dijital bir makine alıp boynuna asıp dolaşıyorsan, yapma bu işi. bırak gitsin.
fotoğraf sanattır. sanata saygı duy it.
sizin yüzünüzden mesleğimden nefret ettim.
siktir git gözüm görmesin seni.
çeksene bir minolta filmli makine ile.
sittir git gözüm görmesin.
tamam sakinim.
- mesele fotoğrafı hangi makine ile çektiğin değil, öncelikle bunu siktir et. nikonmuş, canonmuş... am anasını satayım am. amla fotoğraf çekerim ben. bok gibi bir filmli makineyle bile harika fotoğraflar çekersin. sürekli hangi fotoğraf makinesi muhabbeti yapan adamlarla takılma. nikon'u, canon'u deli gibi savunan adamları siktir et. kendine uygun bir makine al ve gerisini siktir et. leica'yı öven herkesi de kaale alma. leica iyi lenslere sahip falan fıstık tamam ama, her adamın işine leica yaramaz.
- her ne kadar marka şu-bu önemli olmasa da, kendi alanına göre iyi ekipmana sahip olmak önemli. yani ekipman konusunda mühim olan neye ihtiyacın olduğu ve neyin senin işini karşılayacağı. marka vs tercihi de buna göre yapılır zaten.
- kendini beğenme. çektiğin fotoğrafları başkalarının beğendiğinden fazla beğenme. kısaca, çektiğin şeyleri abartma. bırak başkaları abartsın. fotoğraflarını beğenen çoğu kişiyi de kaale almana gerek yok. mühim olan önemli yerlerde-önemli kişiler tarafından değerlendirilmesi. fotoğrafçılığına saygın olsun; ancak egonu şişirme. gavat seni.
- ayrıca ilk fotoğraflarını paylaşma. mümkünse ve etrafında fotoğraftan anlayan birileri varsa tatlı dille eksiklerini-artılarını sor. paylaşmaya bu kadar istelikli olma. sanatını gizleyebilirsin bile. zaten iyi fotoğrafçının elindeki iyi fotoğraflar, paylaştıklarından fazla olur -genelde. yani fotoğraf biraz arşiv işidir.
ve ayrıca, en başta otu-boku çekin evet. ama aradan 4-5 ay geçmesine rağmen halen otu-boku çekiyorsanız siktir edin fotoğrafçılığı. bok gibi fotoğraf çekiyorsunuz.
- 5000 tane lense sahip olmana gerek yok. hangi konuda kendini geliştireceksen (belgesel fotoğrafçlığı, kurgu, sokak fotoğrafçılığı vd...) ona göre set kurmaya bak. ayrıca fotoğraf makinenini deli gibi her gün boynunda taşıman gerekmiyor. sokak fotoğafçısı falan değilsen ne işi var lan makinenin her gün yanında?
- fotoğraf alanına göre, bol bol fotoğraf izle. kitap oku. bir tek ara güler'i bilmekle olmuyor bu iş.
- internetteki fotoğraf forumlarına falan takılma fazla. alışveriş için kullan oraları daha çok. bir bok çekmemiş ama binlerce liralık ekipmanı olan acayip adamlar var orada. garip amk.
- 60 kişiyle birlikte fotoğraf çekmeye gitme. manyak mısınız lan siz? fotoğraf, fotoğrafçının bireyselliğiyle olur. 60 kişi fotoğraf çekilmeye gidilmez.
- etrafa hava yapmak için fotoğrafla ilgilenen kişilere angut, gavat ve benzeri kötü sözleri kullanabilirsin. gavatlar. konuşmayın bile böyle adamlarla amk.
- taksim'e şuraya-buraya öylesine fotoğraf çekmeye gitme. ya da gidiyorsan bir konun olsun. 'nasılsa bir şey çıkar' diye fotoğraf çekilmez. fotoğraf ön hazırlık gerektirir. en azından öncesi olan bir düşünce.
- 'seri' fotoğraf mantığını çözmek lazım.
- fotoğraflarına isim koyman gerekmiyor. ya da imza atmak çok önemli değil. asıl mevzu çektiğin fotoğrafların senin adını söylemesi. yani tarz oluşturma meselesi.
- feysbuk'ta photography yazan adamlarla arkadaşlığını kes. cidden, siktir et lan. güzel çekmişse bile siktir et. hele ki türkse ve photography diyorsa tamamen siktir et.
- kendine katı kurallar koyma. biliyorum, biraz sert şeyler yazmış olabilirim... sinirlendiğim, rahatsız olduğum ve dayanamadığım şeyler oluyor.
fotoğraf sınırsızdır. makineyle kendi fotoğraflarını bile çekebilirsin. evet, bu boktan gözüküyor. ancak bunu iyi bir seri ile yaptığınızda çektiğiniz o sıradan gözüken şey aniden sıyrılır. mevzu biraz da bu tüketilmişliğin arasında çok minik bir detayla büyük bir fark yaratabilmeye kadar uzanıyor.
- sanat emek ister. ve bireyseldir. kuralların çoğunu siktir edebilirsin. yeter ki yaptığın saçmalığın farkında ol.
cep telefonu ile olmaz bu işler, sigarayı birayı azalt, parayı denkleştir adam gibi makine al.
makinen canon olacak ona göre, gerisi hikaye, ha bende para bok dersen o zaman leica al.
çektiğin fotoğrafları sergileyeceksen ya da yarışmaya göndereceksen resimden(isimle kafiyeli olsun diye resim dedim yoksa ben de biliyorum fotoğraf olduğunu) çok isim önemlidir. bununla ilgili vedat özdemiroğlu'nun** çok güzel bir yazısı vardı. eğer bulursam editus biditus yaparım.
öncelikle daha sonra hayal kırıklığına uğramamak için bunun hobiden öteye gitmeyeceği kabul edilmelidir. yarı yada tam profesyonel makinalar ilk başladığınız dönemde gerekmez. basit bir dijital fotoraf makinasıda işinizi görebilir. denize kıyısı olan bir yerde yaşıyorsanız yakalayacağınız pozların çeşitliliği kat kat artar.
ne yapar bilmem ama ara güler gibi olmalı fotoğrafçı dediğin!!! fotoğrafçılık uğruna bi çok şeyden gözünü kırpmadan vazgeçmeli. çünkü fotoğrafçılık serüven gibidir. her yeni adım bir başka merağı uyandırır gittikçe gidersiniz. arkanızdakilerden size kalan şey sadece "makinanızda kalan karelerdir" ve onların anımsattıkları elbette. iyi fotoğrafçılık çöznürlüğü yüksek pahalı makinalardan değil onu gören bir çift gözden geçer.
iyi fotoğrafçı olunmaz doğulur! gibi saçma sapan bir şekilde olunmaz. NAsıl ünlü bir fotoğrafçı olunur bahsine hiç girmiyorum çünkü onun fotoğrafçılıkla pek alakası yok. ya Çok şanslı olursunuz ya da zengin. Olmadı çevreniz geniş olur(!) Tavsiyelere başlayalım!
Fotoğraf anı dondurmaktır. Ama o makinelerinizden hiç biri gözün gördüğü kadar muhteşem yansıtamaz hiç bir şeyi. Ya da çok çirkin tabloyu çok iyi yansıtıverir bir anda. Makinenizi çözmekle işe başlayın. Eğer profesyonel olmak istiyorsanız manüel makineleri de iyi öğrenerek dijitalde harikalar yaratabilirsiniz. Ama unutmayın dijital olarak, otomatik ayarlarla herkes fotoğraf çekiyor. Öncelikle bir farkınız olmalı.
Çok iyi inceleyin. Hem kendi fotoğraflarınızı hem de başkasının fotoğraflarını. Şiir okuyormuşcasına inceleyin. Uzun, uzun bakın. Nerden çekilse daha güzel olurmuş, ışık hangi konumda, persfektif nasıl ayarlanmış, pozlama iyi yapılmış mı düşünün. Fotoğrafçının yerine koyun kendinizi.
Fotoğraf çekerken bir anda deklanşöre basıp basıp geçmeyin. Manuel makinenin bir katkısı daha. Bu işe zaman ayırın. Yavaş, yavaş özümseyerek çekin. insan fotoğrafının da doğa fotoğrafının da değişik kuralları vardır.Fotoğrafçıların anılarını anlattıkları, tekniklerini anlattıkları kitapları okumaktan kaçınmayın.
Doğal olan yapmacıktan her zaman daha iyidir. Doğal olanı bulun. Ama farklı olan doğal daha makbüldür.
Makine demiştim ya öğrenin bir fotoğraf makinesi nasıl çalışır. Işık nedir renk nedir.Işık=renk öğrenmeden deklanşöre bile dokunmayın.
Son olarak bu işin güzelliğinden de faydalanın. Bir ilçeye fotoğraf çekmek için sabahın köründe otobüs ile yola çıktım. Vardığımda hava tam istediğim gibiydi. Tek başıma dinlenmek için sırf birazcık stresten uzaklaşmak için oradaydım. Akşama kadar özümseyerek işimi hallettim kafamı boşalttım. Ama yorgunluktan rengim atmıştı. Rahatlayayım derken yoruldum diye düşünürken ara sokakların birinde boynumda makinem ile yürürken kalabalık bir çocuk topluluğu "hello! hello! edalarıyla seslenmeye başladı. Oyunlarından ayrılmışlar bana bakıyorlardı. Yabancı olduğumu düşündüler. O anı bozmamak için ingilizce dahil karşılık bile vermedim. içlerinden bir erkek bana doğru koşarak gülümsedi ve poz verdi. Elimle bir saniye işareti yaptım ve yansıttım 35 mm'lik filme çocuğu. Sonra çantamdaki hobilerden çocuklara verip sohbet ettim. Türkçe konuşunca oluşan şaşkınlıklarını da çekebilsseydim keşke. Yorgun, argın otobüs koltuğuna oturup gece dönüşü için hazırlandığımda göz kapaklarımda o çocuğun gülümsemesini görüyordum ve buna bile değmesi beni mutlu etti. Sonra o fotoğrafla bir yerel yarışmada ödül kazandım. Ama o ödül, deklanşöre basarken verilen hazı vermiyordu insana.
Bu işi ilk önce kendiniz için ve sevdiğiniz için yapın. Karı, kız tavlamak için yapanlara tek tavsiyem sadece biliyormuş gibi yapın.
1. adım amatörler için profesyonel fotoğraf makinesi satın al.
2. adım sen sanki seni habersiz çekiyorlarmış gibi poz ver.
3. adım bunu facebook'a at.
4. adım 150 kişi beğensin.150 kişi beğendiğine göre artık iyi bir fotoğrafçısın.
bir kaç tane manzara fotoğrafından küçük bir sergi açtıktan sonra, bu serginin vermiş oldugu referansla gidip yarı çıplak manken fotoğrafları çekmekle çok iyi bir fotoğrafçı olunur.