rastlantılarla değişmeyen sabah dokuz akşam beş masa başı hayatı değildi biliyorum hayal ettiğiniz. ejderhalardan, devlerden,, garip orman yaratıklarından da bahsetmiyorum sadece mutlu olduğunuz hayallerden bahsediyorum. gerçeklik hamuruyla yaratılmış olanlardan. hani paul auster'in kitaplarındakilerden ve belki de o acı ama gerçek schopenhauer'u haksız çıkarmaya çalışan çabalarınızı andıranlardan .
şu an daha önemli biri olacağınıza inandırıldınız hepiniz. ağzınıza bal çaldılar ve siz tatlı diye inandınız o yalanlara. durup düşünmediniz hiçbir zaman bu kadar başarısız insan varken beni tepeye çıkaracak özelliğim ne diye . düşünmekten korktunuz ve pan'ın labirenti'nde kaybolup gittiniz.
şimdi büyüdünüz ve bazı gerçeklerin farkına vardınız. hala fakir olduğunuz için mutsuzsunuz . kendinizi daha iyi hissettirmek için söylemiyorum inanın, ben de daha fazlasını hayal etmiştim. asla bir sınır, sabit bir memnuniyet eşiği yoktur. yalnız standart altı olmak , bir şeyler için çabalamak sizi yoruyor, bu farklı biliyorum.
zengin ya da fakir olun, eğer gerçekten akil biriyseniz biraz da hayalciyseniz kesinlikle hayal ettiğiniz kadar mutlu bir hayat yaşamıyorsunuzdur şu an. çünkü insanlar her zaman daha fazlasını hayal eden tatminsiz yaratıklardır. bunu gayet iyi biliyorsunuz, aynaya her bakışınızda "daha iyi bir ben daha iyi bir hayat hayal etmiştim" diyorsunuz. daha fazlasını istemek acı verse de vazgeçemiyorsunuz, haklısınız da bir şey diyemiyorum...