aklıma bir atasözümüzü, getiren başlık.
klavuzu karga olanın, burnuna dair.
gerçekse mektup ki, büyük ihtimalle değil, adama sorarlar. pardon ya da itü lü güzel zeynep'e, sen şu yazdıklarını okudun mu. cevabın evetse, bil ki, yürümez bu evlilik.daha da kötüsü, ne şu an ki namzetle, ne de başkasıyla.
konu kayınvalidenin örtüsü, annenenin bikinisi de değil üstelik. bu kadar önemli bir kararı almak için izlediğin yol.
onu bunu yargılayıp didiklemeden, kendi kararlarını almayı bil.
yok akıl soracaksan da birine, bunun için seçtiğin kişinin bu alanda ne kadar başarılı olup olmadığına bakacaksın önce.
malum, kelin merhemi olsa önce kendi, başına sürer.
ütülü zeynep bu. arman kafa ütülemiş.
hatırlamayadım şimdi, olayın tetiği arman olmasaydı hatırlardım, neyse..
bir dönem gelip geçmiş rönesans sonrası avrupa edebiyatında. kısa sürmüş.
hayali olayları, gerçekmiş gibi yazarlarmış dergilerde. isimler hep baş harfleriyle geçer bu yazılarda.
yazar tarafından gerçek olduğu iddia edilir ama ondan başka kimse bu gerçek kahramanları tanımaz.
amaçları gerçekliğin etkisini kullanarak toplumsal değişmi hızlandırmak.
araman'ın yazdıkları bunlarından yanından bile geçmemiş ama.
itilü zeynep, olmuş sana ütülü zeynep...
ya bu kadın garibandır aslında. eksik, yarım bilgileri vardır. buram buram özenti kokar.
kendini çirkin bulur. kompleks ibresi sondadır.
yüzünü örten saç modelleri, kocaman gözlükleri, aşırı kadınsı erkek yorumları hep buradan gelir.
yazık ya. ciden yazık bak. kinaye, ironi falan yok. içten söylüyorum yazık bu kadına.
zeynep'in kendini okulun en güzeli kızı sanmasıyla ilgili mektup. okulun en güzel kızı!!! 20 bin kişinin içinde... zeynep üzüm şerbeti mi içtin lan karşı mahallede. aynısından bende istiyorum güzel kafa yapmış sözlük baksana.
ayşe arman gibi tuzu kuru, tek derdi cinsellik olan insanlar için bırakınız evlensinler sonra boşanırlar ne de olsa şeklince basitçe cevap verilecek mektuptur.
(#8708842) doğrusu budur.
ayşe arman, basının iki güçlü kesimine de mesaj veriyor ki, aç ve açıkta kalmıya; garip gureba olmıya... gerisi martavaldır...
uydurma olduğu konusunda neredeyse görüş birliğine varılan mektup.
ayşe arman'ı severim. kim ne derse desin, farklı bir tarzı var. ayşe arman'ı muadillerinden ayıran yönü bu zaten. kadın, toplumda genel kabul gören birtakım fikirlere katılmıyor ve bu yöndeki görüşlerini açıkça ifade ediyor. "atatürk'ü sevmiyorum, humeyni'yi seviyorum" diyen kız için "ne var, fikirlerini söyleyemez mi?" diyen insanlar buna neden tahammül edemiyor anlayamıyorum.
mektuba dönersek, ben de uydurma olduğu kanısındayım. okul ismi, kızın ismi filan belki sahtedir, güzellik müzellik belki kızın abartısıdır, "bakire olduğum için seviyor" belki ayşe arman'ın kısalttığı mektuptan cımbızlamasıdır vs. ama mektupta öyle bir bölüm var ki, bu mektubun 21 yaşında üniversiteli bir kızın elinden çıkmadığını adeta haykırıyor. evet efendim, "aurora'nın incileri"ni bir kadeh şarap eşliğinde okuma kısmından bahsediyorum. 21 yaşındaki üniversiteli kız şarap içebilir, kitap da okur, ama asla ikisini bir arada yapmaz. şarap eşliğinde kitap okumak 30 yaş üstü insanlara mahsustur. bu sözlükte bu kadar yazarız, bir kişi "ben 21 yaşındayken şarap eşliğinde kitap okurdum" diyemez, biliyorum.
ayşe arman'ı severim, ayrı. ama adere'ye katılmamak elde değil: "ya ayşe okurları kekliyor ya da okur ayşe'yi..."
okurken çok güldüm çokk bu çok güzel kızımız zeynep bakireymiş beyfendide bakire olduğu için seviyormuş . böyle bir zihniyet olabilirmi? bir kız bunu nasıl söyleyebilir? birde ayşe arman ın kızına verdiği fikir çok doğruymuş gibi gazete de bu fikri yazıyor bu kadın.
ya zeynep ayşe arman ın yolunda ilerlemeyi takmış kafasına ya da ayse arman üfürüp üfürüp yayınlıyo.Allah akıl fikir versin bu kadına ne diyelim
içki içmeyi modernize sanan bir ergenin sorusuna, kafasını örtüyle kapatmanın dinsellik olduğunu sanan koca kadının cevabını içeren yazıtın başlangıcı.
nasıl bir zekanın, nasıl bir düşüncenin ürünü olduğu belli olmayan bir mektup, bir deli saçması. bu yaşına gelmiş itü'yü kazanmış ama maalesef kişilik oluşmamış atatürk'ü tutmuş fettullah ile karşılaştırmış neymiş çocuğu olunca fettullahçımı olacakmış yoksa atatürkçümü. nasıl yetiştirirsen öyle olur. en niayetinde armut dibine düşüyor. gerçekten çok yaratıcı aydın bir genç yeni nesili almış sırtına götürüyor diye mecaza vurulası bir mektup...
davul dengi dengine çalsın. fethullahın okullarında okuyan müslüman gencimize yazık olmasın.bilsin ki o cemaatci ; zeynepten daha güzelleri var. müslümanca ve başı dik olarak yaşamak istiyorsa bıraksın zeynepi. bir de anlamadım husus 42 yaşında bikiniyle taş gibi hatun ile cumhuriyeti ve laikliği savunan asker kızlarının adına arapça olan ve peygamberimizin kızının adı olan zeynepi koyar.
"itü'de edebiyat bölümü var mı?" sorusunu sorduracak kadar edebi ve aynı zamanda sadece edebiyat olsun diye yazılmış bir mektuptur, maksat ayşe şad olsun arşa yükselsindir.
bazen en iyi tepki hiç tepki vermemektir. hakkında tek bir yorum tek bir kelime dahi söylenmediğinde bu kadının zevzeklik yapmaktan bıkacağından emin olun.
yazmadan önce okumayı öğrenesi hayal ürünü olduğu umulan failin eseridir.
eğer gerçekse:
''Aurora'nın incileri'ni okurken yanında içtiğim bir kadeh keyif şarabını içmeye devam edebilir miyim?'' sorusundan da anlaşılacağı üzere, okuduğu 'Aurora' bir türlü bitmez, bitemez, bitirilemez.
