asuman dabak'ın menekşe* rolünde sonra oyunculuğunun ne denli kaliteli olduğunu gösteren senaryolar bütünü. herkesin birbirine laf sokma çabası kahkahalar eşliğinde seyredilebilir.
atv'de gündüz kuşağında yayınlanan, bir kaç kere denk geldiğimde sürekli bağıran insanları gördüğüm, asuman dabak'ın da orada olduğunu görmemle bana büyük bir dumur yaşatmış olan program. zira kendisinin oyunculuğunu severim, ama bu tarz programlarda sunuculuk yapmasını çok yadırgadığımı da belirtmek isterim. ayrıca o bağırışlar gerçekten düzmece ise helal olsun ne diyeyim.
tatlı hayat dizisinde çok beğendiğim ve takdir ettiğim * asuman dabak'ın sunduğu, atv'de yayınlanan program.
yaşanan olayların abartısı akla iki şey getiriyor; ya bu programdaki olaylar sadece bir oyun ya da bizim insanımız ciddi anlamda kafayı sıyırmış. yine de yapacak işiniz yoksa, biraz sıkıntılıysanız açın izleyin. eğlenceli oluyor.
neyi, niye, nasıl tartıştığı belli olmayan bir program. hemen izlemeye maruz kaldığım 27 şubat 2008 bölümünü irdeleyelim.
ortada bir anne var, evet halkı en hassas yerinden yakalıyoruz. oğlu var, tamam hangimizin yok ki. oğlanın bir de nişanlısı varmış, sonra bir rus için ayrılmış bundan, oğlan şimdi de rus ile nişanlıymış. olayımız gayet basit, ayrılmışlar, elemam rusu kapmış, anne de kabul etmiyor. oğlan en son "çok da sikimde" tavrıyla bir sürü açıklama yapıyor. olaya eski nişanlı damlıyor. bir jüri üyesinin sorusuna "dönerse, kabul ederim" diye yanıt veriyor. sonra asuman hanım "ya onların hayatı, kızım sen de uğraşma falan filan" diye nasihat veriyor.
senaryo olarak tam türk ailesini vuracak bir yapı gerçekten, öncelikle yapımcıları kutlamak istiyorum. jürinin ve telefonla katılanların canhıraş söylemlerini duyunca ise bir an inanasım bile geliyor hani. ama sonra düşünüyorum da bu adam kim, banane kimi tokmakladığından, dert mi bana anasının kabul etmemesi, yoksa asıl olay bu da biz mi başka şeylerle ilgileniyoruz. oyunculukların çok düşük olduğunu da söylemem gerekiyor kesinlikle. jüri dışında herkes rol yaptığı çok belli ediyor. bir de rus diye çıkarttıkları hatun düpedüz türk be kardeşim, göz var, nizam var. bari laleli'den çevirseydiniz bir hatun da, benzeseydi biraz rus'a. daha da düşününce niye izliyorum lan ben bunu düşüncesi sarıyor dört bir yanımı. "e çok eğlenceli". hakikaten de öyle. vazgeçtim ya, çok merak ettim hakkaten kimi tokmakladığını, yarın da izleyeyim bari.
şevket isimli yeni juri üyesiyle izlenesi hale gelen program. bugün başka bir juri üyesine, hamama gider kurna beğenmez, düğüne gider zurna beğenmez diyerek bu veciz atasözünü tam yerine denk geldiğinden manzara olarak koymayı becermiş, müthiş fikirleriyle sempatimi kazanmış ankaralı olduğunu arkadaşımdan öğrendiğim ulu şahsiyet.
an itibarıyla atv ekranlarında yayınlanan ilginç akıllara zarar program.
öncelikle bu günkü bölümdeki olayları bir analiz edelim;
şimdi bir adet hatun var şikayetçi pozisyonda, yaşı 40'lı yaşlar zannedersem ve bir adamla 20 yıldır nikahsız birliktelik yaşıyor ve bu adamdan çocuk sahibi.
şikayetçi olunan adam ise hali vakti yerinde bir zat-ı muhterem herhalde, ilk eşinden ayrılmamış, ama 20 yıldır para göndermekte.
adamın asıl eşi ise, gururu kırılmış bir anadolu kadını. 20 yıldır ayrı olmasına rağmen adamdan boşanmak istemiyor, adama kızgın ama her ay gönderdiği parayı alıyor.
bir sütüdyo dolusu insan, juri üyeleri ve program sunucusu da bunları yargılıyor, biz de seyrediyoruz. yemin ederim bu programlar prime time da yayımlansa rating rekorları kırar. denemesi bedava.
bugün bir de bu tartışmaya bir üçüncü kadın çıktı ki amcamızın testesteron yapısından sonra birçoğumuzun erkekliğini yeniden gözden geçirmesi gerekecek gibi.
annem'i ilk defa bilgisayar'ın başına oturtan saçma sapan program.Pazartesi kacırdıgı bölümü * internetten bulmam için baskı kurması sonucu programı zorla ögrenmis oldum.Bu kadar zırva bi program daha yok sanırım ekranlarda.Aynı anda 4 5 kişi bagırıyor , ismail durmadan hakaret ediyor , asuman dabak rating'in düştügü anlarda çıglık atmaya başlıyor..
Ben hep yenilmeye mahkum muyum
Ben hep ezilmeye mecbur muyum
itirazım var bu yalan dolana
Benim şu dertlere ne borcum var ki
Tuttu yakamı bırakmıyor
Benim mutlulukla ne zorum var ki
televizyonu değmez programlarla işgal edenlere, başka sorunlar yokmuş gibi allayıp pullayıp sırf reyting uğruna önümüze koyup, sanki ilgileniyormuşlar gibi gösterip, saçma sapan konuları tartışan kadın programlarına, yok onun saçı, bunun mayosu, onun kocası gibi değmeyecek konularla ekranları meşgul edenlere, ayrıca ülkeyi bölmeye çalışanlara, ülkesinin değil sırf kendi ferahını düşünenlere, ülkesini bir açık bulsam da satsam diye düşünenlere, küçükleri sevip, onlara hoşgörülü olmayanlara, büyüklere saygı göstermeyen gençliğe, yokluk nedir bilmeyenlere, bilmedikleri gibi anlamaya çalışmayanlara, ülke parasını kendi zevk ve sefası için kullananlara, örf - adet nedir bilmeyenlere, ne olursa olsun anne ve babasını sıradan bir insan gibi görüp hor görenlere,hiç bir sorunu yokken basit şeyleri kendilerine dert edinenlere, kendinden altındakileri görüp şükretmeyenlere ve daha bunun gibi bir çok şeye itirazım var.
sabahların kaçırılmayacak aktivitesi. öğlen uyandığımdan kahvaltımın neşe kaynağı. kafanızı yormayan kemal sunal filmi tadında program. mal panayırı, dangalak sirki.
jüri üyelerinden biriyle karşılaştığımda dayanamayıp sordum. karakterler gerçek mi diye. cevabı ilginçti: mesela başvurular gerçek ama başvuran tarafın karşısındaki gelmek istemeze onun yerine profesyonel oyuncu geliyor. töbe töbe.