tolstoy'un, yaratıcıyı sorgulama yoluna giren herkesin, gideceği her yolu sonuna kadar deneyip, hepsinin işe yaramaz olduğunu söyleyen eseridir. okuduğumda resmen dumura uğradım. çünkü benim yaşadığım her içsel bunalımı yaşamış olan tolstoy, gitmek için seçebileceğim her yolu gidip geri dönmüştü. huzurlu bir hayat yaşama umutlarımı yitirdiğim eserdir.
dünyevi anlamda herşeyin yolunda gittiğini sananların aksine ki tolstoy' un o dönemde hayatı iyidir. ünlü birisi olmuş, itibarı çoğalmış ve tam bu eksende ben nerdeyim, ne yapiyorum, yaptıklarımın sonu ne olacak, nasıl yani gibi soruları ile kendini kavgaya tutmuş hakikat arayışının anlatıldığı mükemmel bir kitap.
--spoiler--
"bana eğitimim esnasında öğretilmeye çalışılan, etrafımdaki büyüklerin ve yetişkinlerin inançlarına itimad ediyordum, ama bu itimad çok sağlam değildi. hatırlıyorum on'lu yaşlarımdaydım belki çoktan ölmüş olan Voladga adında lisede okuyan bir çocuk, pazar günü bize gelmişti ve bana büyük bir haber olduğuna inandığı okulda yapılan bir buluşu anlatmıştı. anlattığı buluş şuydu: bize öğretilenlerin hepsinin yalan. tanrı diye bir şeyin de olmadığıydı. küçük erkek kardeşlerimle bu haberi çok ilginç bulmuştuk. ancak bu anlatılan şey hepimizin zihnini bulandırmış iyiden iyiye mümkün birşey olarak kabul etmeye başlamıştık...."
--spoiler--
* şayet bir peri gelip bana arzularımı gerçekleştirmeyi teklif edecek olsa, ben ne isteyeceğimi bilmiyordum.
* hayatın anlamını anlayamazsın, o yüzden düşünme, sadece yaşamaya bak!
* insanın kendisini aldatmasının bir faydası yok. her şey boş! mutlu kişi henüz doğmamış olandır. hayattansa ölüm daha iyidir ve insan kendisini bu hayattan kurtarmalıdır.
ince bir kitap gibi görünür ama birçok altı yüz sayfalık kitaptan daha doludur içi. okurken içinde kendinizi bulursunuz, düşünmeye ve sorgulamaya yöneltir. tolstoy'la oturup derin bir sohbet etmiş, arkadaş olmuş hissi verir okuyunca.