23 yıllık hayatımın 1 yılını geçirdiğim, avrupa'nın en güzel ülkesidir. Başkenti roma, resmi dili italyanca ve şüphesiz en güzel şehri de firenze'dir. italyanca latin kökenli bir dildir. yine aynı aileden gelen ispanyolca ve Fransızca'ya çok yakındır. insanları sıcak kanlı ve konuşmaları candandır. Otobüs beklerken veya yolda yürürken yaşlı bir amcanın yanınıza gelip muhabbete başlaması olasıdır. sokakları tarih kokar ve her köşeyi döndüğünüzde yeni bir sanat eseri size gülümser.
italyanlar sürekli krizden ve berlusconi'den yakınırlar ama her cuma ve cumartesi gecesi herkes dışarıdadır, eğlenmeye çok düşkün insanlardır. Hiçbir şekilde gelecek kaygıları yoktur, sadece günü yaşarlar. Her zaman geç kalırlar. ayrıca ilginçtir, italyada kilolu insan sayısı yok denecek kadar azdır. Pizzaları mükemmeldir. Türkiye'deki pizzalar gibi her malzemeyi karıştırıp pizzanın tadını bozmazlar. Sade ama gerçektir.
avrupa da türkiye ile stratejik ortak olan, fakat sadece resmi olarak değil fiili olarak ortak olan tek ülke. türkiye ile arası çok iyidir. ab ye üyelik konusunda da sürekli türkiye yi destekler, defalarca fransa-almanya ittifakını türkiye ye karşı tutumları sebebiyle eleştirmişlerdir. dost ve müttefik ülkedir.
vize almak için gittiğim konsolosluğa sahip ülke. şahsıma kan kusturmuştur vatandaşları ve ayrımcılığı iliklerime kadar hissettirmişlerdir. vizeyi almama rağmen gitmemişimdir çektiğim sıkıntılardan dolayı. italya yandı deseler kinimden dolayı davul zurna tutar köçek oynarım o kadar yani.
en çok turist alan ülkelerden biri olduğundan dolayı, fiyatlar konusunda değişik prosedürleri vardır.
bir restorantta oturarak veya ayakta kahve içmek, farklı ücretlere tabidir. hesapta masada bulunan tuz, biber ve peçetelerin de ücreti yer alır. buna koperto denir.
taksiler free roam dolaşmazlar. taksiye binmek için durağa gitmeniz veya özel olarak çağırmanız gerekir. taksi çağrıldığı andan itibaren, başlangıcı 3 euro olan taksimetre işlemeye başlar.
en güzel şehri sanılanın aksine roma değildir. açık ara venediktir. kentin en güzel yeri de sanılanın aksine gondol qeyfi yapılan yer değildir. brutto nun güneyindeki 87 yaşındaki del sergei isimli ( gepetto baba ) ihtiyarın efsanevi kitapçı dükkanıdır. bu kitapçıda en sevilen eserlerin orijinal baskıları bulunur. varsa yabancı dil , biraz göz gezdirilir. pinokyo göndermeli gepetto isimli bu adamla keyifli bi sohbet ve fotoğraf çektirlir ve gilmio isimli dondurmacıya geçilir. dünyanın en güzel dondurması yenir ve getto ruhuna karışılır.
vasat turistlerden değilseniz , sepia temasını doğal olarak edinmiş , sokak müzisyenleri ve yerel içkilerle sarhoş olmuş brutto ya uğrayın ve tairh kokan , aşk kokan , edebiyat kokan bu sokaklarda yoruluncaya kadar yürüyün koşun. bisiklete binin. ah italyadsfdvdwerfghşda şaka lan buraya kadar okuduysan sözlükçü , bundan sonra okuma. bende italya ya gidecek para nerde amk. hep böyle yazmak istemişimdir ama. gitmiş gibi yapmak...
insanların 40 yaşına gelmeden iş dünyasında "tecrübeli" kabul edilmediği ülke. O yaşa kadar ne kadar başarılı olup olmadıkları önemli değil. bu yüzden çoğu genç yetenek ABD ve ingiltere, hatta Rusya yolunu tutuyor. Bi de gençler arasında işsizliğin artmasına da sebebiyet veriyormuş.