içimdeki iyi huylu hüzünleri hep beslerim ben. küçükken turuncu japon balıklarını mantar hastalığı riskine karşı inadına besleyip çoğaltma isteğim gibi. oysa ne kadar yanlış yapmışım. sanki çoğalsalar ne olacak? altı üstü 70 cm uzunluğunda bir hapislikten başka gidecekleri yer mi var! üstelik daha çok daralan alanda birbirlerinden nefret etmeleri de cabası.. işte bu yüzden akvaryumu denize götürüp kırmışlığım vardır. bilsem de sahte sulara alışkın balık tuzlu suda belli bir süre boğulacak. ama olsun acının ilacı budur..
iyi huylu hüzünlerimi akşam portmontaya asar sabah oradan üstüme geçiririm ben. gecenin hüznünde orada demlenir ama sabahın ilk ışıklarında yerini neşeli bir şarkıya bırakır..günboyu bulutların o pamuksu beyazlığından beslenir. ta ki tekrar akşam portmontaya asana kadar!