bir kız seversin, söylemek istersin söyleyemezsin, uzaktan sadece bakarsın, kafesteki bir aslan gibisindir, ancak o kafesi kırıp gecemezsin, pişman olursun, aradan yıllar geçer, ama 'o' hala aklının tam orta yerindedir, fakat yine söylemezsin, yine yıllar geçer, geçmişten ders almayan divane gönül, yanar yanar da o bilmez; sonra oturursun , birşeyler karalarsın, içinde biriken herşeyin acısını kalemle parçalarcasına yazmak suretiyle kağıttan çıkarırsın, söylenememiş sözlerin tek delili hazırdır, artık haykırabilirsin, çünkü zaman senin zamanındır, zaman ; "itiraf zamanı"dır...
bir adam seversin,söylemek istersin,söyleyemezsin.
bakmak istersin bakamazsın,bakmadan gördüğün o adam mıdır,başkası mıdır,anlayamazsın.
yokluğunda varlığını özlemek gibi bir hata yaparsın, hiç bilmediğin varlığını özlediğin o adam, sana uzaktır.
yıllar geçer,mevsimler geçer,sen kendinden geçip, ondan geçemezsin...
içinde büyüyen şeyin bi adı yoktur artık,neticede aşkla saplantı arasında ince bi çizgi vardır...