"davadan dönen ülkücü ömer tanlak anlatıyor..." diye giriş yapılmış ve 1980 yılında, aydınlık yayınları tarafından kitap haline getirilmiştir.
--spoiler--
beş yıl kadar içinde bulunduğum bu çevrenin iç yüzünü gördükten sonra onlardan kesinlikle kopmaya karar verdim. bu kararımdan sonra bildiklerimi ve gördüklerimi basına aktararak kamuoyunu aydınlatmayı kendime görev bildim. eskiden birlikte çalıştığım arkadaşlarımın da doğruyu görerek benim yolumu izlemelerini diliyorum. bana, çevreme herhangi bir şey olursa, sorumlusu alpaslan türkeş ve mhp dir.
--spoiler--
kesinlikle savunma amaçlı değildir. bilgi amaçlı yazılmıştır.
insanın yaptığı kusurlu bir davranıştan, hareketten sonra vicdanıyla ters düşerek olayları başından sona anlatarak sorumluluğu kendi üzerinden atmaya yönelik hareketidir.
itirafa genellikle bir suçluluk duygusu eşlik eder. vicdani bir zorlama sonucu insan, ruhunu hafifletmek amacıyla içini döker. itiraf aynı zamanda bir kişinin kendinden üstün, yüce bir gücün varlığını kabul etmesi ya da hissetmesiyle ilişkilidir.
el yıkama işinde çok titiz olan ve tuvaletten ne zaman kısa sürede çıksam eller ne çabuk yıkandı diye tatava yapan anneme birgün kafam iyiyken..
- renksiz captain : anne sana birşey itiraf edecem.
- annem : ne oldu.
- renksiz captain : sen tuvaletten erken çıkınca eller ne çabuk yıkandı diye tatava yapıyorsun ya
- annem : evet.
- renksiz captain : senin korkundan elimi yıkadıktan sonra bir süre suyu açık bırakıyorum o sırada ben elimi kuruluyorum.
- annem: bundan sonra seni dinlemeye devam edecem.
herkese renkli günler
--spoiler--
Yarın;
Sesimi duyamayacağın kadar uzak olabilirim mesela.
Dokunamayacağın, göremeyeceğin, soramayacağın, kırılamayacağın,inanamayacağın.
Bir kez daha benimle gülemeyeceğin,
Bir kez daha ellerimi avuçlarının içine alamayacağın,
Gözlerini kaçıramayacağın
Tüm cümleleri söyleyip isteyip de susamayacağın..
Sarılıp uyuyamayacağın..
Aynı sokaktan geçemeyeceğimiz, aynı şarkıyı dinleyemeyeceğimiz,
kavga bile edemeyeceğimiz,
Kal diyemeyeceğin,
Ayrılamayacağın, hatta gidemeyeceğin kadar yok olabilirim.
önceleri bilinmesinde sakınca görülen bir şeyin sonradan açıklanmasıdır.
bir kızdan mesaj alınca 'abazan' sıfatı yememek için azgınlığın doruklarında gezsem de yavşamıyorum, kuul görüntü kasıyorum falan. o an öyle bir halim varki "oscar goes to me" amk.
gerçi anlıyorlardır lan abaza olup da sakladığımı. salak değiller ya. :)
hayatın bazen ve hatta son 5 yılımda tekerrürden ibaretliğini yeni yeni idrak ediyorum...sanırım bu hataya düşersen sonun böyle olur
demenin allah tarafından farklı bir boyutu,yoksa her sene aynı dönemlerde hayatıma birilerinin dahil olması ve sonrasında yok olmasının başka ne gibi bir açıklaması olabilir ki?
şimdi hayatımı objektif olarak değerlendirmek istediğimde zihnim hep başka şeylerle meşgul oluyor, esasında kendimin de bunu istemediği su götürmez bir gerçek...
bazen diyorum çevremde kimse ama kimse kalmasa nerede olduğumu bilmediğim bir apartman dairesinde veya bir kasabada bir evde yaşama isteği sarıyor zihnimi sanki o zaman hayat benim hayatım istediğim gibi yaşıyorum iyi ve kötü sonuçlarına katlanabilirim ispatını evrene taktir etmiş olacağım...
çiçeklerim olsun mesela balkonumda veya bahçemde, odamın biri kütüphane olsun bir köpeğim ya da kedim olmalı evde, balığım ya da su kaplumbağam da...sanki tüm bunlar olsa huzura erecekmisim gibi hissediyorum, bir beyaz gelinlikten bir hayat arkadaşından, konut kredilerinden, çeyizlerden, formalitelerden insan kalabalığından kaçasım geliyor hep...bir gün bu hayalimi gerçekleştirebilirsem oh be dünya varmış diyebilecekmiyim acep?