iyi insan mefhumunun kişiye göre değiştiğini düşünmesem de çokçalarınca iyi bilinen şahısların davranışları bana yapmacık gelir. onların iyi olmalarını sağlayan tavır ve konuşmalarında benim alıcılarımı ısıran, suni gelen bir taraf vardır. ola ki bunlar kahir ekseriyetle çevresinde sevilen, sözü dinlenen kişiler de olsa. ben kendi içimde ısrar ve inatla, haklı çıkmamı sağlayacak davranış ve ikircikli,ikiyüzlü tavırlarının zuhur etmesini beklerim. umumiyetle de beni haksız çıkarmazlar. sait faik'in sinagrit baba hikayesinde olduğu gibi.
kimi insanları da kendimden iyi gördüğüm halde Allah'ın onlara hadi ismiyle neden tecelli etmediğini merak eder dururum. davranışları makul, tutarlı, sevgileri dengede, nefretten pay almamış, olgun kadın ve erkekler. neden alınları secdede değil ve vahyin aydınlığına karşı kayıtsız duruyorlar. sonra anlar gibi olurum. onların kusursuzluğa varan iyiliklerinde kendi içine kapanma, başkalarını hakir görüp de kendi yüksek idealarıyla dolu dünyalarına sokmama gibi bir egoizm var. bir miskinlik bir nihilizm hali. bulunduğu cemiyete bir faydası olmayan, tohum verme derdi taşımayan, hoş kokulu ama tatsız bir meyve gibi.
bazen sözlükte bir entrye rastlıyorum. içim ferahlıyor, umudum tazeleniyor. böyle iyi insanlar da var diyorum. keşke şahsen de tanısam diyorum. tanım: konuştuğuyla, bakışıyla, hareketleriyle kendini ele veren insan.
din, ahlak, kültür vb. konularda belirtilmiş kurallara uyum sağlamış olan insandır. kendisinden önce hüküm sürmüş insanların yaptırımları olmasaydı iyi sıfatını da alamayacak olan bu insan, çevresindekilerin (toplumun) bu sıfatları kendisine sunmasını beğenirse, kendisi de toplumun içerisinden başka insanlara bu sıfatı sunmaya başlayacak ve ilerideki nesillere de iyi insan olma fırsatını tanıyacaktır.
Geçenlerde bir belgeselde izlemiştim.deri değiştirmiş olan kral kobranın gözlerinde parca kalabilirmiş.etraflarını görmelerini engelleyen,bir nevi perde görevini gören, işe yaramaz deri parçasıymış bunlar.cesur bir hayvan sever cımbız benzeri aletle yılanın gözünden acısız,ağrısız şak diye deriyi alıyor.yılan o kadar net görüyor ki ilk işi, üç metre boyutla onu bu dertten kurtaran adamı düşman bakışlarla duvara sıkıştırmak ve ısırmaya çalışmak oluyor.neyseki adam kurtarılıyor.içimden "kardeşim neyine lazım, yılana yardım etmek senin"diyorum.sonra düşünüyorum ki asıl perde yılanın gözünde değil yüreğinde.çevresindeki güzel insanları,güzellikleri göremeyen kötü insanların yüreğinden hiç bir zaman kalkmayacak perde gibi.buna rağmen ona ısrarla yardım edenler çıkıyor. hiç bir karşılık beklemeden,koşulsuz yardım eden insanlar gibi,iyi insanlar gibi...
başkalarına '' ben iyi biriyim '' demeyen insandır. sürekli ön plana çıkma çabası içerisinde değildir. sürekli kendini düşünmez. farklı düşünce ve beğenilere - insanların canına kasıtta bulunmadığı sürece - saygı duyar. öz eleştiri yapar, hatası varsa kabullenir. kimseye tepeden bakmaz. bölümü, işi ve serveti ile hava atmaz.
iyilik göreceli değildir. iyi olmak, iyilik yapmak, toplum tarafından kabul görmüş, herkes tarafından benimsenmiş doğru ve güzel davranış sergilemektir.
Bence benden baska iyi insan yok ya da cok az bu ne siddet ne celal ya ama o guzel insanlar o guzel atlara binip gitti bananeee ben buna inaniyorum ama iyi insanlar var ya valla varlar gordum on onbes tane ama zerre-i miskal guvenmem orasi ayri.
Hayatta Acı çeker. Ama sabreder. Ağlar sonra. Yutkunur. Yine de kolay kolay kıramaz. Dönen sahtekârlıkların, ikiyüzlü insanların farkındadır ama yinede iyi davranmaya çalışır bazen zorlansa da. Farkındadır ve bilir Allahın onlarla en güzel şekilde ilgileneceğini. Birde inancı sağlamsa Allaha, fazla ilgilenmez dış dünyanın pislikleriyle. iletişimi bitirmez ama mesafe koyar. Allaha yönelir.