deri eldiven, daha önce kullanılmamış bir silah, kamyonet, önceden kazılmış tenha arazi, beton kamyonu. yakalanma ihtimaliniz %0.01. nasıl mı?
öldürülecek insan, pikaba doğru orantıya geldiğinde sıkılır, yani pikabın içine düşer ölecek olan şahıs, daha önce zaten kazıyı yaptığınız için zaman kaybetmezsiniz, betonu da verin üstten oh rahat.
Issız bir köy kasaba terk edilmiş bir yerleşim birimi... Veya Suriye ne bileyim. Büyükşehirlerde her taraf kamera doldu artık burnunu ellesen ertesi gün mynet te "araba kullanırken öyle bir şey yaptı ki" haberin yayınlanabilir.
Gerçi artık köylerin girişleri çıkışları bile kameralı. Bence iyi bir şey. Yine de kaçabilen kaçıyor. En güzeli öldürmemek yani öldürülme noktasında değilsen öldürmemek.
her şeyden önce bu hayattan geçmek gerekir kanımca, sonrası kolaydır.
o an insan kendini uçurumdan düşmek üzere olan birinin yerinde hissetmeli ve düşerken "kime veya kimlere sarılıp beraberimde götürmeliyim ?" in hesabını yapmalı.
kişiyi veya kişileri belirledikten sonrası çok kolay ki bu kişiler her insanın sürekli aklının bir köşesindedir zaten.
takip et, arkadan kafayı geriye çevir, bıçağı boynun sağ veya sol tarafına daya ve bastırarak çek.
kesinlikle amaç saptırmaktır. öncelikle hiç insan öldürmedim. hümanistim ve umarım kimseye de bu tür eylemde bulunmam.
ama cinayet bir insan ilişkisidir. dolayısıyla etkileşim vardır ve insan etkileşime girdiği her şeyde iz bırakır.
iyi bir cinayet bile olsa bu izleri tamamen yok etmen mümkün değildir.
o yüzden amaç saptırmak iyidir.
amaç saptırmaktan kastım ise bir şeyi normal seyrinden çıkartıp farklı düşüncelere sevk etmektir. kanıtlar üzerinden bir düşünce yapısı olur ve bu düşünme şekli mantıki çizgidedir.
işte bu çizgiyi kırmak lazım. insanlar mantıklı düşünürler çünkü katiller yakalanmamak için mantıklı planlar yaparlar. ancak eğer mantıki çizgiyi kırmayı başarırsan yaptıklarına kimse anlam veremez ve seni bulamazlar. bunu nasıl yapacağınızı ben bilmem, benim aklım bu kadarına erdi.