sadece doğru dine inanmak şarttır. üstad necip fazılın dediği gibi:
Necip Fazıl vapurla Karaköy' e geçerken, yanına biri yaklaşıp:
"Üstad", diye sormuş "Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik."
N. Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
"Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiş.
kısaca bindiğin gemi (inandığın din) doğru olmazsa şayet yolculuğun ne kadar güzel geçerse geçsin kaptan ne kadar tecrübeli olursa olsun hedefin yanlış olduktan sonra yolculuk sonrası asla bir limana varamazsın.
(bkz: hak din islamdır)
Mantık meselesidir.
Oruspu Sikerek kadına para kazandırırız. Amının parasıyla kazanır parayı. Sonuçta sabah kahvaltısında ekmek almak için bile olsa para kazanır bizden. Parayı çalmaz, çalışarak kazanmış olur.
Ve biz iyilik yapmış oluruz. Bilmem anlatabildim mi ?
Değildir. Guzel bir ahlaka sahip bir insan, idealdir. Din ile ahlaklanan insan, tadindan yenmez lakin, bir insanin icinde iyilik varsa, dinlere inanmiyor diye ahlaki inkar edilemez.
Dine inanan insan bir kitapta yazanları yapar, iyiliğe inanan insan iyi olan neyse onu yapar. Bence iyi olmak icin biraz dinden kacmak lazim. Iyi kalabilmek icin de dindarlardan korunmak lazim.
insanın iÇinde biten bir olay.iyiliği sırf seÇtiği dinden ötürü yapıp sağa sola gösteriş ve bunları yapıyımda sevap poınt olsun ehehe türünde düşüncesi ile yapan insanlar var.
cevabı iyilik kavramının ne olduğuyla alakalıdır. Bir dine inanan insanların da iyi bir insan oldukları kesin değildir çünkü mesele sadece dine inanmak değil dinin sana söylediklerini yapmaktır. din; insanlara iyilik yapmanı söyler, yalan söylememeni, yardıma muhtaçlara yardım etmeni, ailene saygılı olmanı, karına ve çocuklarına bakmanı söyler. diğer söyledikleri ise kendin içindir. inanmadan da bunlar yapılabilir, yapan bir sürü insan da vardır etrafta.
once iyi bir insan nedir onda karar kilmak gereklidir.
ha toplumun genel ahlaki yapisinda uygun gormedigi seyler yapmamak icin bir dine sahip olmak gerekmez.
gerekli oldugunu soyleyen net ilkokulludur.
"iyi bir insan olmak ne demektir" sorusu, ilahi dinler ortaya çıkmadan önce tarışılır bir konuydu. ilahi dinler ortaya çıkmadan önce cinayet işleyen, hırsızlık yapan kişiler cezasız bırakılmıyordu. yani ortada herhangi bir din olmadan öncede insanlar iyi ve kötü davranışları arasında seçim yapıp, ona göre davranıyordu.
iyi bir insan olmak için bir dine inanmak şart değildir, şayet iyi bir kul olmak istiyorsanız bir dine inanmanız şarttır. normal insani görevlerimizi yaptığımızda hem iyi bir insan oluyoruz bir dine inanıyorsak sevap işlemiş oluyoruz. sonuç olarak güzel şeyler bunlar.
dinlere inanmayan bir insan iyi olabilir. gülümsemek bile çoğu şeyi değiştirmeye yeterken, insanlara yardım eden, hayvanlara eziyet etmeyen, ahlak normlarını çiğnemeyen insanlar iyi olabilir. lakin bunun icin tam olarak mutlu olamaz. çünkü bir yaratanın sevgisini hissetmek ister.
tam tersi, iyi bir insan olmak için dine inanmamak şart. Çünkü din bir çıkar ve korku içinde iyi bir insan olmayı zorunlu kılarken dine ya da tanrıya inanmadan vicdanın sesini dinleyerek iyi olmak şüphesiz daha onurlu ve daha dürüst bir yaklaşımdır.