi ya da kötü olduğuna karar verebilmek için başvurduğu kıstas.
eylemi gerçekleştirirken "iyi niyet"liysek o eylem iyidir. sonuçları önemsiz.
genellikle pişmanlık ve hüsranla sona eren durumlarda içinde bulunulan niyettir.. büyük umutlarla, saf ve temiz duygularla başlanan bir işin iyi niyet sahibinin kötülük bulmasıyla sona ermesine sebep olur iyi niyet...
günümüzde "salaklık" ile karıştırılan hatta salaklığın göstergesi olarak görülecek kadar aşağılanan, kullanılan, dalga geçilen ve değeri bilinemeyen kavramdır. hoş görülü ve "iyi" kelimesini içeren şekillerde çevreye karşı davranmayı ve sağduyulu olmayı gerektirir.
bir hakkın doğumuna engel olan bir durumun olayda varlığı veya hakkın doğumu için gerekli unsurlardan birinin olayda yokluğu konusunda kişideki mazur görülebilen bilgisizlik veya yanlış bilgi.
kime göre, neye göre muamması. iki ucu pis değnek gibidir bu ve hep yanlış adamlara uygulanır.
yaptıklarından şikayetçi olmayıp ' iyi ki böyleyim, ne mutlu bana iyi olabiliyorum' dediğin an da olmuş olduğunu kanıtlayandır iyi niyet. ama o kadar zordur ki.
insan ilişkilerinde tek başına bir işe yaramayabilen duygu. zira iyi niyetli olarak yapılan bir hareket karşıdaki insan için istemediği bir sonuç doğurabilir, sadece iyi niyetli olmak yetmeyebilir. dolayısıyla iyi niyetli olmanın yanısıra başka yetenekler de gerekir bir insana iyi ve güzel davranmak için, bu unutulmamalı.
önce iyinin ve sonra kötünün ne olduğuna dair tam ve net tanım gerek, iş niyet boyutuna geldiğinde.
sorgulamalı, görmeli, okumalı, düşünmeli ve karar vermeli ki tek doğru ve yanlışın olmadığı toplumlarda iyi niyeti bulmak zor olsa gerek.