zamanında, roma'da opera sahnesinde vip salonumdan bir gösteri izlemekteydim. elimde bir martini, gösterinin tadına kendimi kaptırmış, adeta ahenkle dans ediyordum.
bu böyle süredursun, bir anda wc ihtiyacı hissetmiştim ancak gitmek istemiyordum. hem şölenden geri kalacak, hem de o pis eylemi gerçekleştirecektim. ancak çaresizdim. alt katta normal insanların olduğu yerdeydi tuvalet. merdivenden inerken titredim.
bağıracak gücü bulamadım.
karşımda tek kaşlı, beyaz gömlek, siyah kumaş pantolon, elinde bir tesbih, döşü kıllı bir insan gördüm.
bağırıyordu.
'' bunlar niye böyle bağırıyor amuğa goyim?''. titredim. sarsılarak titredim.
güzide italyan sopranolara böyle bir ithafta bulunuyordu.
onu hemen salondan attıracaktım. kendi çıkmaya kalkıştı. çıkarken elini telefonun hoparlörüne çember yaparak, türkücü bilo'yu yüksek sesle dinleyerek salondan ayrıldı.