-bravo 08 hayrettin çok iyi kayıyosun.
+vala abla ben 6 yaşımdan beri kayıyomuşum küçükken anemler diyo.
-ne tarz kayıyosun genelde?
+vala ne iş olsa kayarım abla. yeter ki kayılacak yer olsun
-süfersin
+kayayım bi daha ister misiniz?
edit: bana ne kayıyosunuz ya. ben mi açtım başlığı, sadece örnek verdim. başlığı açanı eksileyin. :)
türkçenin her anlama kayabilen (bak yine kaymak dedim hi hi) bir dil olduğunu gösterir. vakti zamanında istanbul belediye başkanlığı yapan Fahrettin Kerim Gökay, fırınları dolaşırken ağzı bozuk bir fırıncı pasta ikram eder. Belediye başkanı pastanın tadına baktıktan sonra:
+Hımmm.. Çok güzelmiş, ne kattın buna?
-Sana koydum efendim.
(başkan bu söz üzerine pastadan bir lokma daha alır ve)
+Ben de bütün fırıncılara söyleyeyim de, hepsi Sana koysunlar!