her kampusta ve hemen hemen her fakültede mescit varken acaba böyle bir cami ihtiyaçtan mı? bu sorunun cevabını karaca kendisi veriyor: hayır ihtiyaç değil sembol. itünün her kampusunda çalışma atölyesi veya laboratuvar yetersizliği var. kapasite az bahanesinin arkasına sığınılarak öğrenciler yurttan atılıyor. yemekhanede kuyruk alıp başını giderken her geçen gün para hırsıyla porsiyonlar küçültülüyor, yemekten böcek çıkıyor. sosyal ve bilimsel faaliyetler engelleniyor.
--spoiler--
ne teknokent ne cami.
--spoiler--
öncelikli olan yurt olanaklarının artırılması, kâr amacı gütmeyen öğrenci kantini açılması, laboratuvarların deney araç gereçlerinin eksiksiz temin edilmesidir.
itü kollektifinin açıklaması. yok hani bilin bunu. camiye karşı eksiklerimiz bunlar deyip budist tapınağı diye kampanya açanların isteği bu. teknokent istemiyorlar. ve ulan gerizekalı tapınağa inek isteyen kampanyaya imza veren mallardan biri. girin bakın alttaki yorumlara. lakin beyinsiz bir değil ki.
malum zihniyetin "vay ortalama anadolu çocuğu ne düşünürmüş" diye beğenmediği kampanyadır. kimisi de kalkmış itü öğrencilerinin bilimle alakası olmadığını iddia ediyor!...
itü "ortalama anadolu köylüsü" için kurulan bir üniversite değildir. bilim yapmak için kurulan bir üniversitedir. "ortalama" halinden memnun olanlar için recep tayyip erdoğan üniversitesi var, sütçü imam üniversitesi var... "ortalama anadolu köylüsü" eğer itü'yü kazanmaya yetecek puan alabiliyorsa, ortalama kasaba hıyarlarına özgü düşüncelerini bir kenara bırakmalıdır. şunların haline bakar mısınız? ne kadar meraklılar ülkedeki herkesin seviyesini "ortalamaya" çekmeye!... aman "ortalama" olalım!... yoksa ortalamalar gücenir, halka hakaret etmiş oluruz!.. yahu "ortalamalara" (vasatlara) bu kadar yüz vererek ihya olan bir memleket var mı dünyada? hale bak! sırf vasatlara zihni mastürbasyon yapmak memlekette geçer akçe oldu diye (bkz: rte ve seçmeni arasındaki ilişkinin analizi) illa bunları dikkate almak icap ediyor. illa herkesin halk yalakası olması lazım!... ibrahim zübükzade hesabı... o zaman halka doğruları kim söyleyecek?
itü öğrencilerinin bilimle işi olmadığını iddia edenlere gelince... yav he he!... odtü'lüler de öyleler değil mi? lan dünya sıralamalarına girebilen az sayıdaki üniversitelerimiz bunlar. bunların öğrencilerinin zihniyetinde kusur buluyorsanız, öncelikle kendi zihniyetinizi gözden geçirmenizde fayda var. buyurun, recep tayyip erdoğan üniversitesini dünya sıralamasına sokun, itü'yü, odtü'yü geçsin, ondan sonra değerlendirelim itü öğrencilerinin zihniyetinde sorun olup olmadığını...
EMiN OLUN iTÜ VE ODTÜ'YÜ BiR YERE TAŞIYANLAR BU LAGA LUGACILAR DEĞiL TAM TERSiNE HiÇ SESi ÇIKMAYANLAR. teknik üniversitelere sosyal bilimler bölümü açarsan ve sosyal bilimler gibi ciddi bir alanı boş heriflerle doldurursan olacağı bu. evet siyaseten herkesi düşünmek zorundasın. madem dertleri bilim neden change.org'da durumlarını anlatan bir konu ile ilgili kampanya açmıyorlar. çünkü açan çok iyi biliyor ki ilgi görmeyecek. lan diyecek bugün imza atanlar yemekhane için imza kampanyası mı açılır. lakin ucuz muhalefet iş yapıyor.
itü ortalama anadolu köylüsü ortalama olmaktan çıksın diye kurulmuştur.
fen edebiyat ve işletme fakültesi açarsan bu üniversiteyi bu hale getirirsin.
halka doğruları anlatmaya çalışan öğrencilerin başlattığı kampanyadır. efendim, neymiş? sessiz sedasız öğrenciler filan üniversitenin düzeyini yükseltiyormuş!... boş zan işte!..
bilim ve sanat alanında önemli bir başarı kazanmış insanları düşünelim. kaçı sessiz, sedasız, ortalamadan giden, vasatın değer yargılarını pek bir önemseyen kişilerdi? bugün sahip olduğumuz özgürlükleri borçlu olduğumuz fransız devrimi, ortalamanın fikriyatına pek bir saygı gösterenlerin düşünceleri üzerinde mi yükseldi? galileo "dünya dönüyor" derken ortalamanın fikrini umursadı mı? ibn'i sina, farabi, biruni neden küfürle suçlandı? ortalamanın düşüncelerini dillendirdikleri için mi? bertrand russell ortalama ingilizin görüşlerine mi sahipti? alan turing ortalama ingilizin değer yargılarına göre mi yaşıyordu? komünist düşmanlığının en dorukta olduğu bir dönemde einstein, "why socialism?" makalesini yazarken, ortalamayı kızdırmamak gibi bir derdi var mıydı?
fransız ihtilali tamamen bir vergi meselesidir. ne zaman ki iş burjuvaya dokundu halkı desteklediler ve darbeyi yaptılar. darbe sonrası ülkenin amına koyuldu. bastille'i basmalarının nedeni 7 tane hırsızı ve tecavüzcüyü ve kalpazanı kurtarmak için değil silahları almak içindir.
neyse gelelim konumuza bahsi geçen kişiler kitap yazmışlar bir şeyler üretmişlerdir. şu zavallılığı yapan öğrenciyle ibni sina'nın, biruni'nin vs adını yanyana anmak bu insanlara hakarettir. görende ilmi bir çalışma yaptılar da bunun yüzünden yargılandılar falan zannedecek.
bu kampanya yüzünden itülülerin de zavallı ilan edildiklerini görmüş olduk. bilim ve sanayi ülkesi, halkının yarısı harvard geri kalan yarısı da oxford mezunu olan türkiyeye de bu yakışırdı zaten!
bunlar sadece bir tarafından tespit sıçmaktansa 1 dakika, evet sadece 1 dakikanı ayırıp google'da "itü başarı" kelimelerini aratsan karşına çıkacak olan şeylerdi. ama yoook, beyimiz mit mezunu microsoftda üst düzey yönetici olduğu için beğenmiyor tabii bu başarıları.
biz de isteriz tabii itülü, odtülü, bilkentli, boğaziçili gençler daha büyük işler başarsın. ama böyle dar beyinli insanların çoğunlukta olduğu ve ülkeyi babalarının malı gibi yönettikleri bir ülkede bu kadar oluyor aslanım. akplilere kalsa bu üniversiteler de kapatılacak, halkın çoğunluğuna benzer kitleleri öğrenci ve akademisyen olarak bünyesinde bulunduran rte üniversitesi, konya üniversitesi, sütçü imam gibi üniversiteler sayesinde memleket kalkınacak, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşacaktı!
oğlum şunu unutmayın lan. bu itü ilk kurulduğu zaman tıpkı şu an kendisine gazeteci diyen bu dangalaklar gibi bir takım yobaz, aklı yarım kitleler "bizim müslüman gençlerimize elin kafiri ders öğretecekmiş. istemezük" diyerek baş kaldırmışlardı. zaman zaman tepkilerden dolayı üniversitenin çalışmaları aksamış, yarım kalmış, istenen seviyeyede ulaşamamıştı. ama o itü, asırlardır sizin zihniyetinizdekilere en büyük dersi varlığıyla verdi. türkiyenin sadece mühendislik alanında değil, siyaset alanında da (bkz: süleyman demirel), (bkz: necmettin erbakan) (bkz: turgut özal) en önemli şahsiyetlerini yetiştirdi. en önemli bilimadamlarını yetiştirdi. sadece itü değil, neresinden tutsak da bok atsak dediğiniz odtü, boğaziçi, bilkent ve daha nice ilim irfan yuvası bu ülkenin gerçek münevverlerini, gerçek aydınlarını yetiştirdi, size rağmen yetiştirmeye de devam edecek. ve göreceksiniz, siz bugün akp kanalıyla yarın çok daha başka irili ufaklı siyasi örgüt kanalıyla bu okullara bok atmaya devam edeceksiniz ama bu okullar sizlere inat varlıklarını sürdürecekler. sizlere inat bu ülkenin 3 yıllık 5 yıllık değil; 50 yıllık kaderini tayin etmeye devam edecekler.
meseleyi de "cami yapılmasına karşı çıkıyorlar" şeklinde yorumlamak isteyenler, istedikleri gibi yorumlasınlar bana ne. elbette ki imzası olanların içinde camiye top yekün karşı olanlar da vardır. her koyun kendi bacağından asılır. o adamlar kendi fikirlerini kendileri savunsunlar ama şu aşamada itüye cami dikmek istenilmesinin sebebini itülü öğrenciler sizlerden on kat daha iyi biliyor. onu bilin istedim.
fransız devrimine "darbe"(!) diyenlerin beğenmediği kampanyadır. neymiş? fransız devrimi bir vergi meselesiymiş!... ve de devrimi yapanlar ülkenin içine etmişler!... tabi devrimden önce ülkede bir ferahlık bir ferahlık vardı ki sormayın gitsin!...
işte medrese kafası budur! ancak bu kadar anlar dünya olaylarından... söz konusu kafanın itü'yü, odtü'yü anlaması mümkün değildir haliyle...
itüüüüüüüüüüüü boynu devrilisiciler (bak yazamadım bile). ulan budistliiğin ne olduğunu bilmiyorsunuz.
o tapınağı götünüze (aferdersiniz) mi sokacaksınız.
ulan çanakkalede şehit olan dedeleriniz sizden utanırdı be kitapsızlar.
bizki son moda mimarı eser üniversite binalarının içinde temizlik malzemelerinin muhafaza edildiği oda da yıllarca kartonun üstünde namaz kıldık.
bu süreç 1923 den 2010 lara kadar sürdü.
,
neyse daha fazla yazmak istemiyorum kalbim duracak gibi oluyor.
ulan öğrenci evinde günde üç öğün Salçalı makarna yiyorsunuz,
Metroya, otobüse paso ile biniyorsunuz, sözlüğe gelince alayınız marjinalsiniz amk.. "mistik mistik kampanyalar..
desteklediğim öğrenciler. cami kuracaklar vıyakk vıyakk 5 vakit allak allak ötecek hoparlörler son ses. sokakta evde işte sabah akşam ezan dinlememiz o pis ezanları yetmiyor sanki. evet -ra -hat -sız -o -lu -yo -ruz !
Camii istendiği için değil, 150.000 kişi camii istediği için camii yapılacak olan itü'ye; bir kaç çakalın tepki olarak ortaya attığı istektir. (qapaq).
bir daha yazayım bu kampanyayı açan mallarla itü'de proje üreten kişiler aynı kişiler değil. bu kadar basit. nasıl vakti zamanında benim okul birincisi arkadaşımın başarısına sahiplenme hakkım yoksa bunlarında o başarıları sahiplenme hakkı yok.
okuduğunu anlama özürlüler bize akıl öğretiyor.
evet fransız devrimi darbedir o yüzden mi halk diktatör napolyon'a hemen biat etti. peşinden koştu. darbe fransanın daha da amına koymuştur. fransız devriminin nasıl olduğunu öncesinde ne olduğunu bilmeyen mallar överler. 5 yılda 50 bin kişiyi giyotine götürmüştür "devriminiz" peşinden de napolyon çıkmıştır.
salakça bir kampanya.
yok birilerine şirin görüneceğim diye "ay destekliyorum" demem. bir daha yazayım da ibni sina einstein ve bu sirki başlatan kişi aynı cümlede anılamaz bile. teknokente karşılar zaten. ulan fikir üretmiş insanlarla anılmak ne kadar kolay.
--spoiler--
ulan çanakkalede şehit olan dedeleriniz sizden utanırdı be kitapsızlar.
--spoiler--
diye, klasik ibrahim zübükzade peşrevi çektikten sonra, olmayan aklınca,
--spoiler--
bizki son moda mimarı eser üniversite binalarının içinde temizlik malzemelerinin muhafaza edildiği oda da yıllarca kartonun üstünde namaz kıldık.
--spoiler--
diye ayar vermeye çalışmasına vesile olan kampanyadır...
şimdi şu son cümleyi analiz edelim. anlatım bozukluğu var mı? var. ayrı yazılması icap eden "ki" birleşik yazılmış mı? yazılmış. birleşik yazılması gereken "da" ayrı yazılmış mı? aynen öyle...
ne ki söz konusu kişi -iddiasına göre- mimar sinan'da okumuş!... ortaokul öğrencisinin bile bildiği temel dil bilgisi ve imla kurallarından bihaber halde mezun olmayı da başarmış!...
işte itü'lü, odtü'lü öğrencileri eleştirenlerin hali!.. yazık be!...
okula burger king, dominos gibi markaların araçlarının girebilmesi için haraç isteyen (2bin lira) rektör tarafından, 'bağışlarla yapacağız camii'yi, budist tapınağını da bağış gelirse yaparız..' tarzı bir açıklama ile savuşturmaya çalıştığı talep.
hare krishna, krishna krishna. neden budist tapınağı istemek başka inançlarla dalga geçmek olsun ki? esas bu taleplere bu gözle bakanlar bunu yapıyor, tek kendi inançlarını doğru, diğer tüm inanç veya düşünceleri yanlış ve gereksiz görerek. benim mesela şu an bu yazıyı yazdığım masanın üstünde bir buda biblosu var, duvarda da bir hat yazısı var.
