itiraf

entry119 galeri8 video2
    19.
  1. şeytanın fısıldadıkları adlı kitapta " küçük her zaman daha büyüğünü gizlemek için itiraf edilir." şeklinde özetlenmiş gerçekler.
    2 ...
  2. 18.
  3. bir durumun, duygunun, davranışın, ya da işlenmiş bir suçun genelde pişmanlık ile açıklanması, kişi kamu vicdanının aklanması... karalardan karanlıklardan pisliklerden arınma çabası.
    2 ...
  4. 17.
  5. 16.
  6. karanlık üstüne öyküler nambır tuu...zeki'ce...

    tanınmış birkaç oyuncu ve zorlama bir ek hikaye( başak köklükaya'nın başına sonradan gelen olaylar misal) olmasa, al belgesel diye arz et sağa sola, talep bulur. canlı ve gerçek. zaman zaman sıkıcı çoğu zaman sigara yakmaya bile fırsat vermeyen bir takip etme hissiyatı... bir başka kaybedenler grubunun hayatından bir başka kesit. rus edebiyatı gibi. sükut istiyor. yalnızlık istiyor. ve belki de biraz kış...

    kerameti diyaloglarından menkul zeki demirkubuz sinemasının bu nadide örneği (böyle deyince de ne afilli durdu be, içime atilla dorsay mı kaçtı lan yoksa? atilla abi çık dışar allasen) buyur burdan yak dedirten bir diyalog ile de nihayete eriyor.

    ...

    -herşey geçiyor
    +hiçbir şey geçmiyor. geçen yalnızca zaman.
    -başka çaresi var mı?
    1 ...
  7. 15.
  8. insanların söylemek istedikleri,ancak farklı sebeplerden dolayı söylemeye çekindikleri kelimeler bütünün dışa vurumu.Genelde eylem gerçekleştirildiğinde insanda bir rahatlama olur,geçiçidir yan etkileri vardır.
    1 ...
  9. 14.
  10. 13.
  11. film sonunda herhalde evin ve arabanın anahtarlarını verip çekip gidecek diye düşündüren ama benimle gelirmisin deyip izleyenleri dumura uğratan biraz tutuk fakat gerçekçiliği takdir edilesi bir zeki demirkubuz filmidir.
    1 ...
  12. 12.
  13. bir insanın kendisine yada bir başkasına vicdan azabi cektigi seyleri anlatmasidir. * *
    2 ...
  14. 11.
  15. özellikle kavga sahnelerinin samimiyetiyle dikkatimi çeken müstesna bir zeki demirkubuz filmi.insan psikolojinin çok iyi yansıtıldığı bir film.tavsiye edilir...
    (bkz: zeki demirkubuz)
    4 ...
  16. 10.
  17. gene oldukça psikopat gene oldukça arıza, insanı haftalarca üzerinde düşündüren bir zeki demirkubuz filmi. film içinizde diğer zeki demirkubuz filmlerinde olduğu gibi derin bir iz bırakıyor. taner birsel'in kendisini vefakar bir dost sanan arkadaşının ailesine yıllar sonra arkadaşının ölümünden dolaylı olarak sorumlu olduğunu anlattığı sahne moviemaker ile kesilip pc de ya da cep telefonunda saklanacak cinsten. karakterler yanlış zamanda tanışmış masum birer aşık mı? yoksa şerefsizlerin önde gidenleri mi? gereken cezayı çektiler mi? yoksa ilahi adalet denen şey vuku bulmadı mı? belkiden hepsinden birazcık yaşadılar.. bilmem, tuhaf.
    1 ...
  18. 9.
  19. Çok şeye alıştım

    senden sonra.

    Çok şeyle barıştım evet...

    Yüzünü özledim fakat.
    3 ...
  20. 8.
  21. mehmet akif ersoy'un şiiridir;

    safahât'ımda, evet, şi'r arayan hiç bulamaz;
    yalınız, bir yeri hakkında "hazin işte bu!" der.
    küfe? yok. kahve? hayır. hasta? değil. hangisi var ya?
    üç buçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder!
    1 ...
  22. 7.
  23. zeki demirkubuz bu filmin her şeyi. zaten bundan önce iki tane -hatta "benim" diyene bir tane de yeter- demirkubuz filmi izleyen zaten kesinlikle anlar o'nun filmi olduğunu. neden mi?
    durağanlık var, sıkmaya kadar götürebilen.
    genelde az ve klasik diyaloglar var, ama bir coştu mu da insanın ta kalbine küt diye çarpan.
    gıcırdayan kapı, açılan pencere, durmadan çalan telefon gibi demirkubuz imzaları var.
    filmi yarıda bırakan gibi duran ama aslında sağlam bir "nokta" olan son var.
    ve oyunculuklar var mükemmel.

    ustanın en iyi filmlerinden, içten ve yıkıcı ve biraz da olsa durağan. ama çok etkiliyor o bir gerçek.
    1 ...
  24. 6.
  25. zeki demirkubuz'un filmlerinde kullandıgı kendiliginden açılan kapılar seramonisine bir de pencereyi ekledigi film. masumiyet ve kader'in ardından izleyince, biraz boş geldigini söylemek gerekir. demirkubuz'un filmlerinde zaten süper atraksiyonlar beklemesek de, burada sahneler hiçbir artı yöne çekilemeyecek ölçüde uzun tutulmuş. anladıgım kadarıyla her filminde uzun bir nutuk çeken bir oyuncu mevcut (her biri haluk bilginer'in kırdaki tiradına uzaklardan el sallasa da).
    bu film ''karanlık'' üstüne öyküler'in yazgı'nın ardından 2'inci ayagını oluşturmakta.
    2 ...
  26. 5.
  27. ------------spoiler içerir------------

    2001 yılında çekilmiş, tekrar dvd, vcd olarak basılmış zeki demirkubuz filmi. başak köklükaya'nın performansı takdire şayandır, fakat her karede taner birsel'in salya sümük ağlayıp evrende başka kadın yokmuş gibi ille de nilgün demesi, arkadaşının eşinden aldığı duyumlar neticesinde aylar sonra tekrar kadını bulup her şeye rağmen kabullenmesiyle, bittikten sonra insanı sinir eden film. ne aşkmış deyip nilgün olmak istiyor insan.. ama böyle deli aşıklar sadece filmlerde oluyor galiba..
    1 ...
  28. 4.
  29. Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme. (kaynak: TDK)
    3 ...
  30. 3.
  31. bir can yücel şiiri

    Nahit Hanım söyledi yine
    neden babama yazmışım da
    anama şiir döktürmemişim
    Kaç kere yazdım
    cebimden uçup gittiler
    beni,on yedi yaşında beni yıkayan
    Anneme şiir yazacak kadar şair değilim!

    Güle Güle (1993) adlı şiir kitabından alınmıştır.
    7 ...
  32. 2.
  33. 1.
  34. başrollerinde taner birsel ve başak köklükaya'nın oynadığı, 2001 yapımı çok ama çok başarılı bir zeki demirkubuz filmi.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük